44. Bölüm

3.1K 171 61
                                    


Damla'dan...

İll defa okulumun bu şehirde olmasını istiyordum. Gülşen gözümün önünden bir türlü gitmiyordu ve onu burada yalnız bırakmak istemiyordum nedense. Selin ve Deniz de birkaç gün sonra gidecekti ve benim aklım burada kalacaktı. Dersimin olmadığı zaman ilk işim birkaç günlüğüne bile olsa buraya gelmek olacaktı.

Valizimi hazırladıktan sonra kendimi duşa attım. Güzel bir duştan sonra pijamalarımı giyip saçımda havluyla yatağıma uzandım. Annemler çoktan uyumuştu. Biraz telefonda vakit geçirip uyumaya çalışacaktım ben de. Yarın otobüsüm erken bir saatteydi çünkü. Telefonu elime alınca kendimi galeride gezerken buldum. Geçen akşam Gülşen ile parkta çekildiğimiz fotoğraflara baktım. Onun öncesinde yılbaşında olan toplu fotoğraflarımız vardı. Lise zamanı olan fotoğraflarımız da bilgisayarımdaydı büyük ihtimal. Gülşen'in güldüğü bir fotoğrafına yaklaştırıp baktım. Gülüşü çok güzeldi. Bir süre inceledikten sonra başka birine geçtim. Burada gülmüyordu ama bana bakıyordu. Bakışlarındaki anlam fotoğraftan bile belli oluyordu. Yüzüne yakınlaştırıp bir süre daha baktım. Gözüm istem dışı hafif dolgun duran dudaklarına kaydı. Acaba benimle öpüştüğünü hiç hayal etmiş miydi? Bu düşünce tuhafıma gitse de kötü bir tuhaflık değildi. Hemen galeriden çıkıp telefon tuşlarını kapattım ve tavana bakmaya başladım. Onu çok özleyecektim sanırım. Daha önce yıllarca görüşmediğimiz olduğu halde ilk defa ondan bir gün bile ayrı kalmak istemiyordum. Onun yanındayken kendimi iyi hissediyordum çünkü. O aşk itirafını yaptığından beri hareketlerine daha çok dikkat etmeye başlamıştım. Benim yanımda yaptığı heyecanı da böylelikle anlamıştım. Mesaj sesi ile telefonu karnımın üzerinden alıp mesaja girdim. Gülşen'den gelmişti.

'Seni şimdiden özledim. Arayı fazla açma olur mu?'

Buruk bir şekilde gülümseyip ne yazacağımı düşünmeye başladım. Eğer içimden geleni yazarsam ona daha çok umut vermiş olacaktım. Oysa bunu istemiyordum. Aramızda bir şey olacağı umuduna kapılmamalıydı.

'Ben de seni şimdiden özledim. İlk fırsatta geleceğim merak etme. Haberleşiriz yine güzellik."

Evet çok güzel! İçimden geleni yazmamdaki amaç neydi? Gerçi böyle bir mesajı her arkadaş birbirine atabilirdi değil mi? Bence evet. Çok geçmeden mesajıma yanıt geldi.

'Yarın kaçta otobüsün?'

'Sekiz buçukta. Neden sordun?'

'Hiç. İyi yolculuklar şimdiden bal yanaklım.'

Kendimi gülümserken buldum. Bana lisede sürekli bal yanaklım derdi çünkü. Ben de ona çikolatam derdim bazen. Bunun nedeni göz renginin çikolata gibi olmasıydı. Bir de kendisinin tatlı olması.

'Teşekkür ederim çikolatam. İyi geceler.'

'Sana da.'

Telefonu kapatıp bir süre daha tavana baktım. Bu aptal sırıtma da neydi?

Otogara geldiğimde yine otobüs saatimden çok önce geldiğimi fark ettim. Her zaman daha erken gelirdim geç kalma ihtimaline karşı. Valizimi yan tarafa koyup boş bir banka oturdum. Kulaklığımı çantamdan çıkarıp telefonumdan bir müzik açtım. Arkama yaslanıp hareketli müziğin ritmine göre ayağımla ritim tutmaya başladım. Yanıma oturan kişinin koluma dokunmasıyla irkilip o kişiye baktım. Ağzım açık bir şekilde kulaklığı çıkardığımda kocaman gülümsedi.

"Gülşen? Ne işin var burada?"

Oturduğum yerde bedenimi ona çevirip kollarımı doladım.

"Seni uğurlamak istedim."

