İki Düşman Çocukları

36. Bölüm

İyi okumalar :)

Asrın Argun

Kızlar gitmişti. Defne'ye kaşlarımı çatıp baktım. "Beğendin mi lan yaptığını ha? Sen neden uğraşıyorsun bizle ya?" diye bağırdım. "Ben bir şey yapmadım. Şura'nın seni sevip sevmediğini gösterdim yeğencim. Hem sizi görüp hiçbir şey yapmıyor ben olsam yırtardım kızı. Seni umursamıyor. Sen burada gırtlak patlatıyorsun kız sana ruhsuzca ve umursamazca cevap veriyor" dedi. "Lan salak Şura lan o hadi sadece bırak Şura'yı senin o gördüğün üç kız varya seni suya götürüp susuz getir. Şura umursamadığını sana bal gibi inandırmış ben yıllardır tanıyorum o kızı içinden ya kız karşıma çıksın diyor ya şu aklı gıtın ağzına sıçmayı planlıyordur" dedi Özgür.

"Sen de nasıl izin verdin lan kızın sana sarılıp öpmesini?" dedi Özgür bana bakıp. "Sen gördün değil mi lan Şura'nın bizi gördüğünü gördün" deyip Defne'ye baktım. "Oğlum sakin ol" dedi Cemil amca. "Ya nasıl sakin olayım amca. Bildiğin kıza pusu kurmuş" dedim. "Kızları sevmiyorum tamam mı?" dedi yerinden kalkıp. "Neden sevmiyorsun. Gücüne gidiyor değil mi o kadar şey yaşamalarına rağmen bir arada olmaları düşman bilinmesine rağmen bu eve rahatça girmesine iyi davranılması ha. Sinir ediyor değil mi seni birbirlerini sevmeleri ve buna karşı çıkılmaması" dedi Özgür. "Abi sakin ol!" dedi Meriç. Defne bir şey diyememiş hızla odasına gitmişti.

Evden o sinirle çıkmıştım. Onu öptüğümü sanmıştı. Kafam yan yatık olduğu için onu öptüğümü sanmıştı. Sarılmasına engel olamamıştım. Çünkü yanımızda bulunan Defne her ondan ayrılmaya çalıştığımda engel olmuştu. Uçağa binip havalandık. "Tamam kuzen yeter sıkma artık canını" dedi Özgür. Başımı sallayıp gözlerimi kapattım.

İki gün sonra

Sabah çalan alarmın sesi ile gözlerimi açtım. İki gündür kızların hiçbiri ile diyaloğumuz olmamıştı. Yataktan kalkıp banyoya adımladım. Elimi yüzümü yıkayıp odam geçtim. Üzerimi giyinip aşağı indim. Özgür' de uyanmış gözlerini ovalayarak merdivenlerden iniyordu. Kendime su koyup içtim. Daha sonra evden ayrılıp yakın bir kafeye geçtik. Kahvaltımızı yapıp okula geçtik. Kızlar Şura'nın arabası ile gelmişlerdi. Sürücü koltuğundan Belinay inmişti. Ama içinde Şura yoktu. Özgür'e baktığım da anlamış olacak ki "Kızlar Şura nerede?" dedi. "Gelir birazdan bizimle gelmedi" dedi. Özgür' de başını sallayıp kaşını kaldırıp bana baktı. Başımı salladım. "Ee hadi sınıfa çıkalım" dedi Meriç. Onaylayıp okul binasına girdik. Yerlerimize geçtik. Neredeydi bu kız?

Hâlâ gelmemişti. Şurada beş dakika sonra hoca gelecekti. Sırada telefonu çevirmekten sıkılmış başımı kaldırmıştım ki gördüğüm şey beni bitirmişti. Şura sınıfa el ele Ateş iti ile gelmişti. Neydi şimdi bu sen olmazsan başkası olur mu? Umutlar sorgular gibi bakarken Ateş Şura'nın yanağından öpüp sırasına geçti. Şura'da Üveys'in yanına oturdu. Gülerek bir şeyler anlattı. Sonra Üveys kolunu omzuna attı. Şura'da başını omzuna koydu. Belinay parmağını sallayıp bir şey söyledi oda omuz silkip güldü. Hoca derse girince yerlerine oturdular.

Ders boyunca Ateş Şura'ya bakmış Şura' da arada bir dönüp gülmüştü. Zil çalınca hepsi dışarı çıktılar. "Aga ne oluyor lan Şura ve Ateş ne alaka?" dedi Meriç. "Sevmiyor ki lan Şura onu" dedi Özgür. Kaşlarımı çatıp ona baktım. "Sevmiyorsa neden sevgili amcamın oğlu?" dedim. "Peki sen niye Elifleydin ki seni biliriz Asrın sen Defne'yi takmazdın ha amcamın oğlu" dedi Özgür'de tek kaşını kaldırıp "Kız ağlıyordu anasını satıyım hem ikisi de aynı şey değil" dedim. Ayağımın birini salladım. "Aynı şey Asrın. Ne hissettirdi sana beraber el ele girmeleri , Ateş itinin Şura'yı öpmesi ha. Dejavu falan mı yaşıyorsun sen bir düşün bakalım. Ve sen kendinden başkasını düşünmezsin ki tanımadığın samimi olmadığın bir kızın ağlamasını siklemezsin bile" dedi Özgür. "Değişiyorsun birader haberin olsun" dedi Meriç. "Tamam yeter darlamayın amına koyayım" deyip ayağa kalktım ve elimi yüzümü yıkamak için tuvalete girdim. Ateş itide buradaydı.