SELİM
"Senden uzakta, hep bir şeyler eksik... Gönlümde derman yok, inan bir nefeslik..." Arabanın radyosundan tanıdık olan şarkının melodisi yükseldiğinde dikiz aynasından arkada oturan anneme baktım. Şarkı ona da aynı tesiri göstermiş olmalı ki camdan dışarıyı izlediği bakışlarını radyoya çevirmişti. Hayal dünyasına dalacağının farkındaydım, bu sessiz araba yolcuğulunda bir de onu düşünceleriyle baş başa bırakmak istemesem de sustum.
Bakışlarımı yola çevirip saniyelik de olsa dikiz aynasından tekrar baktım arkaya. O zaman sevgili nişanlımla bakışlarımız kesişti. "Ne bir avuntu, ne de biraz ümit... Ne yaptın bana, nedir bu sessizlik?" Melek bana sıcacık gülümsemesinden gönderip bakışlarını benden ayırırken tekrar yola döndüm. Bu sırada bir melodi sesi yankılanmıştı arabada. Arkadaki hareketlenmeyle mesajın Erdem'e geldiğini anladım. Hiç kimse sessizliği bozmazken yanımdaki yolcu koltuğunda oturan Taner amca radyoya eğildi ve sesini daha çok açtı. "Ne yaptın bana, nedir bu sessizlik?"
"İçimde bir şey acıyor, sen gelince aklıma... Her şey... Senden uzakta hep bir şeyler eksik..."
Annemin her zaman dinlediği bu şarkının içinde Taner amca da kendisine ait birkaç satır bulabilmişti demek ki. Aslında şu an fotoğrafımız çekilse bu kare tam bir aile tablosunu gösteriyor olabilirdi. Ama hayır, bu arabanın içerisinde iki yarım aile var. Ben ve annem; Erdem, Melek ve Taner amca... Sadece Melek'le benim parmaklarımızdaki nişan yüzükleriydi bizi bir akrabalık boyutunda bağlayan. Yoksa yıllardır aynı mahallede yaşayıp, aynı restorantı işletmemize rağmen annem ve Taner amca arasında bir şey olmamıştı. Çevremizdeki herkes bunu istese bile... Onlar sıkı birer dost olmuşlardı birbirlerine, şimdiyse dünür.
"Yerine sevemem... Yerine sevemem... Razıyım, yapayalnız tükensin yıllarım ama..."
Taner amca, Aslı ablanın yerine kimseyi sevememişti. Belki de bu satırlardı onu bu şarkıya bağlayan. Oğlu Erdem'in doğumunda ölen karısını hatırlıyordu. Onun yerine birini sevmiş miydi bilmiyorum ama çocuklarıyla yalnız kaldığında çok gençti. O zamanlar herkes tekrar evlenmesi gerektiğini, çocuklarını yalnız büyütemeyeceğini söylemişti. Ama size bir şey söyleyeyim mi? Harika çocuklar yetiştirdi. Tüm bu cümleleri söyleyenlerin aksine yalnız başına çok da güzel baktı çocuklarına.
Benim güzeller güzeli Melek'imi büyüttü. Elbette zorluk yaşamış olmalıydı ama bunu çevreye vurmadı. Erdem'i doğduğu zaman kabullenmesi zor olmuş, bunu bana annem anlatmıştı. Bir süre Aslı ablanın ölümünden onu sorumlu tutmuş. Bunları duyunca ürpermiştim ama o psikolojiyle insanın her şeyi düşünebileceğini tahmin edebiliyordum. Buna rağmen Erdem o kadar mükemmel biri oldu ki... Hepsi Taner amcaya çok şey borçluydu.
"Yerine sevemem... Yerine sevemem... Olmuyor denedim, yine de yerine sevemedim her şeyim..."
Ben de anneme çok şey borçluydum tabi. O Taner amcadan biraz daha farklıydı. Babamdan sonra birini sevmeyi başarabilmişti, bunları da kendi anlatmasıyla biliyorum. Babamın onu aldattığını öğrendiğimde sanırım on üç yaşında falandım. Üzerinden on yıla yakın bir zaman geçmiş dahi olsa bu babama tavır almayacağım anlamına gelmiyordu. Bunun geçerli hiçbir açıklaması olamazdı, olmamalıydı. Şayet bir gün aynı şeyi ben yapsaydım, bir açıklama cümlesi tabi ki bulamazdım. Ve bunu asla Melek'e yapmayacaktım. Hadi Melek'i geçtim, kendime yapamazdım bunu. Ben böyle büyütülmedim. Annemin bana öğrettiği değerler her şeyin önünde benim için.
Babamdan sonra birini daha sevdiğini söylemişti. Bunun için kızamazdım anneme. Hayat devam ediyordu ve genç bir kadındı o zamanlar. Elbette sevecekti. Ama keşke bu seferkinin sonu hüsranla bitmeseydi. Caner abiyi çok az hatırlıyorum, neredeyse hiç. Evde hiçbir fotoğrafını bırakmamıştı annem. Caner abinin sürekli iyi bir insan olduğunu söylerdi, babamın aksine. Onunla evlenseydi mutlu olacağına da içten içe inanıyordu sanırım. Ama olmamıştı işte. Bu sefer annemin korkuları ve endişeleri onun geri adım atmasına neden olmuştu. Ve sonucunda Caner abi başkasıyla evlenmişti. Annemse... Tekrardan başlayabilmek için şehir değiştirmek zorunda kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN BENİM // TAMAMLANDI
Любовные романы*Tamamlandı Sen benim umudum, hayallerim, varoluşum, gülüşüm, kahkaham... Sen benim yıkılışım, umutsuzluğum, gözyaşlarım, hıçkırıklarım, boğazımdaki düğüm... Sen benim şarkılarım... Sen benim gecem... Sen benim yaşanmışlıklarım, Sen benim ölüşlerim...