31. Bölüm

3.8K 197 41
                                    


Eşyalarımızı toplarken bu güzel kampın bitmesi beni hüzünlendiriyordu.

"Kızlar sizi biraz burada bekletmek zorundayım," dedi Mitat. Arabayı kamp alanına çekmiştik eşyaları rahat toplamak için ve etrafta kimse de kalmamıştı.

"Tamam kanka," deyip Selin'in katlamaya çalıştığı battaniyenin ucundan tuttum. "Dur yardım edeyim."

Selin katladığımız battaniyeyi arabaya koymak için eğildiğinde etrafa bakıp Mitat'ın gittiğinden emin oldum. Selin'in arkasından sarıldığımda kıkırdadığını duydum. Benden kurtulup arabaya oturdu ve montumun yakalarından tutup kendine çekti. Kucağına oturup yanaklarından tuttum ve dudaklarımızı buluşturdum. Belimdeki elleri kalçalarımı bulduğunda nefes almak için geri çekilip gözlerine baktım.

"Yakalanma ihtimalimiz var biliyorsun değil mi?" dedi gülümseyerek.

"Boş versene," deyip alt dudağını dudaklarım arasına aldım ve gözlerimi kapattım. Kollarımı boynuna doladığımda beni kalçalarımdan kendine çekti. Başım dönmeye başladığı için dudaklarımızı ayırıp alınlarımızı yasladım. Gözlerim hala kapalıyken gelen ses ile irkilip hemen Selin'in üzerinden kalktım ve arabadan indim. Bize doğru gelen Mitat bir şey görmemiş gibiydi. Ya da çaktırmıyordu.

"Hadi gidelim," deyip yerde kalan son çantayı da bagaja koydu. Selin'in yanına oturduğumda hala nefes nefeseydim. Göz ucuyla baktığımda muzipçe sırıttığını fark ettim. Kendimi tutamayıp sesli güldüğümde az önce arabaya binen Mitat bize baktı.

"Neye gülüyorsunuz be?"

"Hiç," dedik Selin'le aynı anda.

Yol boyunca müziği son ses açıp deli gibi bağırarak şarkı söylemiştik. Bizim evin önüne gelince Mitat'ı da eve kahve içmeye davet ettik. Yukarı beraber çıkarken alt komşumuz Gülşen'i bizim kapının önünde beklerken gördük.

"Gülşen?"

"A şey, size uğramak istemiştim. Tam zamanında çıkmışım yukarı."

_____

"Demek kamp yaptınız? Ben de hep yapmak istemişimdir," dedi Gülşen. Mutfak masasında otururken Selin ve ben bu sırada sigara yakıyorduk. Mitat kahvesinden bir yudum alarak Gülşen'e baktı.

"Tekrar gidersek sen de gelebilirsin."

İki kaşımı da kaldırıp Mitat'a baktım. Selin bacağıyla bacağıma hafifçe vurduğunda kafamı ona çevirdim. Göz ucuyla Gülşen'le Mitat'ı gösterirken gülmemek için zor tutuyordu kendini. Böyle yakıştırmaları yapmayı sevmiyordum ama ikisine baktığımda yan yana çok tatlı göründükleri de bir gerçekti. Ki Mitat kolay kolay kimseyi davet etmezdi aktivitelerine.

"Çok güzel olur," dedi Gülşen. Bakışlarını en sonunda Mitat'tan alıp bize çevirdiğinde yüzüklerimize baktığını fark ettim. "Siz?" deyip bir süre bize baktı. Doğru ya, aramızdaki durumu öğrenmeyen bir o vardı.

"Selin'le ikimiz evlenme kararı aldık," dedim gülümseyerek. Selin elimi tuttuğunda Gülşen kocaman gülümsedi.

"Sizin adınıza çok sevindim, tebrik ederim. Ama bir şey deyim mi, aranızda bir şey olduğundan şüphelenmiştim ben zaten," dedi hala gülümserken.

"Teşekkür ederiz," dedi Selin kibarca.

"Videoya almıştım sizi kanka. Durun atayım aklımdayken."

"Ne videosu?"

"İkisi de aynı anda birbirine evlilik teklifi etti inanabiliyor musun?"

"Ben de izleyebilir miyim?"

"Tabii."

