Uyarı: Bölümde yarıya kadar +18 bir sahne var. Rahatsız olanlar o kısmı atlayarak okuyabilirler 🤗 okuyanların bana ilham olan medyadaki şarkıyla beraber okumasını tavsiye ederim 😄 değerli yorumlarınızı eksik etmezseniz sevinirim canlarım. Keyifli okumalar diliyorum 💛
Öpüşmemiz tutkulu bir hal almıştı ve bedenim alev alevdi. Elimizdeki sigaralardan kurtulduktan sonra gözlerinin içine bakarak oturduğum yerden kalkıp bacaklarımı açtım ve Selin'in kucağına oturdum. Az önce ayırdığımız dudaklarımızı hasret kalmışçasına tekrar buluşturduğumuzda iki elimi de boynuna yerleştirdim. Dilimle dudaklarını araladığımda ellerini kalçamda hissettim. Kalçamı hareket ettirmemle beni kendine daha çok çekti ve ona sürtünmeme neden oldu. İniltime engel olamadığımda dudaklarımı ondan uzaklaştırmadan burnuna götürdüm. O çenemden başlayıp boynuma indiğinde kafamı geriye atıp gözlerimi kapattım. Boynumda dilinin ıslaklığını hissettiğimde kendimi ona tekrar bastırdım. Elleri bu defa belime çıkmıştı. Tişörtümü çekip çıkardı ve az önce tenimden ayırdığı dudakları bu defa göğüslerimi buldu. Kasıklarım sızladığı için kendimi ona sürtme ihtiyacı duyuyordum. Çenesinden tutup kafasını kaldırdım ve gözlerinin içine baktım. Gördüğüm istek ve arzu beni daha da etkilemişti. İkimizde hafif gülümseyerek birbirimize bakarken onu öpmekten asla bıkmayacağımı biliyordum. Tekrar dudaklarını emmeye başladım. Bu defa geri çekilmemize neden olan şey onun tişörtünü çıkarmaya çalışmam oldu. Tişörtü yere attığımda kalçalarımda bir baskı hissettim. Ayağa kalkarken beni de kucağına almıştı ve boynuna kollarımı sıkıca dolamama neden olmuştu. Başım dönüyordu ve bu heyecan beni kalpten götürebilirdi şu an. Beni mutfak tezgahına oturttuğunda dudaklarımız inatla ayrılmıyordu. Bacaklarımı beline doladım ve ayaklarımla onu kendime daha çok çektim. Alt dudağını ısırıp geri çekilirken ikimizden de inilti çıkmıştı. Sırtımda gezinen elleri taytımın içine, kalçama doğru yol almıştı. Onu itekleyip yere indim. Bacaklarımın titremesi yüzünden düşmekten korkuyordum. Alınlarımız birbirine dayalıyken hala başım döndüğü için belinden tuttum ve olduğumuz yerde döndük.
"Bence yatağa geçelim," demeye çalışsam da sesim fısıltı halinde çıkmıştı. Mükemmel gülümsemesi bunu onayladığını gösteriyordu. Elinden tutup yatak odasına doğru çekiştirdim. Odaya geldiğimizde bedenini bana bastırıp yatağa doğru itekledi. Sırtım yatakla buluştuğunda altımızdaki giysilerden de kurtulduk ve sadece iç çamaşırlarıyla kaldık. Üzerime çıktığında saçını geriye atıp dudaklarını vücudumda gezdirmeye başladı. Her hücrem ayrı titrerken bir elimi saçlarına geçirdim ve gözlerimi kapattım. Nefes alış verişlerim çok hızlıydı. Arada ikimizden de iniltiler çıkması beni daha çok tahrik ediyordu. İç çamaşırlarımızdan kurtulduğumuzda ağırlığını bana verip dudaklarımızı buluşturdu. Birbirine yapışık olan vücudumuz kıvranırken sadece öpüşüyorduk. Tenim onun teniyle birlikte alev almıştı adeta. Ona karşı duyduğum istek ve arzu en üst seviyeye gelmişti. Vücudunda gezen ellerimi tek eliyle başımın üzerinde sabitledi. Diğer eli ise malum yeri bulunca boğuk bir şekilde inledim. Ellerimi ondan kurtardığımda yattığımız yerden doğrulup oturduk. Oturmamıza rağmen bedenlerimiz birbirinden ayrılmamıştı. Ben de elimle onu hissederken dudaklarımız hareketsiz bir şekilde birbirine değiyordu. Nefeslerimiz birbirine karışmış bir şekilde inlemeye başladık. Zirveye geldiğimizde ikimiz de gözlerimizi kapatıp birbirimizin boynuna yüzümüzü gömmüştük.
_________
Hafifçe esnediğimde gözlerimin uykusuzluktan sızladığını fark ettim. Bir elimle direksiyonu tutarken diğer elimin parmakları Selin'in parmaklarıyla aşk yaşıyordu. Göz ucuyla ona baktığımda beni seyrettiğini gördüm. Hafifçe gülümseyip tekrar yola baktım.
"Niye öyle bakıyorsun?"
"Uykulu halin bile çok tatlı, o yüzden."