Geri çekildiğimizde gözlerimizin buluşmasıyla bir iki saniye öylece kaldık. Gözlerini kaçıran o olmuştu.

"Çok iyi yaptın. O yüzden otobüs saatimi sormuştun sen," deyip güldüm.

"Evet," dedi utanarak.

"Bu saatte uykunu bölüp buraya gelmişsin, delisin sen."

"Söz konusu sen olunca hiç uyumasam da olur."

Bu kız cidden deliydi. Gözlerimiz tekrar buluştuğunda bu sefer daha uzun sürmüştü buluşmaları. Gözleri dudağıma kaydığında kafamı çevirip yan tarafa gelen otobüse baktım. Benim otobüsüm olmadığına karar verdikten sonra tekrar kafamı Gülşen'e çevirdim. Utandığımı belli etmiş miydim acaba?

"Sana bir şey soracağım."

Kafamı aşağı yukarı sallayıp bekledim.

"Biraz kafamı toparlamam lazım demiştin. Toparladın mı?"

Cevabımı masum bir şekilde beklerken çok tatlı duruyordu. Gözlerimi kıstım.

"Sanırım evet."

Kaşlarını havaya kaldırıp dudağını çizgi haline getirdi. Muhtemelen konuşmaya devam etmemi bekliyordu. Yan tarafa gelen başka bir otobüse bakıp ayağa kalktım.

"Otobüsüm geldi. Valizi yerleştireyim geliyorum," deyip valizimi sürüklemeye başladım. Otobüsün yan tarafına geçip valizi görevliye verdim. Görevlinin verdiği valiz numarasını alıp ön tarafa geçerken bir şeyden ilk defa emin olmuştum. Gülşen benim için arkadaştan öte biriydi. Ona karşı farklı hisler içine girmeye başlamıştım. Gülşen ayakta beni beklerken karşısında durdum.

"Ben artık bineyim."

Kafasını onaylarcasına sallayıp gülümsedi. Bir adım daha atıp bana yaklaştığında kalbim ritmini arttırmıştı.

"Görüşürüz o zaman."

"Görüşürüz," deyip biraz daha yaklaştım ve kollarımı sırtına doladım. Belimden sarılıp geri çekildi. Yüzlerimiz yakın duruyordu ve gözlerimiz de ayrılmıyordu. Bakışlarım önce burnuna sonra da hafif dolgun dudağına kaydı ama hemen gözlerini buldu. Onun da dudağıma baktığını görünce istemeden yutkunup dudağımı araladım. Yüzünü iyice yaklaştırdığında gözlerimi kapatıp bunu yapmamasını diledim. Bunu diliyorsam neden geri çekilmiyordum? Kalbim kulaklarımda atarken yanağıma kondurulan buse ile gözümü açıp ona baktım. Benden biraz uzaklaşıp utangaç bir şekilde gülümsedi. Yanaklarım kızarmamıştır umarım.

"Dikkatli ol."

"Tamam," deyip bir iki adım geriye gittim. Arkamı dönüp otobüse bindim ve koltuğuma doğru ilerleyip yerleştim. Camdan dışarı baktığımda Gülşen yan tarafa geçmişti ve otobüsün içinde beni ararcasına bakınıyordu. El sallayıp yerimi belli ettiğimde bakışı beni buldu. Bir süre baktıktan sonra hüzünlü bir şekilde 'Seni seviyorum,' dedi. Sesini duymasam da dudağını okuyarak anlamıştım. 'Ben de seni seviyorum,' deyip öpücük gönderdim. Otobüs haraket edince el salladı. Ben de ona el sallarken gözümden bir damla kurtuldu. Şu an otobüsten geri inme isteğimi bastırmam gerekiyordu. O gerçekten benim için değerliydi. Şimdiye kadar bu ihtimali hiç düşünmemiş olsam da onunla çift olma fikri şu sıralar aklımdan çıkmıyordu. Kendimi yavaş yavaş ona kaptırıyordum sanırım. Benim diğer yarım Gülşen olabilir miydi? Beni tamamlayan ve hayat arkadaşım olacak kişi gerçekten o muydu? Bence olmalıydı da. Gülşen görüş alanımdan çıkınca kafamı geriye yaslayıp gözümü kapattım. Kalbim hala hızlı atıyordu. Elimi, ilk defa bir kız için çarpan kalbimin üzerine koyup bekledim. Bu güzel bir histi.


UMUT (girl×girl) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin