İstemsiz Yara

16 7 2
                                    

Yavaşça elinden kayıp giderken zaman,
hayat en büyük canavar ve vermiyor sana aman.
Kum tanesi olup bir o yana, bir bu yana...
Sarılmak istedikçe savruluyorsun yarınlara.
Kendini ‘geçti ve geçeceklerle’ avutuyorsun.
Oldukça, yanında olmak istediklerine  yara.
Kendinden oluyorsun,
günden güne soluyorsun,
acıdan bir havanın oksijenini soluyorsun.
Özlüyorsun,
sanırım ölüyorsun.
Bir umut işte yaşamaya...
Kaybettiğin seni  kazanmayı bekliyorsun.
Kimseyi acıtmamak için, kendini bedenden parmaklıklar arasına hapsettin.
Sevdiklerinden uzakta, sevdiklerine hasrettin.
Seni bu hale getiren hasletti.
İyi niyetli  gidişlerin dahi başkalarına zindan etti.
Başkalarının bakışlarıyla  kendinden oldun.
Anlıyorum seni,
yüreğindeki karanlığın adı yalnız dertti.
Hafifti hayallerin ancak gerçekler hep sertti.
Umut, acılarının ardına konulmuş setten ibaretti.
Şimdi hatırla!
Acın nerden gelir bir düşün.
İnsanları acılarından kurtarmaktı senin düşün.
Adım attıkça iyiliğe, hep bir düşüş...
Yakın olduğun gözlerde uzak bir görünüş...
Bitirdi seni, insanları yaşatmak için  kalbine gömülüş.
Hiçbirini istemedin. Tüm acıların istemeden oldu.
Yar yerine koydukların, bağrına yara koydu.
İyi olmak için uzaklaştıklarına kötülükler musallat oldu.
İşte seni de acıtan buydu.
Başkalarına acı olduğunu düşünmen...
Sen iyilikleri için gittin. İyilikleri için uzaklaştın, başkalarına fırsat vermek için değil...
Seni suçlu tuttular. Acıtan oldular ama onların gözünde acımasız sen oldun.
Sen en büyük hatayı insan olmayanları insan yerine koymakla yaptın.
Yaşananların hiçbirinin sorumlusu sen değilsin!
Onlar kötüydü ve kötülüğü hak etti.
Sen iyiydin, onlar iyilerin kaybedildiğini fark etti.
Artık toparla kendini! Toparla, birer birer dağıttığın seni!
Hala düşünsen de yalnızlığını ve dertlerini,
Benim sana ihtiyacım var!

Sen de Ö(z)lüyor musun? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin