İlayda Bensu Seren
"Meriç biz satıldık mı?"
"Ne diyon aşkım sen?"
" Ya diyom ki şimdi bizim kızlarla erkekler kayıplara karıştı. Lan yoksa eskisi gibi Antalyaya mı döndüler ha" dedim.
"Ne Antalya'sı kızım ya ne yapsınlar orda? Hani hepimiz ordan geldikte yani ben babamı ikna ettim tayinini aldırttım. Asrınlar da buraya gelmek zorundaydılar. Özgür babası nereye o oraya. Ee siz?" dedi.
"Biz buraya Lise'den üçüncü kez atıldığımızda yanı her yaptığımızda okul değiştirmek zorunda kalıyorduk. Zaten benim ailem buraya gelmek istiyorlardı bende onlarla gelmek zorunda kaldım. Belo' nunda babası çiftliklerini büyütmek istiyordu. Ordaki evlerini sattılar. Belo'da burayı söyledi annesiyle geldiler. Şura'nın abisi burada mimarlığı tuturdu ondan geldiler. Ee tabi birazda burayı tuturmakta Şura'nın parmağı var illada burası diye tuturdu. Ben Şura ile mahalledende tanışıyordum. Özgür'lede öyle sonra Meva Umut Uğur var. Belo onları tanıyor bak. İşte yav biz buralara nasıl geldik" dedim beynim yanmış bir şekilde.
"Ha ya bak hiç unutmam Emir abinin bir arkadaşı vardı neydi adı Doruk Hatta Doruk abi. Tabi o zamanlar abi diyesim geliyordu. Anladın sen." diye de devam ettim. " Ha ney sen Doruk denenimi sevdin. Olabilir kızım ne takıcam kuruntu dahi yapmam ben bile kendimden 25 yaş büyük birini sevmiştim"dedi.
"Yav ben kızları özledim ne yapıyorlar o yerde? Gelsinler artık. Seninkiler bugün ne güzel dönüyor. Ya benimkiler ne ses var ne görüntü. Ya ağlıyacam" dedim. "Ağlama canım ya ye şu önündeki çiğköfteni" dedi. Parkta buluşup çiğköfte ayran yapıyoruz ne kadar tatlı değilmi ...
Meriçle ayrıldıktan sonra eve geldim. Ve Asena ablamın bağırma sesi "Bensu! Kıyafetlerim nerde?" "Hangileri be ne biliyim ben? Senin eşyan nerde git attığın yere bak!" dedim. Terlik mi lan o bu da yaş aldıkça beyni geriliyor. Zıpladım. "Lan salak sen 22 yaşındasın ne terliği be" "Bensu ne yapayım ablam sen söyle. Karambit mi atayım. Ayağına kuru sıkı mı sıkıyım. Ha ablam" dedi. Biraz düşününce
"Terlik baş tacı ya onlarda neymiş" dedim burun kıvırarak. "Hah buldum dolabımdaymış" "Pardon kardeşim"dedi. Gerizemalı ya. Gittim üstümü değiştirdim. Laptopu açtım ve film izledim. Canım sıkılınca kapattım. BTS Blackpink felan dinledim kesmedi. Sonra aklıma Mevaların Antalya'ya geri döneceği geldi. Hazırlandım...
Umut,Meva ve Uğur geri dönecekti. Özgür Mardin'de
kızlar beni almadan hatta Adana'ya gittikten sonra haber verdiler. Bizimkilerde hafif alınsada yapacak bir şey yoktu onlarıda sadece ben yolladım. "İloş geri dönün yeter geri dönün amına koyayım" dedi Meva. Haklıydı özlemiştim Antalya'yı. "He ya değil sofi birine bile çatamıyon. Arayı kızıştıran bir şizofren yok. Yanımızda duran bir Tavuk yok. Vala bıraktınız bizi orda geldiniz. Deli bile yok o kenafir gözleri yok. Etiler desen hep aynı yok bir değişiklik. Sofi bile sıkıntıdan kızlara sardı. Bak sofi diyorum bizim Uğur'dan bahsediyorum. Durum vahim bremın" dedi Umut."Ya canlarım geliriz bir şey olmazsa tatilde felan dikkat edin kendinize" dedim. Uçak için yürüyen merdivene yöneldiler. "Bak Mamilere dikkat aman onlar size dikkat etsin" dedim gülerek sarıldık ve vedalaştık. Bu Antalya işini düşünmem lazım. Otobüse atlayıp eve geldim.
Odada boş boş dolanmaktan karnım kazındı be gidip birşeyler atıştırdım. Telefonu elime alıp Şura'yı aradım. Değişen birşey yok çünkü
ULAŞILMIYOR.
Belinay'ı aradım. AÇTI.
"Arızam nasılsın? Çok özledik kızım seni"dedi. "Abicim 4 gündür ortalarda yoksunuz. Gezmeye gidiyorsunuz beni almıyorsunuz öyle olsun" dedim. "Ya yapma tatlım gelicez biz işte. Ee nasılsınız enişte beyle?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Düşman Çocukları
Roman pour AdolescentsYılları aşmış dostlukları olan iki adamın ani ölümü aileler arası düşmanlığı getirir. Aradaki kinin artmasında ve suçlamalarda konuşulmayan yıllar öne konur. Bu ani ölüm beraberinde getirdiği intikam ile yeni bir yaşama adım attırır. Düşma sanılan...