Kollarında uyandığımda hâlâ uyuduğunu görüp şaşırmıştım. Gece fazla yorulmuş olmalıydı. Bu kadar fazla uyuduğuna daha önce çok az şahit olmuştum. Güneş çoktan doğmuştu ve bir şekilde alarm çalmamıştı. Garip olan Leyla bile uyandırmaya gelmemişti.
Başımı kaldırıp eğdiği yüzünü seyrettim. Dün gece temizlediğim dudağı gece biraz daha kaynayıp kabuk bağlamıştı. Sağ elmacık kemiği üzerindeki kızarıklığa baktım. Dokunmaya kıyamadığım kıza dokunuyor hatta vuruyorlardı.
Kaç dakika boyunca hiç hareket etmeden yüzünü seyrettim bilmiyorum. Sonunda uyandığında gözlerini yavaşça aralamış, henüz tam açamadığı kısık gözleriyle onu izlediğimi farkedip gülümsemişti.
Hâlâ bedenime sarılı olan kolları ve yüzündeki uyku mahmuru gülümseme içimi eritirken daha fazla bakmasına dayanamayıp yüzümü boynuna gömdüm.
Sesli bir şekilde gülerken kollarını bedenimden ayırıp başını tutmuştu. Yatakta doğrulup yüzüne baktım. Ben hüzünlü bir gülümsemeyle yüzünü seyrederken o doğrulmuş hatta yataktan kalkıp odamdaki banyoya gitmişti.
~~
Beraber okula girdikten sonra ayrılmış, kapıda karşılaştığım Elif'in yanına ilerlemiştim. "Venüs'le mi geldiniz?"
"Evet?" göz devirerek başını salladığında "Arkadaşlarını gördün mü? Dün çok büyük bir kavga olmuş herhalde."
Gözlerimi yere dikip anladığımı belli ederek başımı salladım. Sabah yurttan çıkmadan önce montunu giyerken belli etmemeye çalışsa da vücudunun kasıldığını farketmiştim. Bahsedilen kavga bedenine de fazlasıyla zarar vermiş olmalıydı.
Bütün gün Elif her o saçma sapan kavgadan bahsettiğinde içim daha fazla daralıyordu. Ve duyduğum şeyler midemde kasılmalara sebep oluyordu.
Okuldan çıkıp durağa doğru yürürken arkamdan yetişmiş ve tüm yolu yurda kadar beraber yürümüştük.
"Çok büyük bir kavga olmuş."
"Çok da büyük değildi."
"Okuldakiler öyle söylemiyor."
"Herkes bir şeyleri abartmayı seviyor."
Söylediği şeyin üzerine hiçbir şey söyleyememiştim. Ben, gözlerimi ayaklarıma dikip devam ederken "Uyurken mırıldanıp duruyorsun." demişti.
Söylediği şeyle önce onun gibi gülüp sonra bir şey mi söyledim korkusu ile gülmeyi kesip korkuyla sordum.
"Bir şey mi dedim?"
Yurt binasından içeri girdiğimiz sırada dramatik bir şekilde sesini benimkine benzetmeye çalışarak "Evet. Ahh Venüs. Sana aşığım ahh." demişti.
Bir an yüzüne baktığımda gülmemek için dudağını ısırdığını gördüm.
Gözlerimi tekrar yere dikip "Ben öyle bir şey söylemem." demiştim sessizce.
Bu sefer gülüşünü tutmamış kahkaha atmaya başlamıştı. Asansöre bindiğimizde hâlâ gülmeye devam ediyordu. Gerçekçi olmayan bir sinirle yüzüne baktığımda güldüğü için dudağındaki yaranın açılıp kanamaya başladığını görmüştüm.
Elimi kaldırıp yüzünün yanına yerleştirdiğimde kahkahası yüzünü süsleyen bir tebessüme dönüştü. Baş parmağımı dudağı üzerinde gezdirdiğimde dudakları aralanmıştı.
Sıcak nefesini parmaklarım üzerinde hissettiğimde yutkunmuştum. Kuruyan dudaklarımı yalayıp bakışlarımı gözlerine kaydırdım.
Bakışları önce dudaklarım üzerinde gezinmiş sonra tekrar gözlerime kaymıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAVİNİA GirlxGirl
RomanceBir tarafım içeriye koş, kaldığı odayı bul ve senelerin özlemini gider, git, sarıl ona, ilerisini gerisini boşver, ne tepki vereceğini boşver diyordu. Özlemi kalbinde nasırlaşan kadın burada. Gecelerce düşündüğün, rüyalarında gördüğün, ilk aşkın, se...