Merhabalar...
Oy da verseniz ne kadar güzel olur 💙
Not: Birkaç tane küfür geçti bu bölümde. Üzgünüm : (
Gitmesini istedim, kaldı. Kalmasını istediğimde de gitmesin lütfen...
Başımda tarifsiz bir ağrı vardı. Ne olmuştu ve nasıl olmuştu? Tek kişi miydim yoksa hâlâ bir cana ev sahipliği yapıyor muydum? Gözlerim açılmak istiyordu ama sanki gözkapaklarıma taşıyamayacağım bir yük yüklemişlerdi. Anlaşılan aynı yükten kulaklarımda yoktu çünkü sesler duyuyordum. Ya da belki de rüyadaydım. Gözlerim açılmalı. Hadi...
Hafif bir ışık dalgasıyla gözlerim bir daha kapandı ama öyle bırakmadım kendimi. Bir sonraki denemem de tamamen açabilmiştim gözlerimi. Ağzımda bir kuruluk vardı. Su... Kafamı sağa çevirdiğimde gözlerim şaşkınlıkla açıldı. O nasıl buraya gelmişti? Kazayı mı haber vermişlerdi? Uyuyordu. Benim bebeğimin nasıl olduğunu öğrenebileceğim birine ihtiyacım vardı. "A..Abi" dediğim an abimin gözleri açıldı. Uyumuyordu demek ki. Bana şaşkınca baktı ve hemen oturduğu koltuktan kalktı. Önce kenardaki düğmeye yönelip bastı sonra bana döndü. "İyi misin güzelim?" diye sordu. Endişeyle bakıyordu bana. Ağzımdaki kuruluğu gidermeden rahatça konuşamayacağımı bildiğimden sadece "Su.." diye mırıldandım. Hemen komodinin üzerindeki sürahiye yönelip bir bardağa su doldurdu. Ensemden hafifçe kaldırıp suyu içmeme yardımcı oldu. Bu sırada kapı açılmıştı.
Leyla ablayı gördüğümde rahatladım. Gülümsedi. "Sonunda uyanabildin." dedi ve gelip serumuma baktı. "İyi misin?" diye sorduğunda bebeğimi sormak için yanıp tutuşuyordum ama abim buradayken böyle bir şey sormayacaktım. Haberi yokmuş gibi duruyordu. Benim bakışlarımı Leyla abla da fark etmişti. Abime döndü ve "Sizi biraz dışarı alabilir miyim?" diye sordu. Abim kafasını salladı ve bana kısa bir bakış attıktan sonra odadan çıktı. Hemen "Bebek..." dedim. İçimde öyle bir korku vardı.
"Gökçe geldiğinde bilincin kapalıydı. Başındaki yara derin değildi fakat düşük yapmak üzereydin mecburen ameliyata alıp ailene ulaşmak zorunda kaldık. Zor bir ameliyattı." deyip derin bir nefes aldı. "Üç gün yoğun bakımda kaldın, dün seni odaya aldık. İyisin merak etme. Kısa sürede toparlanıp ayağa kalkabilirsin." Bu benim istediğim cevap değildi. Bana bebeğimden bahsetmiyordu. Derin bir nefes aldı. "Ben bunları duymak istemiyorum. Bana bebeğimin nasıl olduğunu söyle. Abla yalvarırım kötü bir şey söyleme."
Derin bir iç çekti ve kafasını havaya kaldırdı. Hayır, hayır bu olmamalıydı. Ben tam hayaller kurmaya bir daha başlamışken hayallerimi bir kere daha kaptırmış olamazdım. Ben bebeğimi kaybetmiş olamazdım. Bana baktı. "Ameliyat çok zordu Gökçe. Ailene prosedürleri anlattık ve hamile olduğunu söylemek zorunda kaldık. Onlar da... Bebeği almamızı seçti." dediğinde hıçkırdım. Kafasını iki yana sallayıp ellerini yanağıma koydu.
"Gökçe dur. Senin bebeğin güçlüydü. Biz o ameliyatın gidişatında bebeği almayı planlıyorduk ani bir şekilde durumun stabilleşti. Nasıl oldu inan biz de anlamadık. Bebek de sen de iyiydin. Çok zor tutundu o sana. Ve sen onu tuttun. Bırakmadın. Bebeğin yaşıyor. O seni bırakmadı." Gülmem gerekmez miydi? Hıçkıra hıçkıra ağladım. O benimleydi. Beni bırakmamıştı. Sanırım gitseydi bu sefer gerçekten toparlanamazdım. Tecavüzden sonra bile toparlanabilmişken bir bebek kaybetmeye dayanamazdım. Olmazdı...
"Tamam sakinleş şimdi." dedi Leyla abla. Elimi gözyaşlarımı silmek için kaldırdığımda başımın da sargılı olduğunu fark ettim. Umursamadım. O an aklıma gelen şey Selin ablaydı. Bebeğim diye tutturmuşken onun arabada baygın olduğunu tamamen unutmuştum. İçimdeki anlık rahatlama yine kendini korkuya bırakırken. "Selin abla... Ona ne oldu?" diye sordum bu sefer. Gülümsedi. Bir şey olmamıştı demek ki. "O da uyandığında ilk seni sayıkladı. Merak etme iyi. Onu da ameliyata almıştık. Kafasındaki yara yüzünden beyin kanaması geçirdiğini düşünmüştük ama değilmiş çok şükür. Sol kolunu alçıya aldık, bir süre öyle kalacak. Boynunu hareket ettiremiyor, boyunlukla gezecek yine bir süre. Ama hayati tehlikesi yok, gerisi gelip geçici şeyler." Haklıydı. Bu sefer gerçekten rahatlamalıyım diye geçirdim içimden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN BENİM // TAMAMLANDI
Romance*Tamamlandı Sen benim umudum, hayallerim, varoluşum, gülüşüm, kahkaham... Sen benim yıkılışım, umutsuzluğum, gözyaşlarım, hıçkırıklarım, boğazımdaki düğüm... Sen benim şarkılarım... Sen benim gecem... Sen benim yaşanmışlıklarım, Sen benim ölüşlerim...