52. Bölüm

3.1K 145 136
                                    

Selam canlarım ben geri döndüm 😄 çook uzun zamandır bölüm atamadım ve bazılarınızın artık sabırsızlandığını görebiliyorum. Bunun sebebi hem günlerimin çok yoğun geçmesi hem de ilham problemim. En sonunda kendime ve hikayeme vakit ayırıp bir bölüm yazdım, daha doğrusu gelen ilham kırıntılarını değerlendirmeye çalıştım 😄 Umarım beğenirsiniz. Beklettiğim ve geç bölüm attığım için hepinizden özür dileyerek sizi hikayeyle baş başa bırakıyorum ❤ Keyifli okumalar 🌈




Damla'dan...

Kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalktığında ortama bir iki dakika sessizlik hakim oldu. Bu sırada ne diyeceğimi bilemeden beklemiştim. Teyzemin gözleri dolmuştu ve tabağına bakıyordu sadece. Annem ise sinirli görünüyordu.

"Haluk yine yapacağını yapmış. Yine bir şekilde üzmeyi başardı kardeşimi. Ah ah! Ben başından beri diyordum o herif seni mutlu etmez diye de. Neyse."

Teyzem başını tabağından kaldırıp anneme baktı.

"Abla yıllar öncesini konuşmanın ne faydası var şimdi?"

"Yalan mı ama? Deniz buradan uzaklaşmakla çok iyi yapmış. Başta karşı çıkmıştım uzağa gitmesine ama burada bu herif rahat bırakmazdı onları. Gerçi seni rahat bırakmadı bu sefer de."

"Ne yaptı eniştem?" derken korkuyla sormuştum.

"Daha ne yapsın? Huzur mu bıraktı hepimizde? Teyzene etmediği laf kalmamış. Sonra da çık git deyip evden kovmuş. Sebebi de Deniz ve Selin."

Ağzım açık bir şekilde kalmıştım. Deniz bunu duyarsa çok üzülecekti. Kız tam mutlu oldum derken niye sürekli bir şey çıkmak zorundaydı ki?

Deniz'den...

Gözlerimi açtığımda bana sokulmuş bir şekilde duran Selin'e baktım. Bebekler gibi uyuyordu şu an. Bir kolumu ona atıp başının tepesine bir öpücük kondurdum. Onunla beraber güne uyanmak bambaşkaydı. O benim sabah enerjimdi. Huzurum, mutluluğum... Yavaş hareketlerle ondan bedenimi uzaklaştırıp kollarını üzerimden aldım ve yanına koydum. Güzel görüntüsüne dayanamayıp yanağına da küçücük bir öpücük kondurdum. Bu sırada biraz hareketlense de arkasını dönüp uyumaya devam etti. Kısa süren bir duş aldıktan sonra mutfağa inip kısık sesli, hareketli bir müzik açtım ve kahvaltıyı hazırlamaya başladım. Çayı demledikten ve masayı hazırladıktan sonra telefonumu elime alıp Damla'yı aradım.

"Günaydınn."

"Günaydın kuzen," dedi uykulu bir sesle.

"Uyuyor muydun uykucu?" deyip güldüm.

"Yeni uyandım ya."

"İyi bakalım. Ne yapıyorsun?"

"Gülşen ile kahvaltı yapacağız birazdan."

Sandalyeye oturup nemli saçımdan bir tutamı elime alıp oynamaya başladım.

"Oo Gülşen ile beraber misin? Selam söyle."

"Söylerim. Siz ne yapıyorsunuz, nasıl gidiyor?" derken sesi durgun gelmişti.

"Bizim her şey yolunda ya iyi gidiyor. Selin'in uyanmasını bekliyorum kahvaltı için. Senin sesin biraz kötü geliyor. Bir sorun yok değil mi? Annemler nasıl?"

Uzun süren sessizlik beni epey germişti. İçime kötü bir his dolarken kaşlarım çatılmış bir şekilde ayağa kalktım.

"Damla bir şey mi oldu?"

Selin'den...

Sevdiceğimin yanına inerken mutfaktan gelen güzel kokularla kendimden geçiyordum. Gülümseyerek mutfağa girdiğimde Deniz'i göremedim. Ocaktaki kaynayan çayın altını kapatıp masaya bir göz attım. Şahane görünüyordu.

UMUT (girl×girl) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin