Sıranın üzerine dağılmış eşyalarımı toplarken bir yandan hocayı dinliyordum.
Bir proje tasarımı için sınıfları iki kişilik gruplara ayırmıştı ve adım listenin sonunda olduğundan ders bitmiş olmasına rağmen hâlâ sıra bana gelmemişti.
Sonunda adımı söylediğinde sınıfta, sadece ben ve ön tarafta daha önce dikkatimi çekmeyen bir çocuk kalmıştık.
Eşyalarımı alıp kapıya yöneldiğim sırada adımı seslenen çocukla arkamı döndüm.
Ama ben açım ya.
~~
Simitten koca bir ısırık alıp gözlerimi önümdeki çocuğa çevirdiğimde elindeki tostu iştahla yediğini görüp gülmüştüm.
O da gülüp peçeteyle ağzını silerken "Ben de çok acıkmışım." dedi.
Dalgalı siyah saçları, gözlüklerinin altındaki mavi gözleri ve yüzündeki gülümseme ona sıcak, samimi bir hava katıyordu.
Evet kantinde oturmuş beraber öğle yemeği yediğim çocuk proje arkadaşımdı.
Lisede bile ortak ödev gibi insanlarla grupça şeyler yapma konusunda berbat sayılırdım. Aşırı güçlü insan ilişkilerim sağ olsun.
Fakat bu sefer o kadar da zorlanmayacakmışım gibi geliyordu. Karşımda oturan çocuk eğlenceli ve nazik birine benziyordu en azından.
"Aslında daha bir ay var fakat bir an önce başlasak iyi olur bence."
"Bence de."
"Ha ben Mete bu arada." deyip elini uzattığında gülümseyerek sıktım.
"Okul kütüphanesinin boş olduğu saatler var ya da bir cafede buluşabiliriz çalışmak için."
Saçlarını karıştırarak çekingen bir şekilde "Şey.. Ben yurtta kalmıyorum aslında. Yani..."
Sanırım 'benim evimde çalışabiliriz' falan derse bunu yanlış anlayacağımı düşündüğü için çekinmişti.
"Ben de yurtta kalmıyorum. Projenin bireysel olarak yapabileceğimiz kısımlarını yaptıktan sonra beraber nerede çalılacağımızı düşünürüz."
O sırada yanımıza gelen Venüs'e gülümsedim. Fakat o bana bakmıyordu.
Daha önce görmediğim için anlam çıkartamadığım bir ifadeyle Mete'ye bakıyordu.
"Venüs, Mete. Sınıf arkadaşım."
"Mete, bu da Venüs." Ters ters baktığı çocuğa döndüğümde, Mete kantin kapısında birini görmüş gibi "Tanıştığıma memnun oldum. Ben artık kalkayım. Sonra haberleşiriz." demişti.
O kantinden çıkana kadar arkasından baktım. Tekrar Venüs'e döndüğümde tek kaşını kaldırmış yüzüme bakıyordu.
"Çok tatlı birine benziyor." dedim. Gerçekten öyle birine benziyordu. Elindeki bilgisayar çantası ve çayı ile hızla kantin kapısına yürürken masalara çarpması yüzünden gülmüştüm bile.
Göz devirdiğinde kahkaha atmamak için dudaklarımı dişliyordum.
" Ben gülmüyorum. "
Ben gülüyorum ama şu tipe bak
Yanaklarını ısırırım çocuk senin."İyi tamam gülmüyorum."
~~
Bacağımı sallarken parmaklarımı saçlarımdan geçirdim.
" Sorun Tuğçe değil. Sorun sırf Tuğçe'nin sevgilisinin kardeşi olduğu için hâlâ o kızla yan yana gelmen. Bunu kullanmaya çalışıyor ve sen de buna göz yumuyorsun. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAVİNİA GirlxGirl
RomanceBir tarafım içeriye koş, kaldığı odayı bul ve senelerin özlemini gider, git, sarıl ona, ilerisini gerisini boşver, ne tepki vereceğini boşver diyordu. Özlemi kalbinde nasırlaşan kadın burada. Gecelerce düşündüğün, rüyalarında gördüğün, ilk aşkın, se...