Onunla konuştuğum ilk gece... Herkes odalarında uyurken o soğukta üstüme montumu geçirip balkona nasıl gittiğimi bile hatırlamıyorum.
Sadece sesini duymak istiyordum.
Asla kovuşamadığınız birine duyulan yoğun özlem kadar boğucu çok az şey vardır.
Uyku ve uyanıklık arası sesimin, konuşmamın ne halde olduğunu bile bilmiyordum. Sadece onu dinlemek istiyordum.
Balkondayken ve sesini dinlerken boğazımda akışını hissettiğim yoğun kanın etkisi, sesinin kalbimde yarattığı etkinin yanından bile geçemezdi.
Yatmadan önce diğer birçok gece olduğu gibi ne zaman bu kadar duygusal oldun, ona neden bu kadar bağlandın diye düşünüp durmuştum.
Yine aynı his... Yine aynı ses...
Yanımdan geçip giderken nefes bile alamadım. Arkadaşının yanında kendini koltuğa bırakırken ise yüzüne hâlâ bakamamıştım. Çok da umursamamıştı ki istediğim şey de buydu zaten. Değil mi?
~~
Masada oturmuş tek başıma önümdeki yemekle oynarken onun oturduğu masaya kaçamak bakışlar atıyordum.
Doya doya izlemek istiyordum ama dikkatini çekerim diye ödüm kopuyordu.
Yemekten sonra odalara çekilirken önümde yürüyordu.
Kaldığım odanın tam karşısındaki odayı açtığında şaşırmıştım. Yavaşça odama çekilip perdeleri sonuna kadar açtım. Ay ışığının odaya dolmasına izin verip kendimi yatağa bıraktım.
Babamdan gelen birkaç mesaja cevap verip gözlerimi kapattım.
Günlerce, haftalarca, aylarca hayaliyle yaşadığım kız iki kapının ardında...
İç sesim 'buradasın ama dokunamıyorum çok saçma' repliğini pişirip pişirip önüme sunarken kapının aralanmasıyla irkildim.
Yorganı üzerimden itip doğruldum. Camdan giren ay ışığı içeri süzülen kızın yüzünü aydınlattığında gözlerim kocaman açılmıştı.
Beni farkedince o da şaşırmıştı.
"Kusura bakma burada birinin kaldığını bilmiyordum."
Parmaklarını saçlarının arasından geçirip bir şey düşünür gibi gözlerini etrafta gezdirdi.
Titremeye başlamış bedenime inat sakince konuşmaya çalışarak "Ne için gelmiştin?" dedim.
"Normalde buradan dışarı çıkıyordum." diyerek eliyle camı gösterdi.
"Ama artık burda biri kaldığına göre çıkamayacağım. Neyse iyi geceler.
Kusura bakma.""Hayır hayır." bir anda atılmamla şaşırmıştı. Başımı cama çevirip "Yani... Burayı kullanmaya devam edebilirsin benim için sorun olmaz." diyerek geçmesini söyledim.
Az önce dışarı çıkmak için araladığı kapıyı kapatıp "Sağ ol." diyerek camı açtı.
Birden dışarı atlamasıyla yataktan fırlamıştım. Camın önüne koştuğumda büyük ihtimalle ani refleksime gülümseyerek yüzüme bakıyordu.
Bir an onu bu kadar yakınımda gördüğümde birkaç saniye için bilincimi kaybettiğimi hissettim.
Gözlerimi gözlerinden ayıramıyordum. Esen rüzgarla saçlarım uçuşup onun yüzünü okşadığında rahatsız olmuş olacak ki geri çekilip merdivenlerden aşağıya inmeye başladı.
Binanın yan tarafında olduğumuz kattan aşağıya kadar uzanan yangın merdivenlerini o sırada farketmiştim.
Aşağı inene kadar izledim. "Dikkat et-"
Arkasını dönüp birkaç saniye yukarıya doğru bakmıştı fakat yüz ifadesini göremiyordum.
Söylediğim şeyin saçmalığının farkına vardığımda hızla içeri girip camı kapatmıştım.
Dikkat et.
Bazı geceler dışarı çıkacağı zaman bana veda ettiğinde ona böyle söylerdim. Uykusuzluğu, geceleri kaçıp kaçıp dışarı gitmeleri, omzunun biraz üzerindeki koyu saçları, ve elleri...
Ahh o hayran olduğum elleri... Hiç değişmemiş. Hatta duymaya doyamadığım sesi bile neredeyse aynıydı.
Sabah alarmım çalana kadar uyuyamadım. Yalan söylemeyeceğim bekledim. Daha önce defalarca kez yaptığım gibi... Yıllar önce, sonunda bana döneceğini bildiğim için asla usanmadan beklediğim gibi...
Ama gelmedi. Gelseydi bile bana gelmiş olmayacaktı zaten...
Umarım beğenmişsinizdir. ♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAVİNİA GirlxGirl
Roman d'amourBir tarafım içeriye koş, kaldığı odayı bul ve senelerin özlemini gider, git, sarıl ona, ilerisini gerisini boşver, ne tepki vereceğini boşver diyordu. Özlemi kalbinde nasırlaşan kadın burada. Gecelerce düşündüğün, rüyalarında gördüğün, ilk aşkın, se...