Çantamın en dibindeki anahtarı çıkartıp kapıyı açtım. Tamamen karanlıktı. Elimi uzatıp ışığı açarken içeri girmiştik bile.
Her şey aynıydı. Hiçbir şey değişmemişti. Evin yas ve kedere gömülmüş havası hariç.
Arkamdan içeri giren kıza baktım. Yorgundum. Sıcak bir duş almak şu an çok iyi gelirdi. Eminim o da isterdi fakat yabancı olduğu bir evde duş alma konusunda biraz tedirgin gibiydi. Ona rahat olmasını söyleyip banyoyu gösterdim.
Üzerimi değiştirip yiyecek bir şeyler var mı diye kontrol etmek için mutfağa girdim. Babam evden çıkmadan önce buzdolabondaki her şeyi atmıştı. Zaten yorgun olduğumuz için dışarıdan söylemek daha mantıklı geliyordu ama canım çorba içmek istiyordu.
Kalan bakliyatları karıştırırken kırmızı mercimek bulduğumda sevindim.
Venüs sonunda banyodan elindeki havluyla saçını kurulayarak çıkıp beni mutfakta piknik tüpünün başında çorba yaparken gördüğünde gülmüştü.
Benim de gülesim gelmişti. Doğalgazı kesmişlerdi. Arada bir hafta sonları babam buraya gelmeseydi suyu ve elektriği de keserlerdi aslında.
"Bir şeyler söylemek ister misin yanına?" dediğimde olumsuz anlamda kafasını salladı.
"Çorba yeter aslında." başımı sallayıp çorbaları tabaklara doldurdum. Yemeği o zaman da pek sevmezdi. Yemek ayrımı yaptığı için lise son sınıfta staja giderken çoğu zaman aç kaldığını hatırlıyorum.
Ve benim o zamanlar baş göstermeye başlayan yeme bozukluğum yaşadığım kayıplarla hatsafaya ulaşmış ve şimdiye kadar pek düzelmemişti.
Birimiz kör birimiz topal. Yaşasaydık ya sonsuza kadar böyle. Ne güzel olurdu.
O başkasını seviyor...
~~
Gece o benim odama ben de annemlerin odasına çekilmiştim. Neredeyse ikiye gelirken sinirle yatakta dönüp duvarda asılı duran saate baktım. Uyuyamıyordum. Kapıyı yavaşça açıp odadan çıktım. Bir bardak su alıp geri dönerken uyuduğu odanın kapısının önünde onu görmemle şaşırmıştım.
"Uyuyamadım." aynı anda söylediğimiz şeyle uykulu bir şekilde güldük.
Ne kadar ortak noktamız var. Evlensek ya biz senle.
"Bir şeyler izleyelim mi?"
"Farketmez."
Koltukta rahatsız bir pozisyonda oturmuş Black Widow'un başlangıcını izlerken hızla kalktım. Yatak odasından iki yorgan ve iki yastığı üst üste koyup salona getirdim.
Boyumu geçen şeyleri taşırken devrilecek gibi hissettiğim anda elimden alınmasıyla rahatlamıştım.
Ben de tam devrilecekken böyle elimden tutsan ya.
Sen iyice kafayı yedin he.
O elinde yorganlarla ayakta dikilirken koltukla aynı boydaki orta sehpayı büyük koltuğun önüne çekip yorganları üzerine serdim. Altımıza serdiğim yorgan sayesinde gerçekten rahat bir yatak gibi olmuştu.
Benden önce yorganın altına kurulup filmi izlemeye başlamıştı bile.
"Üzerine atlamamak için kendimi zor tutuyorum."
"Ne?!"
Attığı kahkahayla utanıp ben de yorganın altına girdim.
"Koltuğa söyledim." diye mırıldandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAVİNİA GirlxGirl
RomanceBir tarafım içeriye koş, kaldığı odayı bul ve senelerin özlemini gider, git, sarıl ona, ilerisini gerisini boşver, ne tepki vereceğini boşver diyordu. Özlemi kalbinde nasırlaşan kadın burada. Gecelerce düşündüğün, rüyalarında gördüğün, ilk aşkın, se...