19- Venüs'ten

2K 161 25
                                    

Bölüm şarkısı: Yüz Yüzeyken Konuşuruz - Kazılı Kuyum

Kulağındaki kulaklığı çıkartıp elindeki sigarayı söndürdü. Gözleri, bileğindeki ince kayışlı saate kaydığında saatin sabahın beşi olduğunu fark edip oturduğu yerden ayaklandı.

Pencereyi kapatıp odasına adımladı. Yatağına doğru ilerlediğinde yorganın altına gömülmüş olan kızın yüzününü açıp nefes almasını sağladı. 'Şaşkın.' diye mırıldandı sessizce. Biraz daha öyle kalsa boğulacaktı büyük ihtimalle.

Uzun saçları yatağına dağılmış, yorganın sıcaklığından yanakları kızarmış kızın saflığına kapıldı. Neydi bu kız onun için? Neyiydi? Bilinmezliği, kayboluşlarıydı. Parmak uçları ile kızarmış yanaklarına dokundu. Küçük bir kız çocuğuydu sadece.

Birkaç parça kıyafet alıp banyoya girdi. Kafasını fayansa yaslarken başından aşağı akan soğuk suya teslim etti kendini. Gözlerini yumduğunda kafasındaki düşünceler yeniden bir sorguya kurban etti onu.

Ne yapıyordu? Kimdi? Neden bu evde, neden onun yanındaydı? Aşık mıydı ? Seviyor muydu? Her şeyden önemlisi aşk neydi? Onun hayatında yer var mıydı aşka?

Hayır yoktu. Aşk aptal insanlar içindi. Oysa Venüs aptal olamayacak kadar kurnaz bir insandı. Kafasında birçok tilki dolaşır, o tilkirlerin kuyruklarının birbirine dolaşmasından korkardı bazen. Dolaşırsa düşüncelerindeki katliam hayat bulurdu. Bunu istemiyordu.

On dakikalık duşun ardından banyodan çıkıp üzerini giyerek kısa saçlarını kurutmadan mutfağa girdi. Kendisi için kahve yapıp balkona  çıktı. Sandalyeyi es geçip yere oturdu ve Can Ozan - Sar Bu Şehri şarkısını mırıldandı kendi kendine...

Anlamam nedenini üzmüşler bebeğimi ah (aaa)
Tam yüzüne dalmışken, çizmiş kendi resmini ah (aaa)

N'olursun kaç kurtar kendini bu diyardan, yar
Güneşi ararken peşini bırakmaz ay (aayy)
Sar bu şehrin başından yak
İyice yak
Kim der ki, bu rüyadan uyan
Ona uzak

Ne yalnızlık, ne hüzün
Bu gecenin gündüzü var, var
Sanma ki ölümsüzüm
Bu şehrin duvarları dar, dar

N'olursun kaç kurtar kendini bu diyardan, yar
Güneşi ararken peşini bırakmaz ay (aayy)
Sar bu şehrin başından yak
İyice yak
Kim der ki bu rüyadan uyan
Ona uzak

Balkondan çıkıp soğumuş kupasını mutfak masasının üzerine bıraktı ve odasına döndü. Saat daha yeni altıya gelirken yatağına girdi, anında ona sokulan kıza bakıp iç çekti.

Fazla güzeldi. Çok fazla... Mırıldandığı şarkı ona sokulan kızı hatırlatıyordu. Tekrar firar etti dudaklarından o şarkı, biraz daha sokuldu bedenine küçük kız.

Kollarında ki kızla gözlerini yumdu ve bir iki saat rahat bi uyku çekme umudu ile uykuyadaldı....

**

Gözlerini araladığında ona bakan gözleri gördü. Hafifçe sırıttığında anında kızardı küçüğünün yanakları. Fazla mı utangaçtı? Ah evet, öyleydi. Peki biraz daha utanmasında sıkıntı var mıydı? Galiba yoktu.

Ansızın üzerine çıktığında altındaki kız koskocaman gözler ile ona baktı. Kollarını yukardan birleştirip üzerine eğildiğinde hızlıca gözlerini yumdu. Şaşkın.

Dudaklarına yanaşıp " Gözlerini arala küçüğüm." dediğinde aralanan gözler Venüs'e fazla yoğun duygularla bakarken sırıtması yüzüne yayıldı. Birkaç saniye gözlerine bakıp üzerinden doğruldu ve " Elini yüzünü yıka da kahvaltı yapalım. Hava güzel dışarı çıkarız sonra. " dedi.

LAVİNİA GirlxGirlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin