Yatakta doğrulup kaşlarımı çattım. Oflayarak ayaklarımı yataktan sarkıtırken saatin ne kadar erken olduğunu farketmiştim.
Yatak odasından çıkıp saçlarımı geriye artarak kapıya ilerledim. Kim gelmişti ki şimdi sabahın bu saatinde. Daha karga bile kahvaltısını yapmamıştı.
Üzerimde mavi renkli peluş gecelik ve yüzümde yeni uyandığımı bağıran ifadem ile kapıyı açtığımda karşımda Venüs'ü görmeyi tabi ki beklemiyordum.
Şaşkınlıkla yüzüne bakarken üzerimi süzmüştü. Gülmemek için zor duruyormuş gibiydi.
Haklıydı. Hatta ben onu üzerinde küçük kuzucuklar olan aşırı çekici(!) peluş bir geceliğin içinde yeni uyanmış haliyle görsem kahkaha bile atardım.
Birkaç saniye öylece durduktan sonra alnımı kaşıyıp gülümseyerek ne diyeceğimi bilemediğim için "Günaydın." demiştim.
"Çok özlemişim." diyerek attığı tek adımda o kadar hızlı bir şekilde içeri girmişti ki bedenlerimiz çarpışmıştı.
Özlediği şeyin ben mi yoksa onu gördüğümde iflas bayraklarını çekip zihnimi terkeden mantığım yüzünden saflaşan davranışlarım mı olduğunu çözememiştim bile.
Elleri arasına aldığı yüzümü anlımdan başlayarak öpücükleriyle süslemeye başladığında kıkırdayarak geri çekilmek istemiştim fakat belimden tutup sarılmıştı.
Sıcak teması kulaklarımda bile hissettiğim bir yanmaya sebep olurken bedenimi iyice kendine bastırdı.
Aynı şekilde karşılık verecekken burnuma dolan tost kokusu ile babamın hâlâ evde olduğunu tekrardan hatırlamış, beynim tehlike sinyalleri vermeye başlamıştı. Kızı babana direkt gelinin diye tanısaydın keşke böyle hiç olmuyor bak.
O sırada elinde tuttuğu bıçakla mutfaktan çıkan babamı görmemle nutkum tutulmuştu.
Fakat Venüs'ün arkası dönük olduğu için babamı görmüyordu. Ellerimi göğsüne dayayıp yavaşça uzaklaştırmaya çalıştığımda ne olduğunu anlamamış, kollarını belimden ayırmadan uzaklaşıp yüzüme bakmıştı.
"Hoş geldin kızım."
Venüs arkasından gelen sesle kaşlarını çatıp gözlerime bakmıştım. Sonunda kollarını bedenimden ayrıp arkasına döndü.
Babam yüzünde sıcak bir gülümsemeyle Venüs'e selam verip kahvaltıyı hazırladığını söyleyerek mutfağa girdiğinde rahat bir nefes vermiştim.
"Babanın dün gittiğini sanıyordum." yan yana mutfağa ilerlerken kulağıma doğru eğilip fısıltıyla konuşmuştu.
Babama ayıp olmasın diye fısıldamıştı fakat bu hareketi sesi ve kulağıma çarpan nefesinin tüylerimi diken diken etmesine sebep olmuştu.
Yutkunup dudaklarımı dişlerimin arasına alarak gözlerimi yavaşça gözlerine kaydırmıştım.
Dudaklarıma baktığında, hareketinin hâlâ uyku sersemi sayılabilecekken bile üzerimde yarattığı etkinin farkına varmış ve gülümsemişti.
Tabi ki bilerek yapıyordu. Nasıl bir insanın sadece fısıltısı bile böyle bir etki yaratabilirdi ki...
Derin bir nefes verip önüme döndüm.
"Ben de öyle sanıyordum. Biletini iptal ettirdik farklı bir firmadan bilet aldık. Dünkü uçak kazası yüzünden. Bugün 12'de çıkacak yola." Anladığını belli ederek başını salladı.
Hep beraber kahvaltı yaptıktan sonra babamla beraber havalimanına gitmiştik.
Ayrılacağımız sırada Venüs'le sarıldıklarını gördüğümde duygulanmıştım. Belki birazcık fazla duygulanmış olabilirim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAVİNİA GirlxGirl
RomanceBir tarafım içeriye koş, kaldığı odayı bul ve senelerin özlemini gider, git, sarıl ona, ilerisini gerisini boşver, ne tepki vereceğini boşver diyordu. Özlemi kalbinde nasırlaşan kadın burada. Gecelerce düşündüğün, rüyalarında gördüğün, ilk aşkın, se...