İki Düşman Çocukları

3. Bölüm

Asrın Argun

Sabah alarmın o iğrenç sesiyle uyandım. Yataktan kalkıp banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkayıp odaya geri döndüm. Telefonu elime alıp saate baktım. Dolabını açtığımda karşımda okulun forması vardı. Onları köşeye çekip bi t-shirt bi kot pantalon alıp kapaklarını kapattım. Üzerimi giyinip odamdan çıktım. Aşağı indiğimde annem babamın okuyup yarım bıraktığı kitabı okuyordu. Çağla ise babamın ölmeden önce aldığı beyaz pofuduk ayı ile oynuyordu. 15 yaşımda olmasına rağmen elinden düşmüyordu. O sırada içeriye siyah tüylerinden,mavi gözlerinden dolayı adını  'Gece' koyduğum köpeğin geldi.

Gece'nin de yemeğini verip elimi yıkadım ve kahvaltı için masaya oturdum. Bir kaç şey atıştırıp kalktım. "Ben gidiyorum size afiyet olsun" dedim. Dacia model arabama doğru ilerledim. Saate baktığımda daha erken olduğunu görünce mekana sürdüm. Mekana gelince bizimkilerin burada olduğunu gördüm. Meriç ve Özgür . Özgür kuzenim Meriç'le de çocukluktan beri arkadaşız. İkisi ile de yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. İçeri girdiğimde Özgür bir yere dalmış bir şey düşünüyordu. "Kuzen nereye daldın öyle" deyip koltuklardan birine oturdum. "Öylesine ya yok bir şey" dedi. Tamam anlamında kafamı salladım. "Ee şu yeni gelenlerden birisini tanıyormuşsun sanırım" dedim. "Evet ilkokul arkadaşım Şura" dedi. "Oğlum bu kızlar ŞAD tayfası demeyin bana" dedi Meriç. "ŞAD ne lan" dedim ama beni duyan olmadı tabi. "Evet gelenler ŞAD tayfası kardeşim" dedi Özgür. "Biri şu ŞAD'ı açıklayabilir mi acaba?" dedim. Özgür bana dönüp "Açıklayayım" dedi ve devam etti. "Şizofren Şura, arıza İlayda, deli Belinay her gittikleri okulda yaptıkları kavgalardan dolayı atıldılar" dedi. "Bu sene çok eğleneceğiz desenize" deyip güldüm. Özgür bir şey hatırlamış gibi tekrar bana baktı. "Ha bu arada amcamın avukatı bugün babamın yanına gelecekmiş babam senide çağırdı" dedi. "Tamam bir ara giderim" dedim. 1 ay 17 gün olmuştu.
 

Hayatta cesur kalmayı öğreten adam gitmişti. Bende bu adamın kızını bulup en ağır cezayı kesecektim. Saatin geçtiğini farkedince Meriç "Hadi gidelim" dedi. Onaylayıp arabalara binip mekandan ayrıldık. Okula varıp bahçesine giriş yapıp park ettik. Bizden sonra hızlı kullanılan siyah Porsche girdi. Park edip içinden üç kız indi. Önlerinde hızlı adımlarla yürüyen kız Meriç'e çarptı. Meriç ayağa kalkınca yanına gidip "kim lan bu kız" dedim. Özgür ve Meriç bana bakıp "namı değer ŞAD tayfası " dediler. "Bana çarpan kızda şizofren Şura" dedi Meriç. Bu kızlarla işimiz var. Çağla'nın servisini bekleyip onu da aldık. Ona kaç kere seni ben bırakırım desem de istemedi neymiş küçük hanım kendine arkadaş edinecekmiş. Ayrı ayrı olan a blok ve b blok vardı.

 B bloğa Çağla'yı bırakıp a bloğa geçtik. Tek oturmayı sevdiğimiz için cam kenarı arka üçlü bizimdi. Ders Ayla hocanındı yani matematik. Hoca sınıfa girip masasına yerleşti. Yoklama alınacağı sırada üç kız girdi. Bu Meriç'e çarpan kız ve diğerleri. Hoca onları kapının orda durdurdu. "Siz yeni öğrencilersiniz galiba tanıtın kendinizi" dedi. Onlardan önce bizim çakma sarışın Seda söze atladı. "Biz söyleyelim isterseniz? " dedi. Aralarından biri "Kimmişiz biz?" dedi. Seda devam etti "namı değer ŞAD tayfası yani şizofren Şura, arıza İlayda deli Belinay" dedi. Aralarından saçı turuncu olan konuştu. "Nerden tanıyorsun bizi yoksa sende bizden dayak yiyenlerden misin" dedi. Sınıftan bir uğultu koptu. Hoca "Yeter!" diye bağırdı. "Seda ben onlara sordum kızım sen onlar mısın? " dedi ve kızlara döndü. Kızlarda sınıfa dönüp "Ben Şura Sude Sakman", "Belinay Keskin" dedi mavi gözlü. "İlayda Bensu Seren" dedi. Hoca kızlara bakıp "bu kadar mı?" dedi. Şura konuştu "Hangi sebeplerden dolayı burada olduğumuzu bakıyorum da herkes biliyor ve evet bu kadar" dedi. Hoca kızlara gülümseyip " Peki kızlar ben Ayla Aksu matematik öğretmeninizim matematiğinizin iyi olduğunu düşünüyorum anlaşabilelim değil mi?" dedi.