18.Bölüm

210 8 0
                                    

Şura Sakman

Kapıdan içeri genç bir kadın ve kucağında 1-2 yaşlarında bir oğlan çocugu. Adı Defne olan kadın genç kadının kucağından çocuğu aldı. Üçü beraber yukarı cıktılar. Belinay çektiği videoyu durdurup "Gidelim mi?" dedi. "Hadi" dedim ve geldigimiz yerden çıkıp arabaya doğru koştuk.

Otele geldigimizde Belo'nun çektigi videoyu bilgisayara ordanda bir flaşh belleğe attım. Belo duştan çıktıktan sonra bende bilgisayarı kapatıp günlük işlerimi hallettim. İçeri girdiğimde Belo "Özgür aramış"dedi.

"Seni mi? Beni mi?"dedim. "Beni" dedi. "Niye seni aramış acaba"dedim gülerek. "Lan mal senin hattın açık mı ki seni arasınlar. Hemen aklın başka yerlere gidiyor. Şura ya" dedi. Gidip yanına oturdum.

Yanaklarını sıkıp "Oy oy benim delim sinirlenmiş mi?" dedim gülerek. Belo'nun dizlerine yatıp "İlo Adana da olduğumuzu sanıyor. Sana ulaşamadıkları için büyük ihtimal onu aramışlardır. Merak etme sen şu işimizi halledelim. Bir kaç gün gezer döneriz" dedim. "Peki" diye karşılık verdi.

Belo ona baktığımı farkettiğinde 'ne var?'demek ister gibi göz kırptı. "Ee bayan Belocan anlat bakalım bay Ozgür'le aranızda neler oluyor" dedim ve Belocan ağzındaki suyu püskürtüp öksürmeye başladı. 'Lan orda yatılıyor. Lan etrafı batırdın Belurta ya' sus Huriye deyip iç sesimi susturdum. Belo'nun öksürüğü durunca bende gülmeyi kestim.

Tekrar kafamı dizlerine koydum. "Hadi anlat son olan olaylar yüzünden ilgilenemedim seninle. İçine attığını biliyorum. Anlatta rahatla hadi birtanem" dedim. Derin bir nefes aldı ve anlatmaya başladı.

"Şura ben... ben bilmiyorum. Çok garip şeyler hissediyorum. Daha önce hiç hissetmediğim farkında olmadığım duyguları hemde. Tamam bir çok sevgilim olmuş olabilir" "Ama bu çok farklı anladın mı? Bir sözüyle çıldırtıp bir sözüyle sakinleştiriyor. Her gün ya arıyor. Ya mesaj atıyor. Saçma sapan konuşup güldürüyor beni. Arada kendi kendine trip atiyor bana" "Sonra barışıyor benle. Ben mutluyum onunla böyle olmaktan. Hissetiğim duyguların ne olduğunu tabii ki anlıyorum. O kadar da mal değilim. Ama korkuyorum" dedi. " Ya karşılıksız ise ne yaparım ben? O beni seni sevdiği gibi kardeşi gibi görüyorsa dayanamam ben. Ben bir sevdaya yelken açıyorum. Ama bir yere toslamaktan acayip korkuyorum"

Belo'ya sımsıkı sarıldım. "Her şey çok güzel olacak canım kardeşim. Sen o güzel yüreğini ferah tut" dedim. "İnşallah" dedi.

O benim her şeyim can yoldaşım. Onun üzülmemesi için her şeyi yaparım. Belinay'ın telefonu çalmaya başladı. Ee boş yere dememişler. İyi insan lafının üstüne gelir diye Özgür arıyordu. "Efendim"diye cevapladı. Rahat konuşsun diye balkona çıktım. Ama Belo'nun sesini duyuyordum. Dışarı bakarken Belinay "Şura gel hele sözlün arıyor" diye bağırdı. Bir sinirle içeri girip "Ebene koyacağım Belo göreceksin o zaman enişteyi!" dedim. Öpücük atarak telefonu bana verdi ve banyoya kaçtı.
"He" dedim. "Ne yapıyorsun sen bana haber vermeden nasıl gidersin ben her yerde seni aramak zorundamıyım lan?" Önümde bulunan yastıkları yere atarak bende bağırdım.

"Yavaş gel Asrın Argun! Sen kim oluyorsun da bana hesap soruyorsun. Kendine gel evleneceksek daha iki yıl var. Sen bana karışıp hayatıma müdahale edemezsin! Yeter artık beni rahat bırak. Bir kaç günlüğüne kafa dinlemeye geldim sadece. Uzatma! Benide arama telefon kullanmayacağım. Hadi eyvallah" dedim ve yüzüne kapattım.

Telefonu Belo'nun yatağına bırakıp bir bardak su içtim ve yatağa girdim. Uyuyamasam da gözlerimi zorla kapattım. "Nefret ediyorum senden Asrın Argun nefret ediyorum" gözlerimi hafif araladığımda ışıkların kapatıldığını gördüm.

İki Düşman ÇocuklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin