Valizimle yukarı çıkmadan önce Selin'e bir mesaj attım.'Kapıyı iyice kilitle. Arkasındaki demiri de kapatmayı unutma.'
Valizi yukarı çıkarıp kapının önüne koyarken son gücümü de burada kullanmıştım. Tam zile basacakken Selin'den yanıt geldi.
'Tamam merak etme sen.'
Tuşları geri kapatıp zile bastım ve bekledim. Çok geçmeden annem kapıyı açmıştı.
"Hoş geldin kuzum," deyip valize yöneldi hemen.
"Ben alırım içeri. Sen önce bana sarıl," deyip kocaman sarıldım. Çok özlemiştim onu. O da bu dediğime gülüp sıkıca sarıldı. Hasret giderme faslından sonra valizi tekrar yüklenip odama götürdüm. İçindekilerin bir kısmını dolaba yerleştirip bir kısmını da kirli sepetine attım. Annemle kahve keyfi yapabilirdim artık.
"Eline sağlık. Çok güzel olmuş," dedi annem kahvesini keyifle yudumlarken. Balkonda oturma kararı almıştık çünkü daha serin oluyordu. Ayrıca mutfaktan açılan bu balkon çok büyük olduğundan dolayı bahçe için olan oturma takımlarıyla dizayn etmiştik. Benim odamdaki balkon da büyüktü fakat burası kadar değildi.
"Afiyet olsun annem."
"Ee anlat bakalım. Nasıldı tatiliniz?"
"Çok güzeldi," derken oradaki yaşadıklarımız geldi gözümün önüne ve aptal gülümsememe engel olamadım.
"Selin nasıl oldu? Herkes şok içinde kaldı o gün."
"Selin iyi. Sadece son anda yanlış insanla evlenmekten vazgeçti diyelim."
"Annesi aradı beni. Nerede olduklarını biliyor musun, dedi. Ben de tatile gidecekler dedim. Selin toparlansın sana haber verir merak etme sen dedim. Teselli vermeye çalıştım elimden geldiğince."
"Arayıp konuştu onlarla merak etme."
"Hayırlısı olsun. Bunda da vardır bir hayır. Ben zaten pek sevmemiştim o çocuğu."
"Aynen öyle. Hayırlısı," deyip bakışlarımı uzaklara çevirdim. Bu konuyu daha fazla konuşmak sinirimi bozuyordu. Özellikle aklıma Ahmet gelince çıldıracak gibi oluyordum. Yarım kalan kahvemi alıp annemden müsaade istedim ve odama geldim. Yarın iş vardı. Bir haftadır biriken işleri mail yoluyla bana atmıştı patronum. Onları incelerken zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım. Akşam yemeğinde babam birkaç soru sorup konuyu kapattı. Üzerinde fazla durmadığı için rahatlamıştım. Selin'i annem de babam da çok sever. Bu yüzden onun kararına saygı duyduklarını belirttiler. Yemekten sonra tekrar odama çıktım ve duşa girmeden önce balkona çıkıp bir sigara yaktım. Selin'i arayıp konuşmak istiyordum şu an ama içimden bir şey engel oluyordu sanki buna. En sonunda vazgeçip ekran tuşlarını geri kapattım ama tam o sırada Selin beni aradı.
"Efendim?"
"Ne yapıyorsun," dedi bozuk ses tonuyla.
"Duşa girmeden bir sigara içeyim dedim. Sen ne yapıyorsun?"
"Kanka ben seni özledim."
Kalbime bir şey otururken onun yanına gitme isteğimi bastırmaya çalıştım.
"Ben de seni özledim. Hem sen ağlıyor musun?"
"Hayır. Sadece üzgünüm. Sana söz vermiştim hatırlasana. Ağlayamam o yüzden," deyip hafifçe güldü.
"Şimdi güzelce uyu bakalım. Belki yarın iş çıkışı uğrayabilirim yanına."
"Yaa çok iyi olur. Hem ben sana yemek yaparım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUT (girl×girl) (Tamamlandı)
أدب المراهقينUmut etmek güzeldir. İçinizdeki o küçük umut tanesini korumanız dileğiyle...