Bir hafta sonra kamp olacağını öğrendiğimde sevinç çığlığı atmıştım resmen. Bu benim hayallerimden biriydi. Mitat daha sonra detaylı bilgi vereceğini söylemişti. Telefonu kapattıktan sonra şarkı söyleyerek kahvaltı hazırlamaya başladım. Selin mutfağa gelince birden utanmıştım ve elimde kızartma kaşığı ile bakakalmıştım."Bu enerjini neye borçluyuz," deyip göz kırptı.
"Sence?" deyip elimdeki kaşığı bıraktım ve tekrar ona döndüm.
"Neyse seninle uğraşırdım da ben de hala utanıyorum," deyip utangaç bir gülümseme yerleştirdi güzel yüzüne. Kızaran patatesleri tabağa alıp çayları doldurdum. Selin tabağı masaya koyarken ben de bardakları alıp sandalyeye yerleştim. Selin'e baktığımda nemli saçını geriye atıp çayına şeker attı. Boynundaki izleri benim yaptığıma inanamıyordum ve şu an o morluklar ciddi şekilde dikkat çekiyordu. Çayını karıştırırken bana baktı ve gülmeye başladı.
"Eserini nasıl yaptığını mı inceliyorsun?" dediğinde tekrar utanmıştım. Gerçi o da bende iz bırakmıştı ama bu derece değildi.
"Bak buradaki daha kötü," deyip tişörtünün yakasını aşağı çekti ve göğsünün kenarını gösterdi. Dünkü sahne yine kafamda canlanırken sırıtmaya başladım. "Gül bakalım. Bir dahakine görüşürüz."
"Görüşelim," deyip imalı bir gülüşle gözünün içine baktım. Kahvaltımızı yaptıktan sonra alışverişe çıktık. Bir sürü mağaza gezdikten sonra birkaç kıyafet aldık ve dönüşte annemin yanına uğradık. Annem bizi sevgiyle kucakladıktan sonra büyük balkona geçip oturduk. Selin tam yanıma, annem de karşımıza oturmuştu.
"Çok özlemişim sizi kızlarım benim," dedi annem. Selin'i kızım diye severdi hep zaten. Şimdi gelini olduğunu bilmiyordu tabii.
"Valla biz de seni özledik Nursel Teyzeciğim," dedi Selin tüm içtenliği ile. Sohbet arasında kahve yapıp getirdim.
"Kuzeninle konuşuyor musun hiç?"
"Son zamanlarda hiç konuşmadık neden ki?" dedim kahvemden bir yudum aldıktan sonra.
"Haftaya düğünü olacakmış. Şaşırdım bu kadar erken olmasına."
"Haftaya mı?" dedikten sonra yüzüm asılmıştı. Haftaya olan kamp planını iptal etmek istemiyordum. Ayrıca Selin'e sürpriz yapacaktım kamp işini. Tüm sevincim giderken annemle zor da olsa muhabbet etmeye çalıştım. Selin bir kaç kere bana bakıp ne oldu bakışları atmıştı ama gülümsemeye çalışmıştım. Evden çıkınca kuzenimi arayıp düğün için tebrik ettim ve tam olarak gününü sordum. Kamp planının iptal olduğu kesinleşti böylelikle.
"Off!" dedim arabaya binerken. Selin yan koltuğa yerleşip bana baktı.
"Senin niye moralin bozuldu? Annenin yanında soramadım ama bir şey var sende. Arabayı çalıştırıp ona baktım ve tekrar önüme baktım.
"Haftaya başka bir plan ayarlıyordum. Ona canım sıkıldı."
"Benden habersiz ne planıymış bu?
Ona bakıp hafifçe gülümsedim ve tekrar önüme döndüm.
"Dünyanın en güzel kızı ile bir plan," deyip gülmemi bastırdım.
"Pardon? Kimmiş bu dünya güzeli?"
"Sensin hayatım kim olabilir? Senden başka güzel var mı? Sana sürpriz yapacaktım işte. Kamp vardı ama gidemeyeceğiz. Buna üzüldüm."
"Yaa? Ben de üzüldüm şu an."
"Nasip artık," dedikten sonra yine yüzüm asıldı.
°○°○°○°○°
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUT (girl×girl) (Tamamlandı)
Teen FictionUmut etmek güzeldir. İçinizdeki o küçük umut tanesini korumanız dileğiyle...