O gün boyunca beraber, Venüs'ün liseye giderken bindiği tramvaya bile binmiş, onunla konuştuğumuz tüm o zaman boyunca geçtiği her yerden geçmiştik.
Beraber buradaki resim atölyesini, bazen arkadaşlarıyla kafa dağıtmak için gittiği 'kendi yerini' , sahafları, hatta çarşıyı bile gezmiştik.
Tüm bu yerleri gezerken kendimi, Venüs'ün o zamanki hallerini bu sokaklarda dolaşırken hayal etmekten alıkoyamıyordum.
Yarın yola çıkacaktık. Bu yüzden akşam yemeğinden sonra Venüs'ün odasındaki neredeyse tüm eşyaları kolilemiştik.
Bu bir şekilde beni mutlu ediyordu. Eşyalarını evimize taşıyordu bir daha buraya geri dönmeyecek, hep orda, benimle kalacakmış gibi.
İronik bir şekilde her zaman içimde barındırdığım onu kaybetme korkusu yüzünden bir gün bırakıp gideceğini ve onu tutabilecek gücüm olmadığını düşünüyordum. Fakat o her saniye yaptıklarıyla sanki daha çok içime işliyordu.
~~
Bagajda Venüs'ün eşyaları olan kutuların yanına çantaları da yerleştirdikten sonra, annesiyle sarılan kıza döndüm.
O binanın önünde ailesiyle sarılıp vedalaşırken Perihan Sultanla göz göze gelmiştik.
Çekingen bir şekilde öpmek için eline uzandığımda boynuma sarılmıştı. O Venüs'ü tembihlerken diğerleriyle de vedalaştım.
Benim için duygusal olan bir vedalaşmanın sonunda öğle saatlerinde yola çıkmıştık.
Tospik, arkada minik oyuncağıyla oynarken telefonu arabaya bağladım. Venüs'ün oynatma listesi çalmaya başladığında gülümseyerek gözlerini yoldan birkaç saniye ayırıp yüzüme bakmıştı.
Saatlerce böyle durup onu izleyebilirdim.
Ara ara yolu kontrol ederken aynalar arasında dolaşan bakışlarını, taktığı güneş gözlüğünün altında zarif uzun kirpikleriyle gölgelenen güzel gözlerini seyredebilirdim.
Ojeli tırnaklarıyla tuttuğu direksiyona arada çalan şarkıyla ritim tutmak için vuruşuna, bileğine oturmuş saatine, güneş ışığının okşadığı tenine, kenarları kıvrılan dudaklarına, yumuşak saçlarına... Her şeyine hayran olabilirdim.
~~
Bir kez daha adımı seslendiğinde gözlerimi açtım. Üzerine eğilmiş beni uyandırmaya çalışıyordu. Ne ara uyumuştum ki ben?
O sırada aklıma gelen şey yüzünden korkuyla doğrulup nerede olduğunuzu sordum.
Bunu çok istiyorum. Nolur planım mahvolmuş olmasın nolur...
"Sakin ol. Benzin almak için durdum. Daha bir saatlik yolumuz var. Biraz hava alalım midem bulanmaya başladı."
Beraber geldiğimiz benzinlikte arabadan indiğimizde kollarımı bedenime sardım. Birkaç saat boyunca uyumuş olmalıydım. Fakat halsizlikten üşüyordum.
O içerideki markete girdiğinde uykulu halimi bir kenara atıp neredeyse koşarak marketin hemen yanındaki atm'den hesabımdaki parayı çektim. Neredeyse tamamını çekmiştim. Lazım olacaktı.
Tuvalete girip elimi yüzümü yıkadığımda sonunda kendime gelebilmiştim. Saçlarımı düzeltip dışarı çıktım.
Yaptığım planın verdiği heyecan yüzünden hâlâ markette olan sevgilimin yanına girdiğimde yolda içmemiz için kahve alıyordu.
Kahve almamasını, az bir yolumuz kaldığını ve sürme sırasının bende olduğunu, zaten midesinin bulanmaya başladığını, geri kalan yolu uyuyarak geçirmesi gerektiğini hızlı hızlı söylediğimde kaşlarını çattı. Gülümseyip şüphelendiğini belli etse de dediğimi yapmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAVİNİA GirlxGirl
RomansaBir tarafım içeriye koş, kaldığı odayı bul ve senelerin özlemini gider, git, sarıl ona, ilerisini gerisini boşver, ne tepki vereceğini boşver diyordu. Özlemi kalbinde nasırlaşan kadın burada. Gecelerce düşündüğün, rüyalarında gördüğün, ilk aşkın, se...