41.Bölüm

155 9 1
                                    

İyi okumalar:)


Belinay Keskin

1 hafta sonra

Uzaktan gelen seslerle bilincim açılmayı başladı. Biri, hatta biri demek az kalır. Birden çok kişi "Hepiy börtdey tu yu" diyorlardı. Yüzümü buruşturarak gözlerimi açtığımda karşımda bana sırıtarak bakan ve her birinin ellerinde pasta olan dokuz kişiyi görmeyi beklemiyordu. Sağ tarafımda Uğur, Umut Üveys, Enes ve tacar, sol tarafımda ise Şura, Asrın, Meva ve İlayda vardı. İlayda mı ? "Oha İlo" diye bağırarak yatakta hızla doğruldum.

 "Hayal mi görüyorum lan ben ?" deyip gözlerimi ovuşturdum. Ama hayır hayal değildi. Gerçekten buradaydı. "İyi ki doğdun kardeşim" dedi ve elindeki pastayı komodinin üstüne bırakıp bana sarıldı. Kollarımı sıkıca beline doladım. "Sen ama nasıl geldin. Gece konuştuk daha geziyorum demiştin" dedim şaşkınlıkla. "Yalan söyledim. Bavullarımı topluyordum. Sabah altı da uçağa bindim geldim direk" dedi. "Ya iyi ki geldin meleğim çok özlemiştim seni" diye sevinçle konuştum. "Hey hey biz de buradayız. Ayrılın artık." Uğur'un sesiyle ondan ayrılıp kardeşlerime baktım. Kiminin elinde frambuazlı, kiminde çikolatalı pasta vardı ve hepsinin üstünde mumlar yanıyordu. Hepsi bir ağızdan "İyi ki doğdun Belo" demeye başladıklarında gözlerim doldu. "Siz kesin beni ağlamaktan patates püresine çevireceksiniz" deyip akan yaşları sildiğimde hepsi güldüler. "Hadi üfle" dedi Meva. Ellerimi birleştirip gözlerimi kapattım. Allah'ım bu yanımdaki dokuz şapşal ve sevdiğim adam asla hayatımdan çıkmasınlar. Gözlerimi açıp bütün mumlara üflemeye başladım. Hepsi bittiğinde nefes nefese kalmıştım. 

"Of be ciğerim söndü resmen. Sigara içerken bile bu kadar nefes vermiyorum amına koyayım" dedim. Eksikliğini hissettiğim kişiyle Asrın'a döndüm. "Özgür nerede enişte ?" dedim. "Bilmiyorum sabah erkenden çıkmış. Hâlâ da dönmedi" dedi. "Allah Allah" diye mırıldanıp telefonumu elime aldım. WhatsApp dan ve İnstagram dan gelen doğum günü mesajlarını es geçip rehbere girdim.


Aslan Parçası ❤ aranıyor

Çıkan telesekreter sesiyle telefonu kulağımdan indirip aramayı sonlandırdım. Anında moralim bozulmuştu. Özgür benim aramamı ne olursa olsun açardı. Tuvalette bile! "Biz aşağı iniyoruz sende üzerini değiştir gel tamam mı ?" Meva'nın söylediklerini başımla onayladığımda hepsi yavaşça çıkmaya başladılar. Umut gelip alnıma bir öpücük kondurdu. "Üzme kendini gelir birazdan" dedi ve yanağımı okşayıp o da çıktı. "Of" diye söylenip yataktan kalktım ve tuvalete gittim. İşlerimi halledip çıktım ve dolaptan siyah taytımla mor kısa kollu tişörtümü alıp giydim. Beyaz spor ayakkabılarımı da giyip aynanın karşısına geçtim ve saçlarımı tepeden topladım. Boynumun sağ tarafında gözüken morluğa gülerek göz devirdim. Özgür'ün iki gün önce yaptığı eseriydi. Ve bundan da mutluluk duyuyordu beyefendi! Bir haftadır canımız ne isterse onu yapıyorduk. İstediğimiz zaman istediğimiz yerde birlikte oluyorduk. Bu bazen tuvalet bazen giyinme odası bazen spor odası. Keyfimiz ne zaman nerede  isterse. Ve bundan da pişman değildik. Kapatıcıyla boynumdaki morluğu kapatıp aşağı indim. Hepsi koltuklara yayılmış gülüşerek konuşuyorlardı. "Ooo doğum günü kızı ufukta gözüktü" dedi Enes. Kendimi Meva'nın yanına attım. Çalan telefonumla heyecanlansam 🍎Elma Şekeri🍭 yazısıyla heyecanım sönmüştü. "Efendim elma şekerim" diye açtım. Kahkahası kulaklarıma dolduğunda bende gülümsedim. "Bana böyle seslenmekten hiç vazgeçmeyeceksin değil mi ?" dedi. "Sende O kırmızı yanaklar olduğu sürece sen hep benim elma şekerim olarak kalacaksın Ufku bey" dedim. "Ad günün kutlu olsun güzellik. Yeni yaşın sana çok mutluluk getirsin." dedi. "Sağ ol kardeşim benim hep birlikte daha nicelerini kutlayalım inşallah" dediğimde "Amin" diye bağırdı. "Bak bizimkilerin hepsi burada sana selam söylüyorlar. Umut hariç ama o gebersin şerefsiz dedi" dediğimde hep beraber gülmeye başladık. Ufku da "Hele hele pezevenge bak. Sende O hariç herkese selam söyle Belo. Hadi seviyorum seni dikkat et kendine" dediğinde "Allaha emanet ol bir tanem" dedim. O da "Sende" dediğinde kapattık. Hep beraber bir şeyler yedik ve aldıkları hediyeleri bana uzatmaya başladılar. Enes bir dolu kitap almıştı. Üveys sayamayacağım kadar çok bere, Umut bir sürü hint filmi dvd si, Uğur ondan sürekli çalmaya çalışıp alamadığım gri sweatini vermişti. Meva elindeki kutuyu uzattığında alıp açtım. İçinden çıkan şeyle gözlerim fal taşı gibi açıldığında hepsi kahkaha atmaya başlamışlardı. Siyah dantelli nerdeyse hiç olmayan gecelik gözlerimin önünde dururken "Size lazım olur. Kullanırsın" dedi Meva. Koltuktaki yastığı ona fırlattığımda daha çok güldü. İlayda'nın kutusunu açtığımda sıkıca ona sarıldım. Hayranı olduğum bir moda tasarımcısından özel tasarım bir elbise yaptırmıştı bana. Şura ve Asrın siyah bir mücevher kutusu uzattıklarında Asrın "Ortak hediyemiz" dedi. İçinden çıkan kolyeyle gözlerim doldu. Mavi-beyaz karışımı gümüş kar tanesi kolyesine hayranlıkla baktım.

İki Düşman ÇocuklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin