Gülümseyerek sınıftan içeri girdiğimde benim için yer açmış olan Elif'in yanına oturmuşum.
Onun evinde kaldığım geceden sonra görüşememiştik. Bu yüzden oturur oturmaz ev işini ne yaptığını sormuştu.
"Ee kimmiş bu ev arkadaşın söylesene?"
"Venüs." telefonda Venüs'ten gelen iyi dersler mesajına gülümserken sorusuna cevap vermiştim fakat ardından duyduğum ses korkutmuştu.
"Ne?!" bir anda Elif ve yanımızda oturan birkaç kızın bağırmasıyla kaşlarımı çattım.
Ne vardı bu kadar şaşıracak, abartacak?
"Ne, 'ne'?"
"Kızım hani tanışmıyordunuz?"
"Tanışmıyoruz demedim. Yurtta gördüm dedim. Ayrıca neden bu kadar şaşırıyorsunuz ki? Yurtta kalan iki kız ayrı eve çıktı sadece."
Elif, bir şeyler mırıldanarak kafasını iki yana salladığında ne dediğini duymamıştım.
Sınıfa giren hocayı görmek için kafamı kaldırdığımda ön sırada, kaşlarını çatarak bana dönmüş olan kızla göz göze gelmem bir olmuştu.
Yüzü bir yerden tanıdık geliyor gibiydi ama nereden olduğunu hatırlamıyorum.
~~
"Bir işim vardı. Erken çıktım okuldan."
"Evde misin şimdi?"
"Hayır. Hatta biraz geç dönerim."
"Tamam o zaman. Dikkat et kendine."
"Sen de. Görüşürüz."
Yirmi dakikadır psikoloji fakültesinin önünde onu bekliyordum. Okula beraber gelmiştik. Eve de beraber döneriz diye düşünmüştüm.
Aslında bazı günler ders saatlerimiz uyuşmuyordu fakat bugün o günlerden değildi.
Otobüsten indikten sonra kulaklıklarımı takmış eve doğru yürürken telefonum çalmaya başlamıştı.
"Efendim Mila."
" Evde misin?"
"Hayır. Gidiyorum şimdi. Birkaç dakika içinde evde olurum. Neden ki?"
" Size geliyorum da şimdi. Venüs telefonunu açmadı. Yanında değil mi?"
"Hayır."
"Tamam tamam. Konum atsana."
Konuşurken binanın önüne gelmiştim zaten. Telefonu kapatıp Mila'ya konum attım.
Ben eve girip üzerimi değiştirene kadar gelmişti bile. Kapıyı açmamla üzerime atlaması bir olmuştu. Sıkıca sarılıp elindeki abur cubur dolu poşeti uzatmıştı.
Evin neredeyse her köşesini meraklı bir çocuk gibi dolaşırken bu haline gülüp duruyordum.
Sonunda kendini salondaki koltuğa bıraktığında konuşmaya başlamıştı.
"Venüs nerde?"
"Bilmiyorum. Geç geleceğini söyledi sadece."
"Neredeymiş ki?"
"Bilmiyorum işte. Sormadım."
" Ne meraksız kızsın ya? İnsan şeyini merak etmez mi?"
"Neyini?" tek kaşımı kaldırıp gülerek sorduğum sorunun cevabını bilmiyordu. Ben bile bilmiyordum o nerden bilecekti ki?
"Neyse neyse. Ben acıktım ya bir şeyler söyleyelim."
Yemek yapabileceğimi söylediğimde gülerek kabul etmişti. Canım dışarıdan bir şeyler söylemek istemiyordu ve birkaç gün önce yaptığımız alışverişten sonra buz dolabı dolmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAVİNİA GirlxGirl
RomanceBir tarafım içeriye koş, kaldığı odayı bul ve senelerin özlemini gider, git, sarıl ona, ilerisini gerisini boşver, ne tepki vereceğini boşver diyordu. Özlemi kalbinde nasırlaşan kadın burada. Gecelerce düşündüğün, rüyalarında gördüğün, ilk aşkın, se...