Şura Sakman
Asrınlar'dan önce gitmeliydim. Önceden aldığım uçak bileti ile havaalanı yolunu tuttum. Arabamla geldiğim için onu otoparka park ettim. Tabi orada kalmayacaktı. Belinay'ların korumalarından biri gelip alıp evin garajına sessizce bırakıp gidecekti. E koruma Belo'ya ait olunca ki her şeyi öğrenmiş oluyor ve oda geliyor. Niye gelmesin ki değil mi? Gelmemesi için o kadar direttim ki bir işe yaramamıştı.Eğer gelmeseydi o beyin yakan sorulardan kurtulamazdım.
Saat 20.00'e geliyordu. Havaalanında gideceğimiz peronda bekliyorduk. Zaman gelmişti. Uçakların bulunduğu bölgeye giriş yapmıştık. Koltuklarımıza oturup havaya kalkışımızı ve bir hızla Mardin'e ulaşmayı bekliyorduk. Pilot konuşmasını yaptıktan sonra uçak hareket etmeye başlamıştı. 2 saat sonra Mardin havaalanına iniş yaptık. Havaalanından çıkış yapıp otele doğru ilerledik.Yolda yürürken Belinay "İlk gelmişken gezelim hayallerimizi de gerçekleştirelim hep onlarla mı uğraşacağız amına koyayım"
"İşimizi halledelim 2-3 gün daha kalır gezeriz" dedim. Kiraladığımız arabayla Argunlar Konağına yakın bir otele geçtik. Yerleştikten sonra biraz dinlenip yemek yemeğe indik. Artık Belocan'ın sorularını duymaktan kaçamayız. "Başla bakalım bayan Argun" sonda kullandığı ile kaşlarımı çatıp yüzüne baktım. "Şaka" dedi ellerini iki yana kaldırıp. Biraz bekledikten sonra konuşmaya devam etti.
"Niye geldik?" "Neden geldi?" "Sebep-sonuç" "Ne işimiz var bizim Özgür'lerin yanında Mardin'de?" " Tamam gelecektik ama yıllar sonra ama seni gelin vererek değil!" dedi. "Bir nefes al" dediğimi uyguladı. "İki Özgür'lerin yanında değiliz ki olsak ne yapacaktın ya da ne yapacaktınız?"
"Bi-bi-bir şey olduğundan değil misal yani" deyip kafasını başka tarafa çevirdi. "Tabi canım aynen ondan" kafasını bana çevirindedir imayla göz kırptım.
"Sude!" diye cırlamaya başladı. Sude dediğine göre damarına bastım. Yemekler bitince odamıza çıktık. Güzel bir duş aldıktan sonra ben dinlenmek için uyudum. Deli de balkona çıkıp sigara içti.
Uyandığımda saat on birdi. Belo' da elinde cips tabağı yatağına oturmuş hint filmleri izliyordu. Arada sövüyordu.
"Ne sövüyorsun amına koyayım" diye uyku mahmurluğuyla konuşmaya çalıştım. "Kızı öldürdü orospu çocuğu" dedi.
"Onun bir film olduğunu ve bunların kurgu olduğunu biliyon değil"
Bana bakıp "Hele tamamda ama kızı camdan aşağı attı piçin dölü" dedi. "Tamam bir şey demiyorum" şiveler mükemmel.
Bir şeyler atıştırıp telefonumu aldım. Kapalı telefonu açmadım tabi yeni hat ve geçici süreliğine yeni telefon... Açtığım fake sosyal medya hesaplarıyla birazcık ilgilendim. Özgür'ün paylaşımıyla Mardin sınırlarına girdiklerini bir fotoğrafla gösterdi. Telefonu bırakıp hazırlandım. Belinay hâlâ dizisine odaklanmış şekilde sövüyordu.
"Ben gidiyorum Belinay sana iyi sövmeler" deyip tam kapıdan çıkacakken Belinay'ın sesiyle durdum.
"Nereye! Ve bensiz gidiyorsun ağır yakıştıramadım. Bekle hazırlanıp geliyorum" dedi. "Tamam deli dışarda bekliyorum" dedim.
Biraz daha bekleyip "Belinay podyuma çıkmayacağız kardeşim. Biliyorum tavuğa hazırlanıyorsun ama o bizi görmeyecek" deyip kahkaha attım.