Gülşen Mitat'a biraz daha yaklaştığında ikisi de videoyu izlemeye başladı. Telefonuma gelen videonun dolmasını beklerken Selin ile birbirimize bakıp güldük. Sigaramdan bir nefes çekerken gözlerim onda takılıp kalmıştı. Bu kadar güzel gülemezdi bir insan. Evet, yine aşka gelmiştim.

Mitat'ın çektiği videoyu izlerken gözlerim dolmuştu. Selin bana biraz daha yaklaşıp bir kolunu omzuma attı. Video bittiğinde çenemi hafifçe sıkıp geri bıraktı ama kolu hala omzumdaydı.

"Çok tatlıydı bu video. Ee düğünü ne zaman yapacaksınız?"

Gülşen bu soruyu sormasaydı bunu hiç düşünmeyecektik sanırım. Sahi, hiç düşünmemiştik bunu. Gerçi burada yapmamız biraz sıkıntılıydı. Bu yüzden yurt dışına taşındıktan sonra yapabilirdik. Tabii bu konuya Selin'le beraber karar versek daha iyiydi.

"Onu belirlemedik daha."

"Kanka ben sizin nedimeniz olayım," dedi Mitat. Bu dediğine hepimiz kahkaha atmıştık.

"Seni davet ettiğimizi kim söyledi?" deyip güldüm.

"Alınıyorum ama. Hem sizin arkanızda her zaman kim vardı söyleyin? Dügünden gelin kaçırdın, benim yanıma sığındın. Ev tuttunuz, eşya taşıdınız, kamp yaptınız ben yardım ettim."

"Düğünden gelin mi kaçırdın?" dedi Gülşen bana inanamayarak bakarken. Aferin Mitat ya! Her şeyi dök ortaya. Boğazımı temizleyip konuşmaya başlayacakken Selin kolunu omzumdan aldı ve söze girdi.

"Beni kaçırdı. Daha doğrusu ben kaçtım Deniz de yardım etti," deyip hafifçe gülümsedi ve kahvesinden bir yudum aldı. Bu sırada Mitat'a öldürücü bakışını atmayı da ihmal etmemişti. Mitat kedi gibi oturduğu yerde pısarken onun bu haline bir kahkaha atmıştım.

¤¤¤¤¤

Birkaç gündür işlerle uğraştığımız için yoğunduk. Şirkette öğle molasına yarım saat kala Selin yanıma gelip muhteşem gülümsemesi ile bütün yorgunluğumu almıştı.

"Bitirdin mi işlerini güzelim?" dedi karşımdaki sandalyeye otururken. Bu kızı her gördüğümde nasıl bu kadar hızlı atıyordu kalbim?

"Az kaldı. Ama sonra devam edeceğim," dedim ve önümdeki dosyanın kapağını kapatıp sevdiceğime odaklandım.

"Yeni bir iş için anlaşma yapılacakmış. Herkes bunu konuşuyor."

"Bize neden kimse bilgi vermedi?"

"Hiçbir fikrim yok. Neyse onu bırak şimdi, ben çok açım. Erken mi çıksak yemek için?"

Gülümseyip kafamı aşağı yukarı salladım.

"Bugün ne yemek istersiniz hanımefendi?"

Selin masanın üzerinden bana doğru yaklaşıp muzipçe gülümsedi.

"Seni."

Alt dudağımı ısırdığımda uzanıp çenesini tuttum ve dudaklarına baktım. Deli gibi öpmek istiyordum ama şu an hiç zamanı değildi ve o malum günden beri zaten bütün gözler üzerimizdeydi. Tut kendini Deniz. Tutman lazım!

"Bunun için akşamı beklemen gerekiyor," deyip onu bıraktım ve ayağa kalktım. "Hadi gidelim, ben de çok açım."

Selin aynı pozisyonda bir süre daha oturmaya devam ederken çantamı alıp onu bekledim. Gülümseyip kafasını hafifçe salladı ve yerinden kalktı.

"Akşam için ne yemek yapsak ki?"

"Bilemiyorum," dedim koridorda yürürken. "Hem daha öğle yemeğini yemeden akşamı mı düşünüyorsun?" deyip güldüm. Selin koluma girdiğinde o da gülüyordu.

"Makarna mı yapsak? Uzun zamandır yapmıyorduk."

"Olabilir."

"Daha çok acıktım bak."

İkimiz de daha fazla gülerken şirketten çıkmıştık. Karşımda babamın bize doğru geldiğini görünce gülmem gitmişti ve donup kalmıştım. Burada ne işi vardı ki?

UMUT (girl×girl) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin