Elinin tersiyle alnında biriken teri sildi. Nefes nefese kalmıştı. Siyaset için genç sayılabilirdi belki, ama iş 5 km tempolu koşmaya gelince, kendini fazlaca yaşlı hissediyordu. Her zamanki dinlenme noktasındaydı. Ankara'ya tepeden bakan hükümet bahçesinin yamacında...
Kurumaya başlayan çimlere uzandı. Etraftaki ağaçlardan kopmuş kuru yaprakların çıtırtısı rahatlatıyordu onu. Bir doğa aşığıydı. Yaşayan her şeye önem veren bir adamdı o. Olumlu olmayı kişisel gelişim kitaplarından değil, doğadan öğrenmişti çünkü. Hayatla barışık, optimist biri olması, kişiliği, yanı sıra hayallerine ulaşmış olmasından da kaynaklanıyordu.
Sırt çantasını açtı. Henüz ısınmamış suyundan bir yudum aldı ve bir gazete çıkarttı. Onun konumunda biri çok okumalıydı. Özellikle gazeteleri... Gündeme, vuku bulan olaylara hakim olmalıydı. Ne de olsa o gündemin bir parçasıydı.
Gazetenin ana başlıklarına göz attı önce. Hızla ikinci sayfaya geçti, fakat bir terslik olduğunu fark etti. Durdu ve sayfadakilere -orada olmaması gerekenlere- şaşırarak baktı. İsimler, adresler, rakamlar ve fotoğraflar... Diğer sayfaya geçti. Sonra diğer bir sayfayı... Hepsi aynıydı. Başka fotoğraflar ve isimler...
Elden ele geçen desteler vardı önünde. Polislerin yüzleri, rütbeleri... Fotoğrafların altında küçük notlar vardı. Birkaç tane jandarma, hatta ordu mensubu dahi gördü o sayfalarda. Hepsi de önemli insanlardı. Üst düzey yönetici olan memurlar ve komutanlar.
Çimlerin üzerinde uyuyakaldığını ve saçma bir rüyanın içinde olabileceğini düşündü. Elindeki gazeteye tekrar baktı. Gerçek gibi duruyordu. Ama nasıl? O gazeteyi 45 dakika önce bir koruması vermişti kendisine. İçindekilerden haberdar mıydı? Öğrenebilirdi. Ya da bunu sadece kendine mi saklamalıydı. Tüm bunlar gerçek olabilir miydi? Öyleyse şayet, ülkeyi, büyük bir kriz ve parçalanmak üzere olan bir emir komuta zinciri bekliyordu.
Tüm gazeteyi incelemişti ve gözleri, son sayfanın son cümlesine takılmıştı.
''Sayın İç İşleri Bakanım. Bu ülke bir foseptik çukuru. Ve siz de o çukura gönderilmiş bir vidanjörsünüz. Artık ne yapacağınızı biliyorsunuz. İkinci sayımızı okumanız, işinizi düzgün yapmanıza bağlıdır.''
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZIN TONLARI
General FictionMert, yasaların halkların menfaati için var olduğunu sanacak kadar kör, Tunç, zalim ve karanlık saçan bir sistemin, ancak daha zalim ve karanlık bir sistemce yok edilebileceğini düşünecek kadar nesnel. Nitekim Tunç'un hakkını vermeli: zira iyiliğin...