Tekrar göz ucuyla ona bakıp yola odaklandım. Parmaklarımız hala birbiriyle oynaşma derdindeydi.
"Beni bu yüzden mi uykusuz bıraktın?" deyip hafifçe güldüm.
"Sana doyamadığım için uykusuz bıraktım," deyip kıkırdadı. Diğer eliyle uzanıp radyonun düğmesini çevirdi. Arabanın içine dolan müzikle uykum açılmaya başlamıştı sanki (Medyadaki şarkı).
"Bu şarkıya bayılıyorum," dedi hafif sesini yükselterek. Kırmızı ışıkta durduğumuzda dönüp ona baktım.
"Ben de sana bayılıyorum."
Alt dudağını ısırıp gülümsediğinde bana doğru uzandı. Ben de ona uzandım ve dudaklarını dudaklarım arasına aldım. Yavaş ve kısa bir öpücükten sonra geri çekilip yeşil ışığın yanmasını bekledim.
"Bak şimdi açıldı uykum."
Bu dediğime bir kahkaha atıp telefonunu eline aldı ve yukarı doğru kaldırdı. Açılan ön kamerada kendime değil de Selin'e bakıyordum. Bana biraz daha yaklaştığında ben de ona yaklaştım ve yanaklarımızı yasladım. Birkaç poz fotoğraftan sonra yanağına dudaklarımı bastırdım ve bekledim. Fotoğraf çekme sesi geldikten sonra Selin de bana döndü ve dudaklarımızı buluşturdu. Bu sırada fotoğraf çekmeye devam ettiğini biliyordum. Geri çekilmemize neden olan korna sesleri sabırsızca artarken hemen gaza yüklendim. Bu sırada gülme krizine girmiştik.
Şirketteki sıradan günümüzün bitmesine bir saat kalmıştı. Sıkıntıdan patlamak üzereyken geri kalan işlerimi yarın da yapabileceğime karar verip önümdeki dosyayı kapattım ve derince bir of çektim. Parmaklarımı saçlarıma geçirip kafamı öne eğdim ve gözlerimi kapattım. Bir an önce eve gidip uyumak istiyordum. Kapı sesiyle irkilip kafamı kaldırdığımda karşımda muhteşem gülüşü görünce gülümsedim.
"Bugün direkt eve gitmesek mi?"
"Ne yapacağız?" diye sordum merakla.
Karşımdaki koltuğa yerleşip ellerini masanın üzerinde birleştirdi.
"Uzun zamandır yapmadığımız bir şeyi."
Gözlerimi kısıp biraz düşündüm ve muzipçe gülümsedim.
"Bunun için ev daha uygun değil mi?"
Tek kaşımı kaldırıp baktığımda bir kahkaha attı.
"Aklın fikrin orada değil mi?"
Omuz silkip ona baktım.
"Bara gidelim diyorum. Ne diyorsun?"
Cidden uzun zamandır gitmediğimizi fark etmiştim. Aslında fena fikir değildi ve biraz eğlenmeye ihtiyacımız vardı.
"Hmm güzel olur."
Çocuk gibi ellerini birbirine vurup sevincini belli ettiğinde kafamı iki yana sallayıp bu tatlı halinin tadını çıkardım.
"Tamam anlaştık o zaman güzelim. Çıkışta alırım seni," deyip göz kırptı ve oturduğu yerden kalktı. Kapıdan çıkmadan önce bana öpücük atmayı ihmal etmedi. Kalbim yine çaresizce çırpınıyordu. Her hareketine hayran olduğum kız beni her seferinde etkilemeyi başarıyordu. Arkasından bir süre bakarken aptal gülümsememe engel olamıyordum. Kendimi toplayıp masanın üzerindeki dosyaları kaldırmaya başladım. İkinci bir kapı sesiyle arkamı dönüp gülümsedim ama bu gülümsemem uzun sürmedi.
"Beş dakika sonra toplantı odasında ol."
Babam emrini verip geri çıktığında derin bir nefes alıp kafamı salladım. Bu tavırları artık sıkmaya başlamıştı ve yeni patronumuz olması durumu daha da katlanılmaz yapıyordu. Kemal Bey çalışanlarla ilgilenmeyi bırakmış sadece işleri kontrol ediyordu. Bu yüzden ortalık resmen babama kalmıştı.
Toplantı odasına girdiğimde herkes yerini almıştı çoktan. Bakışlar üzerimde gezinirken Selin'in yanındaki boş sandalyeye yerleşip bekledim. Babam ve Kemal Bey ellerinde dosyalarla içeri girince herkesin bakışları onlarda sabitlendi. İşle ilgili sıkıcı konuşmaları dinlerken bacağımla Selin'in bacağına dokunmaya başladım. Ne yapayım, çok sıkılmıştım. Selin'e göz ucuyla bakıp gülmemi bastırdığımda ciddi bakışlarını bana çevirip göz ucuyla babamı gösterdi. Tekrar babama baktığımda öfkeli bakışları korkmama neden olmuştu.
"Deniz ve Selin! Toplantı bitince odama gelmeniz lazım!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUT (girl×girl) (Tamamlandı)
Teen FictionUmut etmek güzeldir. İçinizdeki o küçük umut tanesini korumanız dileğiyle...