Belinden kavrayıp biraz kendime çektim. O bana kollarını doladığında titreyen bacaklarıma kalbim de eklendi. Bu duygu, bu his nasıl tarif edilir bilmiyorum ama tek bildiğim şey şu an dünyanın en mutlu insanı olduğum.Eş olarak ilk dansımızı yaparken sadece birbirimizin gözlerine bakıyorduk. Etraftaki insanlar ne yapıyordu bilmiyorum. Hatta orada olduklarını bile unutmuş durumdaydım. Şu an sevdiceğim kollarımdaydı ve eşim olmuştu. Eşim... Bu kelime ona çok yakışmıştı. Hem ruh eşim hem de resmi eşim. Bu gerçek miydi? Tüm bu yaşadıklarımız bir gerçek miydi yoksa beynimin bana oynadığı güzel bir oyun muydu?
Ah o kahverengiler yok mu, onu tanıdığım gün kahverenginin en güzel tonunu da tanıdım. Bir çift kahverengide insan kendinden geçer mi? Hayatın anlamını bulur mu? Buluyormuş... Bana anlamla, aşkla bakan bu gözlere aşığım. Uzun kirpiklerine, saçlarının her bir teline, kusursuz burnuna ve güzel dudaklarına aşığım. En önemlisi de onun muhteşem kalbine aşığım.
Gözümden süzülen birkaç damla yaş mutluluğumun en özel göstergesiydi. Bu birkaç damla yaş varya, hiçbir zaman unutamayacağım bu güzel anların bir simgesiydi. Benim yeniden doğuşumdu. Bir bebeğin hayata gözlerini açtığı an akıttığı göz yaşı misali, benim de hayata gözlerimi yeni açtığımı gösteriyordu bu yaşlar.
Selin dolu gözlerle bana bakarken parmağıyla yanağımı sildi. Sonra onun da gözünden bir damla düştü. Elimi yanağına yerleştirip baş parmağımla gözünün altını sildim hafifçe. Elini, yanağının üzerinde duran elimin üzerine koydu ve gözlerini kapattı. Müziğin ritmi ile dans etmeye devam ederken ellerimizi indirdi ve alnını alnıma yasladı. Bulduğum huzur ile gözlerimi kapattım.
Damla'dan...
Deniz ve Selin ilk dansını yaparken hepimiz onlara gülümseyerek bakıyorduk. Sanırım ikisi de duygulanmış olduğu için gözlerinde yaş vardı. Birbirlerine böyle aşkla bakmaları şu an içimi ısıtıyordu. Bu derece sevginin, aşkın sadece filmlerde olmadığına şahit olmuştum onlar sayesinde. Ve Gülşen sayesinde... O bana aşkını ve sevgisini her şekilde belli ediyordu. Bazen istemli bazen de istemsiz... Bazen kendini garip bir şekilde geri çekiyordu. Bu sanırım benden net bir cevap alamamaktan kaynaklıydı. Ya da benim hislerimden emin olmadığından. Sevgili değiliz ama birbirimiz için çok fazla özeliz. Ne hissettiğimden emin olsam da ona karşı belli edemiyorum sanırım.
İkinci bir dans müziği başladığında Cenk ve eşi dansa kalktılar. Ardından Açelya ve Eda, onların arkasından da Mitat ve Derya dansa kalktı. İlk başta tereddüt etsem de içimdeki şeyleri bastıramadım ve ayağa kalktım. Yanımda oturan ve duygusal bir şekilde dans edenlere bakan sevdiğim kızın önünde durdum. Elimi ona uzatıp gülümsedim. Bunu yaparken kalbim yerinden çıkacak gibi atmaya başlamıştı. Gülşen muhteşem gülümsemesini sergileyip bana baktı.
"Bu dansı bana lutfeder misiniz güzel hanımefendi?"
"Memnuniyetle," deyip elimi tuttu ve ayağa kalktı. Yan yana birkaç adım atıp ortaya geldiğimizde ellerimin terlediğini fark ettim. İlk defa dans edecektik ve bu çok güzel bir histi. Siyah elbisesinin içinde çok fazla güzel görünüyordu. Benim bordo elbisem gibi onun da etekleri kısaydı. Kalbim bir kere daha çarparken düz sarı saçlarının bir tutamını geriye atıp ellerini belime yerleştirdi. Bu titremem normal miydi? Müziğin sesini bastıran kalbimin sesi beynimde yankılanırken ellerimi onun omzuna yerleştirdim ve gözlerimizi buluşturdum. Bana aşkla bakan bu gözler kalbimin yine titremesine neden oldu. Müziğin ritmine göre dansımız devam ederken tek odak noktam gözleriydi. Bir türlü ayıramıyordum bakışlarımı onun gözlerinden. En sonunda bakışlarım hafif dolgun dudağına kayınca istemsizce yutkundum. Bu fark etmiş olacak ki yanaklarında pembelik oluşmuştu. Gözümü birkaç kere kırpıp kafamı salladım ve aklıma gelen düşünceyi kovdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUT (girl×girl) (Tamamlandı)
Teen FictionUmut etmek güzeldir. İçinizdeki o küçük umut tanesini korumanız dileğiyle...