Sellaaamm : )
Birinin nefesini boynunda hissederek uyanmak çok farklı bir şeymiş. Gözlerimi açtığımda karşımda bana hiç tanıdık olmayan bir dolap görmüştüm. Sonra da bana sarılmış bir kol... Nasıl hissettiğimi anlatamam. Benim ona arkam dönüktü ve o da bana arkadan sarılmıştı. Yüzünü saçlarımın arasına gömdüğünden nefesini boynumda hissedebiliyordum. Sanırım evli olarak uyandığım ilk günüm gayet güzel geçecekti.
"Günaydın" demesiyle irkildim. Yüzümü sağ tarafıma doğru çevirdim. O da yüzünü saçlarımın arasından çekti. "Uyanık mıydın sen?" diye sordum şaşırarak. Gözlerini sıkıca kapatıp açtı evet dercesine. Önüme dönüp komodindeki telefonuma uzandım ve tekrar yerime yattım. Saat on bire geliyordu. İki tane mesaj vardı sadece. Bakmadan geri kapattım ve yan tarafıma bıraktım telefonu. "Dün o kadar çok dinlettin ki o şarkıyı. Şu an dilimin ucunda sözcükleri." dedi. Güldüm. Kaset çalarda bulduğum şarkıyı defalarca dinletmiştim sanırım ona.
"Hımm." diye mırıldanarak ona döndüm. "Söylesene o zaman." Söylemeyeceğini bilerek dalgasına demiştim bunu. Ama beni yine şaşırttı. "Görünce aşık oldum, o güzel gözlerine... Başkasını istemem, benim gözüm sende..."
Melodisine uymamıştı ama iki satırı söylemişti. Sakin ol kalbim... Tepkisizliğime güldü ve eğilip yanağımdan öptükten sonra "Biraz daha yatarsan küçük hanım açlıktan isyan bayraklarını çekecek." dedi ve doğruldu. Bebeğimden bahsediyordu. Gülümsedim. "Ben gidip ekmek alacağım." dedi yataktan kalkarken. Saçları dağınıktı ve üzerinde lacivert bir tişörtle siyah eşofman vardı. Ben de yataktan doğrulurken eğilip cüzdanını almıştı bile. "Böyle gitme. Üzerine başka bir şey giy." dedim.
Önce aynaya dönüp kendine baktı. Sonra gülerek bana döndü. "Ne giysem yakışıyor değil mi? Sen de haklısın, kocanı böyle tatlı bir halde görmelerini istemiyorsun sokakta tabi." Şaşkınlıkla gözlerim açıldı. Hayır yani ben onu daha önce böyle egolu bir halde de görmemiştim. "Hayır canım ne alakası var? Sen git böyle. Kim bakacak sana? Hadi gitsene ya sen."
Kahkaha attı halime. "Ha şimdi de beni mi kovuyorsun yani odadan? Sen utanmıyor musun ilk günden kocanı yatak odasından kovmaya?" Dalgayla söylediği şeylere gözlerimi kısarak baktım ve arkamdaki yastığı aldım. "Ömer git de ekmek al hadi." dedim yastığı tehtid edercesine kaldırarak.
Şaşırmış gibi açtı gözlerini. Sonra onaylamaz bir tavırla "Ah bi de şiddet ha! İnsan kocasına yastık fırlatır mı? Hiç yakıştıramadım san..." dediği anda yastığı fırlattım yüzüne. Kahkaha atarak kapıya yöneldi. Ben de gülüyordum. "Kabul et sen de gülüyorsun. Bu halde bile çok yakışıklıyım değil mi?" dediğinde eğilip diğer yastığı da fırlattım ona. Değmemesi için kaçmıştı. Arkasından gülerken kafasını uzattı kapıdan. "Merak etme sen de çok güzelsin." dedi ve çıktı hızla. Kendimi yüzümde aptal bir sırıtışla yatağa bıraktım.
Onun ilk defa bu tavırlarını görüyordum. Ve sanırım onun hakkında bilmediğim daha çok da şey vardı. Gülümsememi silmeden yataktan kalkıp fırlattığım yastıkları topladım. Bu sırada evin kapısının kapanma sesini duymuştum. Ömer çıkmış olmalıydı. Yatağı topladıktan sonra üzerimi değiştirmeden yüzümü yıkayıp mutfağa geçtim. Dün ki kahvaltılıkları masaya çıkartırken çayı da koymuştum. Dakikalar içinde kapının anahtarla açılma sesini duydum. Sonra da kapandı. Çayı demlerken Ömer mutfak kapısında gözüktü. Elindeki ekmek poşetiyle kapıya yaslandı. "E sen de değiştirmemişsin üstünü. Daha bir de bana diyorsun." dedi gülerek. "Ama ben evdeyim ve sadece sen varsın. Sen dışarı çıkacaktın, ondan şey ettim."
Ömer güldü. Poşeti masaya bıraktı. Salatalığı keserken yine onun nefesini hissettim yakınlarımda. Alış Gökçe, alış. "Haklısın, ben senin kocanım ve sen sadece bana böyle görünebilirsin." diyerek sabahtan beri kocam olduğunu milyonuncu kez belirtmiş oldu. Ondan ayrılıp tabağı masaya bırakırken "Yoksa kıskanç bir erkekle mi karşı karşıyayım?" diye sordum. Buzdolabını açıp içine bakarken konuştu. "Her ne kadar lazca konuşmasam da ben Karadeniz erkeğim güzelim. Ve sen hiçbir Karadeniz erkeğinden kıskanç olmamasını bekleyemezsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN BENİM // TAMAMLANDI
Romance*Tamamlandı Sen benim umudum, hayallerim, varoluşum, gülüşüm, kahkaham... Sen benim yıkılışım, umutsuzluğum, gözyaşlarım, hıçkırıklarım, boğazımdaki düğüm... Sen benim şarkılarım... Sen benim gecem... Sen benim yaşanmışlıklarım, Sen benim ölüşlerim...