58. Bölüm

324 17 9
                                    

İyi  okumalar :)

Şura Sakman Argun
 
 Gece karnıma saplanan ağrılarla gözlerimi açtım. Bir haftadır ara ara gelen bu sancılar şimdi daha fazla artmıştı. "Aaa!” diye bağırarak yerimde doğruldum.  Sesimden irkilerek uyanmıştı Asrın. “Birşey mi oldu? Ne oldu doğurdun mu?”  dedi. Arkamdaki yastığı alıp kucağına koydum. "He al doğurdum" dedim.

“Bu ne?” dedi elindeki yastığa  bakıp. “Çocuğumuz ne oldu beğenemedin mi?” dedim. Bu arada sancım geçmişti. “Of Asrın sancı girdi ondan bağırdım. Sakin ol daha doğurmadım" dedim. "Hadi hadi uyu kocacım" dedim.

Tekrar yerime yerleşip uyuduğumda tekrar giren daha acı olan sancıyla tekrar bağırdım. “Ah! Bu sefer doğuruyorum uyan" dedim.  Asrın yataktan hemen kalkmıstı. Örtüyü üzerimden çektiğimde suyumun geldiğini gördüm. Hazırladığımız doğum çantasını da alıp hemen evden çıktık.

Otuz Ocak. Gelmesi gerekenden beş gün önce. Doğumhanedeki acı çığlıklarım sonunu tatlı kavuşmaya bağlamıştı. Omzumun üzerine  bırakılan kızıma baktım. Bu duygu gerçekten çok güzeldi. Anneydim. Yer yüzünün en güzel sahip olunması gereken duygusu.
 
Gözyaşlarım hıçkırıklarımın arasından ağlamasını durdurmak ister gibi. Okuduğum bildiğim kitaplardan alışkın olduğu sesi duyurmak istedim. “Annem" dedim.  Tekrarladım tekrarladım. “Bebeğim hoşgeldin" dedim. Omzumun üzerinden alındı.  Gözlerimi kapattım.
 

Gözlerime vuran ışıkla  kırpıştırarak açtım.  Hastahanenin normal odasındaydım. Yanı başımda  eli saçlarımda Asrın vardı. Görüş açıma ilk o girmişti. Elim karnıma gitmişti. Şiş değildi boştu. “Bebeğim!” dedim. “ İyi merak etme birazdan getirecekler” dedi. Yerimde doğrulmama yardım etmişti. Annem dolu gözlerle Belinayların yanındaydı. “Annem" dedi yanıma gelip. “Aynı annesine çekmiş yıktı sesiyle hastahaneyi" deyip güldü. “Hani nerde getirsinler" dedim.

“Yavrum yavrusunu mu özlemiş?” deyip saçlarımı okşadı. “Anne oldum" dedim. “Çok yakıştı” dedi. Yanaklarından akan yaşları sildi. Kapı açılmış içeriye  hemşire ve kızım girmişti. “Taze annemiz uyanmış" dedi. Yanıma yaklaştırdı. İçerisinden  kızımı alıp kollarımın arasına bıraktı.

Bileğinde pembe bileklik vardı. Üzerin de Asu yazıyordu. “Ben yazdırdım. Göbek adı o olsun. Anne babasının baş harfleri" dedi Belinay. Gülümseyerek başımı salladım.  Elleri küçücüktü. Çok güzeldi çok. Her evlat anneye dünya güzeli  gözükürmüş ya öyle.  

Tombiş yanaklarına parmaklarımı dokundurdum. Asrın elini dokundurmaya korkar gibi başına dokundu. Alnıma uzun bir öpücük bıraktı. “Teşekür ederim sana. Bana dünyayı sunduğun için” dedi.  “Ee kimlikte ne yazacak?” dedi Özgür.  “Şura versin ismini" dedi Asrın. “Lavin olsun mu? Güzel demek" dedim. “Olsun olsun tabii" dedi. Kollarımı biraz yukarı doğru kaldırıp  burnumu o küçük boynuna daldırdım.
 
Çok güzel kokuyordu. Hemde çok. “ Oh! Hoşgeldin benim bütün yörüngem. Hoşgeldin Lavin" dedim.  "Hala!” diye bağırarak içeri girdi Erdinç. Kucağımda ki kızımı gördüğünde yerinde durdu. “Anne halamın kucağında ki de kim?” dedi kaşlarını çatıp.   “Kuzenin annecim. Halanın kızı" dedi Nesli.

“Olmaz ben hani hepinize yetiyordum. Bu da nerden çıktı. Hem çok küçük bu" dedi. “Bir de kızımız olsun ha babaannecim" dedi annem. Yanıma gelip yatağa çıktı. “Hala halâ beni daha çok seviyorsun değil mi?” dedi.

“Tabii. Ama onu da seviyorum. Kuzeninle tanışmak ister misin?” dedim. “Konuşamaz ki benimle” dedi. “O zaman ilk sen tanış. Konuşmaya başladığında  o da gelir seninle tanışır abisi" dedim. “Abi mi oldum ben şimdi?” dedi saşırarak. “Evet tatlım abi oldun" dedim. Küçücük elini tuttu. “Merhaba bebek. Adı ne bunun bebek mi?” dedi Asrın'a bakıp. “Lavin" dedi.
 
“Merhaba Lavin. Ben senin abin oluyormuşum. Konusunca sende benle tanışacaksın unutma!” dedi. Biz ona gülerken Lavin  ağlamaya başlamıştı. İçeri giren hemşire. “Karnının doyma zamanı annesi" dedi. “Ee o zaman biz yalnız bırakalım sizi” dedi abim. Hepsi çıkmış Asrın'la ben kalmıştık.

İki Düşman ÇocuklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin