Selin ve ben Damla'nın yanına oturduğumuzda kendimi çok kötü hissediyordum. Kesin kötü bir konuşma geçmişti aralarında ve Gülşen de çekip gitmişti.
"Damla iyi misin?" dedim tedirgince.
Kafasını bana çevirip ifadesiz bir şekilde baktı.
"Siz biliyordunuz değil mi? Bu kahvaltı olayı da bu yüzden çıkmıştı."
Ne diyeceğimi bilemeden ona bakarken Selin söze girdi.
"Demek itiraf etti. Umarım onu terslememişsindir."
Damla bu sefer Selin'e bakmaya başladı. Yüzünde hala bir ifade yoktu.
"Hayır, terslemedim. Sadece..."
Kafasını aşağı indirip halıya baktı bir süre.
"Sadece şaşırdım. Ama kesinlikle terslemedim. O zaten söyler söylemez evine gitti. Fazla konuşmadık bile."
"Bak Damla," deyip uzanıp elini tuttum. "Seni kesinlikle etkilemek gibi bir niyetimiz yok. Sadece kendin ol yeter."
Kafasını bana çevirdiğinde gözleri dolmuştu.
"Ben onu kırmak istemiyorum. Hatta ondan uzak da durmak istemiyorum. Ya onun canını yakarsam bilmeden? Ya şimdiye kadar da istemeden onun canını yaktıysam? Ben bu durumu nasıl anlamadım şimdiye kadar?"
Benim de gözlerim dolarken uzanıp kollarımı ona doladım. Selin de diğer yandan sarıldığında bir süre öyle kalıp geri çekildik.
"Bilerek kimsenin canını yakacak biri değilsin sen. Şimdiye kadar evet, onun üzülmesine neden olmuş olabilirsin tabii istemeden."
Selin'in sözlerine karşı Damla'nın gözlerinden yaş süzülmeye başladı. Selin'e gözlerimi açıp bakarken kafasını sallayıp bakışlarını kaçırdı.
"Bence çok yakışırsınız. Sen bunu bir düşün," dedi Selin.
"Bizim etkimizde kalma. Tamamen kendi kararın. Sadece zamana bırak ve kalbini dinle," dedikten sonra tekrar Selin'e baktığımda omuz silkip ayağa kalktı.
"Ben akşam yemeğini hazırlayım."
"Biz yemek yaptık Gülşen'le."
"O zaman sen sofrayı hazırla hayatım. Ben de Gülşen'i alıp geleyim," dedim ve ayağa kalktım. Damla kanepede oturmaya devam ederken Selin ile ikimiz mutfağa gittik.
"Bence o da Gülşen'i seviyor ama kabullenemiyor."
"Öyle mi dersin?"
"Evet," dedi Selin dolaptan tabakları çıkarırken. "Bakışlarından belli."
"Ben gidip Gülşen ile konuşayım."
"Buraya gelmek istemezse zorlama bence. Ben ona yemek indiririm."
Kafamı aşağı yukarı sallayıp arkamı dönerken Selin kolumdan tutup beni durdurdu. Kafamı ona çevirdiğimde uzanıp dudağını dudağıma bastırdı. Vücudumu da ona çevirip iyice yaklaştım ve kısa bir öpüşmeden sonra ayrıldık.
"Enerjim bitmek üzereydi de," dedi utangaç bir şekilde gülümserken. Bu dediğine ben de gülümsemiştim.
"Bana bu enerji yeterli gelmez ama neyse," deyip göz kırptım ve o hala gülümserken dış kapıya yöneldim.
Zile bastığımda çok geçmeden Gülşen kapıyı açtı. Suratındaki ifade baya üzgündü. İçeri eliyle davet ettiğinde girip salona yöneldim. Arkamdan gelip o da benim gibi kanepeye yerleşti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUT (girl×girl) (Tamamlandı)
Teen FictionUmut etmek güzeldir. İçinizdeki o küçük umut tanesini korumanız dileğiyle...