Multi Medya: Evin yeni üyesi :)
Yazar'ın Anlatımından
Kızlar dövmeciden ayrılıp bir barınağa uğramış ve bir köpek sahiplenmişlerdi. Şura köpekle arasında farklı bir bağ kurmuş gibiydi. Çünkü barınağa girdiklerinde direk o köpeğin yanına gitmişti. Onu kucaklayıp sevdi. Onu sahiplenip diğer köpekleri sevdiler. Gelirken aldıkları kedi-köpek mamalarını barınağa teslim edip oradan ayrıldılar. Evin yeni üyesiyle birlikte mutlulukla ve güzel biten günün huzuruyla evlerine varmışlardı.
İlayda Meriç'le yine tartışıyordu. Kızlardan ayrıldığında eve geçmişti direk. Meriç aramıştı. Ve hararetli bir şekilde konuşmalarına devam ediyorlardı. Okuldaki tartışma sebepleri de aynıydı şimdiki de. "Meriç anla artık! Senin kardeşlerin yüzünden ben kardeşlerimi üzemem! İkisi de onların buraya gelmelerini istemiyor. Böyle daha mutlu olacaklarsa böyle olacak. Sana sabah da söyledim şimdi de söylüyorum. Asrın ve Özgür gelmeyecek! Gelirlerse bile seni görmeye bizimle yan yana bile gelmeyecekler. Planın iptal olduğunu buraya gelmelerinin gereği olmadığını kızların buradan taşındıklarını söyle bitsin gitsin. Yeter artık!" diye bağırıyordu Meriç ise onu dinleyerek bir yandan odasında volta atıyor ve sinirle sürekli saçlarını dağıtıyordu. Bir yerleri yıkıp dökmek istiyor ama ailesi aşağıda olduğu için ses çıkaramıyordu.
"Asıl sana yeter artık. Bu planı yaptığımızda da kızların gelmemelerini istediğini biliyordun şimdi ne değişti ? Bir gecede ne değişti söyle bana İlayda. Senin kardeşlerin burada mutlu olup keyif sürecekler diye ben orada Asrın'la Özgür'ün acı çekmesine razı mı geleyim yani?" diye o da İlayda'ya bağırıyordu. Aslında ikisinin de ortak amacı arkadaşlarının mutlu olmalarıydı. Ama erkeklerin kızları görmek istediği kadar, kızlar da erkekleri görmek istemiyorlardı. "Ben onu bunu bilmem. Gelmeyecekler dedim bitti. Gerekirse söylerim kızlara geleceklerini onlar da ortalıktan kaybolur." dediğinde İlayda, Meriç yatağına oturup derin nefes almış ve belki de söylenmesi gereken en son şeyi söyleyip İlayda'yı darmadağın etmişti.
"Kardeşlerinin mutluluğunu bizden daha çok düşünüp beni bir kenara ittiğine göre sana o kardeşlerinle birlikte mutluluklar dilerim." deyip aramayı sonlandırmıştı. Aslında söylemek istediği bu değildi ama bir anda ağzından öylece çıkmıştı kelimeler. "Allah'ım ben ne yaptım ?" diyerek kendini yatağına bırakmıştı, İlayda ise şaşkınlıktan telefonu düşürmüştü. "Lanet olsun." diye bağırıp yatağın üstündeki yastığı alıp duvara fırlatmış ve yere çökerek ağlamaya başlamıştı.
Diğer bir yandan ise gözyaşı döken bir çift göz daha vardı. Selin ve Furkan karşılıklı oturmuş bugün olanları konuşuyorlardı. "Selin bak üzgünüm ama onu ilk gördüğüm andan beri etkileniyorum. Evet iki yıllık bir ilişkimiz var ama ben sana karşı hiç senin bana karşı olan duyguların gibi şeyler hissetmedim. Bugün olanlar için pişman değilim yine olsa yine Belinay'ı oradan alıp giderdim." demişti. Kurduğu belki bir kaç cümleydi ama o cümleler bıçak olup Selin'in kalbine saplanmıştı. "Bitireceksin değil mi ? Onca yaşadığımız şeyi, iki yılımızı! Daha iki gün önce gelen bir şıllık için silip atacaksın öyle mi Furkan?" diyerek hiddetle bağırmıştı.
"Kelimelerine dikkat et Selin ve o ses tonunu ayarla!" diye sertçe konuşmuştu Furkan. "Susmuyorum. Susmayacağım" deyip iki elini Furkan'ın yanaklarına koydu. "Yalvarırım yapma Furkan beni bırakma. Beni öldür ama sana yalvarıyorum beni bırakma. O kız için benden ayrılma. Lütfen lütfen yapma." diye ağlayarak Furkan'ın yüzüne bakıyordu Selin ama Furkan o gözlerde o mavileri göremedikçe sinirleniyordu. "Bitti." deyip Selin'in ellerini yüzünden çekip yanından ayrıldı. Selin ağlayarak yere çökmüş onca ay verdiği emeklerin tek bir kelimeyle bitmiş olmasına üzülürken, Furkan omuzlarındaki yükten kurtulduğunu düşünüp seviniyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Düşman Çocukları
Genç KurguYılları aşmış dostlukları olan iki adamın ani ölümü aileler arası düşmanlığı getirir. Aradaki kinin artmasında ve suçlamalarda konuşulmayan yıllar öne konur. Bu ani ölüm beraberinde getirdiği intikam ile yeni bir yaşama adım attırır. Düşma sanılan...