"Tamam be geldim" siyah sweat siyah uzun ceketi biz ona süpürge ceket diyoruz. Siyah pantalonu ve siyah botları.
"La oğlum bir eşofman bi t-shirt giysene ne süsleniyorsun?"
"Aman hadi hadi geç kalıyoruz diyen sen çene çalan sen" "Aynen kardeşim aynen" kiraladığımız arabaya binip Argun Konağına doğru yola koyulduk.
Koz toplamalıydım. Bunu içinde Argun Konağında gölge olmak zorundayım. Gündüzü geceye aydınlığı karanlığa katıp intikamımı alacaktım. Evlenmek onunla mı tabi ki hayır. Konağa arka kapısından giriş yaptık. Siyah giyinmenin yaradığı tenha bir köşe bulup saklandık. Sanırsam tüm şansımı burada kullandım hem onları görüyor hem de duyabiliyordum. "Vay anasını konağın avlusu bile mükemmel ise içerisi nasıldır" dedi Belinay.
Belinay'a dönüp "Orası da onları anlatıyordur ne olacak ailecek egolular"
"Özgür öyle değil yani bence" "Ben Özgür demedim aklın nerde senin?"
"Ama ailecek dedin" "Evet ailecek dedim ama sadece Özgür'ü içeren cümle kullanmadım" "Hatırlat bunu otelde güleceğim"
"Of Sude ya"
"Tamam tamam" işimize geri döndüm.
"Ağam Asrın ağam ve Özgür ağam geldi" dedi korumalardan biri.
"Ne sorarsan evlatlarımı al içeri hele" dedi bir kadın.
Koruma sanırım dedeleri olan adama bakıp kadına döndü. "Hemen hanım ağam" kapıyı açınca Asrın Murat ve Cemil amca vardı.
"Evladım gelmiş torunlarım gelmiş kız Ayfer hazırla sofrayı! Hele öpün bakam babaannenizin elini" ilk Özgür gitti.
"Kıvırcığım mı gelmiş benim" Özgür çekildi ondan sonra Cemil amca öptü kadının elini.
"Hoş gelmişsen oğul" sırtını sıvazladı kadın.
Kapı açılınca daha çok sindik bulunduğumuz yere. Kadın merdivenlerden inip durdu. "Hoş gelmişsen yeğenim.. hoş gelmişsen abim"
"Hoş bulduk hala nasılsın iyisindir inşallah"
"İyiyim Özgür iyiyim de"
"Ee hala ne oldu da kaşlarını çattın?" dedi Özgür .
"Ne olacak bir şey olmadı ne olsun ki düşmanın kızını gelin diye alıyoruz ne olabilir ki" dedi genç kadın.
"Hala bana geçmişi açtırma susmak zorunda kalırsın!" dedi Asrın.
"Aç yeğen aç ne diyeceksen de hele tutma içinde" dedi genç kadın. Asrın "Açayım hala açayım" devam etti.
"Ben kızla intikam için evleniyorum ha haberin ola ama ben bunu yaparken kimseden saklamadım. Herkese duyurdum o kızın hatta ailesinin bile haberi var . Ben aklıma koyduğumu yaparım. Sana çektiğim buradan belli Defne Argun yoksa Defne Karadağlı mı diyeyim ?Bak sırf şartlar gereği sana hala dedim. Benden sadece iki yaş büyüksün adınla da seslenirdim. Ha şartlar gereği dediğime bakma Karadağlı yoksa bilirsin kuralları sevmem" "Aileme saygımdan bir şey demiyorum. Bence dur ya da istersen geçmişi açmışken tam açayım değil amca" dedi. O kadar büyük göstermiyordu zaten. Bakalım bu aksiyonlu ailenin Karadağlı soyadı ile ne sorunları varmış.
Asrın adı Defne olan genç kadının suratına baktı ve kahkaha attı. Tam bir şey diyecekken kapı çaldı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Düşman Çocukları
Teen FictionYılları aşmış dostlukları olan iki adamın ani ölümü aileler arası düşmanlığı getirir. Aradaki kinin artmasında ve suçlamalarda konuşulmayan yıllar öne konur. Bu ani ölüm beraberinde getirdiği intikam ile yeni bir yaşama adım attırır. Düşma sanılan...