İlayda Bensu Seren
Dışarıda Şura'yı beklerken önüme pankartlı iki kişi geldi. Arkasında adı Demir olan ve tayfası vardı. Belinay vardı yanımdan zorla aldılar. "Ben Emre... yazıyı beğendin mi miniğim?" dedi. Ben o ve pankartı tutan iki kişi vardı. "Bu ne demek oluyor"diye bağırdım. "Sana aşığım bebek sende bu teklifi kabul etmek zorundasın yoksa... olacakları sen düşün" dedi. Gözlerimden bir yaş süzüldü,elimin tersi ile sildim. Zorla ve tehdit ediyordu. Tam gidicekken kolumdan tutup beni kendine çekti. Ve darbe emre yerlerdeydi. Meriç Emre'nin üzerine çıkmış yumrukluyordu. İstemsizce bir çığlık attım. Ayırmaya çalışırken Meriç yumruk atıp kalktı. "Yürü turuncu kafa konuşucaz"dedi. "Ne konuşucaz nereye ya!"diye bağırdım. Ama hödük öküz cevap vermedi. Boş bir sınıfa gelip kapıyı kitledi. Bu sınıf diğerleri gibi değildi. Kapıda pencere yoktu. "Ne yapıyorsun?!"diye bağırdığımda sert bir cevapla karşılaştım. "Kes sesini!" dedi. 1 senede başından geçen tüm olayları anlattı. Şaşkınlıkla dinledim. "Ya anlasana kızım ben...Sana aşığım seni çok seviyorum" deyip dudaklarıma yapıştı. İlk ittirmeye çalıştım ama benden güçlü olduğu için bende öpücügüne karşılık verdim. "Turuncu kafa" deyip güldü. " BENİMLE ÇIKAR MISIN?" dedi. "Iıı...mmm" kıkırdadım. "Olabilir neden olmasın ki bir neden var mı olmaması için olmaz mı olamaz mı ol..." sözlerim yarıda kesilmişti çünkü gene öpmüştü. Dudaklarımdan ayrılınca "EVET!" diye bağırdım. Sarılıp "seni seviyorum Arıza" dedi. "Bende seni seviyorum" dedim.
Demir Baran
Şura'yı kucaklayıp arabaya doğru yol aldım. Arkamdan da mavi gözlüyü getiren Tunahan geliyordu. "Of oğlum ben üç senedir seviyorum siz hangi ara..." dedim. Arabalara geçince camdan "kıza zarar verme biz hemen gelicez"dedim. Mavi gözlü "Şura!" diye bağırdı. Ve ekledi" lan piç bırak kardeşimi şerefsiz köpek aa sen bilmiyoRsun dimi ama ben söyleyeyim Şura'nın kara defteri vardır.Baran simsiyah ölümcül defter ve sen ön sıradasın ön sıra!"dedi. Sinirlenmiştim. "Lan götür şunu elimden bir kaza çıkıcak!"dedim. Arabayı çalıştırıp okul binasından çıktım.
Dağ evine geldiğimizde daha uyanmayan güzelliği bu benim için avantaj kapısını açıp kucakladım hâlâ aynı kokuyordu. Kulübenin kapısını açıp onu içeri koydum. Dışarı çıkıp onu o güzel manzarasıyla yalnız bıraktım. Tunahan'ı arayıp ne yaptığını sordum. "Ne yaptın lan"dedim. "Ne yapayım abi yengenle oturdum sohbet ediyoruz" dedi. Arkadan bi ses geldi "ne yengesi lan ne yengesi! Bırak beni imdat!"diye bağırdı. Hiç susmak bilmezmi bu. "Neyse abi ne için aramıştın?" "Argunlara ve Aydın 'a dikkat et " dememle büyük bir ses duydum. Sonra telefon kapandı. Pencereden içeri baktım Şura hâlâ baygındı. Kafamı çevirmemle içeriden ses geldi.
Tekrar baktığımda Şura şaşkınca etrafa bakıyordu. Gördükleri hoşuna gitti heralde. Ne yani bir odanın tüm duvarları boyunca kendimi yani fotoğraflarımı görsem bende şaşırırdım. Neyse birtanemi içerde yalnız bırakmayayım. Kapıyı açıp kapatmam bir oldu. Çünkü kafama odun attı. Tekrar açtığımda bi köşeye sinmiş oturuyordu. "Birtanem" dedim. O'da çok beklemeden cevap verdi. "Sen kimsin be ben senin nerden birtanem oluyormuşum" dedi. "'Hmm bir düşünelim "dedim yanına oturdum. "Düşündüm hayat amacım" dedim. " Ne düşündün ruh hastası" dedi. "Bundan üç sene önce dokuzuncu sınıftık dimi birtanem" dedim. Sırtımı duvara yaslayıp kollarımı dizlerimin üstüne bıraktım. Kafamı tavana kaldırdım her yer Şura'ydı. 9.sınıftan 11.sınıfa kadar her yer değiştirdiği tüm liselerdeki fotoğrafı vardı. "Hey niye sustun?" dedi gülünç bir tavırla. Aslında gözlerinden sinirden çıkan ateşi görse neyse ben ona vuruldum ya ." İste dedigim gibi üç sene önce karıştığın bir kavgadan dolayı okulun değişmişti. Boran koleji güzelim hatırladın mı?"dedim. "Evet" dedi soğuk sesiyle. "Hmm sen orda sevgilide yapmıştın hatırladın mı?"dedim. "Ev- Demir!" dedi. Gülüp "Evet güzelim" dedim şaşırmış bir şekilde bakıyordu. "Ee beğendinmi burayı güzelim senin için yaptım"dedim. Şok olmuştu. "Sen sen nasıl ya nasıl yaptın bunları nasıl tanıdın beni?" dedi. "Oda benim sırrım"dedim."Sen yokken yani benden ayrıldığında dedimki o benim benden başkasının olamaz yani benden önceleri saymıyorum benden sonra bi tane oldu galiba onunda icabına baktım. Neyse üç sene boyunca her anının fotoğrafını çektim. O dövdüklerinin kavgalarınızda sana dokunandılar diye bizzat kendim ilgilendim be kızım." Sözümü kesip konuştu. "Hatırlatırım sen benden ayrıldın ve beni bırak gideyim Demir!" dedi. Kahkaha atıp güzelliğime baktım " bir süre burdayız malesef" dedim. "Sen sen ne yapacaksın bana?"dedi o endişeli ve endişeden daha fazla belli olan sinirli sesi ile. "Üç yıl boy-"sözüm kesilmişti. "Şura!"mavi gözlüydü bu. Kafamı kapıya çevirerek baktığımda mavi göz ve turuncu kafa yanımıza gelmek için içeri girdiler ve gördükleri ile şok oldular. "Baran!"bu ses onundu. "Argun kuzenler ve Aydın" dedim suratıma gülünç bir ifade yerleştirip onlara baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Düşman Çocukları
Roman pour AdolescentsYılları aşmış dostlukları olan iki adamın ani ölümü aileler arası düşmanlığı getirir. Aradaki kinin artmasında ve suçlamalarda konuşulmayan yıllar öne konur. Bu ani ölüm beraberinde getirdiği intikam ile yeni bir yaşama adım attırır. Düşma sanılan...