Aslında her bir nefes alışımız, bir umut belirtisi değil midir?
İyi okumalar❤️
Gözlerimi açtığımda boynumu oynatma gereksinimi duymuştum. Boynumu hafifçe oynatırken puslu zihnime tezat fazla net anılar ile etrafıma baktım.
Beklemediğim şey ile nefeslerim sıklaşmış, ellerimi kurtarmak istediğim de bağlı olduğunu hissetmiştim. Korkuyla bağırmaya başladım, birinin sesimi duymasını istemiştim. Gözyaşlarım gözlerime akın ettiğinde bağırmaktan kuruyan boğazım acıyordu. Oda zifiri karanlıktı, benim karanlığa fobim olduğu gibi odanın sessizliği sanki bir insanın boğazına dayadığınız bıçak kadar soğuktu.
Siz sessizliğin soğukluğunu bilir miydiniz? Ben bilirdim ve bunu kimsenin bilmesini istemezdim...
Kapıya atılan tekme ile yerimde sıçradım. "Lütfen! Lütfen, ışığı açın!" kalbimin göğüs kafesime yaptığı baskıyla gözlerimi yumdum. Sanki bir şeyler üzerimde parmaklarını gezdiriyordu. Kahkaha sesi kulaklarımı doldurduğunda karanlığa bürünmeye başlayan zihnim bunun gerçek mi yoksa kurmaca mı olduğunu anlayamıyordu...
Işıklar açıldığında karşıma biri geçti, başımı kaldıracak dermanı bulamadığımda çok geçmeden iğrenç parmaklarını çeneme yerleştirmiş ve başımı sert bir şekilde kaldırarak boynumdan bir ses çıkmasına neden olmuştu.
"Karanlıktan korkuyor musun lan sen?!" gülerek söylediği cümleye tepki verememiştim. Gözlerim kapanırken açık tutmaya çabaladım.
Derin nefesler alarak kendime gelirken adam ellerimde ve ayaklarımdaki ipi çözerek kolumdan tutup kaldırmıştı.
Koluma mengene gibi yapışırken beni sürükleyerek odadan çıkarttı. Odadan çıktığımızda eski küf kokan koridora baktım. Koridoru geçtiğimizde merdivenlerden çıkmaya başlamıştık, burası evin deposuydu sanırım, yukarı çıkmamızla bu düşüncem doğrulanmıştı.
Evin nasıl olduğunu bilmiyordum ama duvarlarının ahşap ve küflü oluşundan eski bir yapının içinde olduğum belliydi.
Zaten kaçırıldıktan sonraki en önemli şey evin yeniliğiydi!
Düşüncelerimden sıyrılmamı sağlayan şey yere atılışım olmuştu. Acıyla inlediğim de adam"Kes sesini!" demişti.
Başımı kaldırdığımda bir adamın ayaklarına atıldığımı anlamıştım. Öfkeyle doğrulacağım sırada sırtımda hissettiğim keskin acıyla dudaklarımın arasından bir feryadın kopmasına engel olamamıştım.
Başka bir adamın" Arif! Sebepsiz yere kıza vuramazsın." dediğinde dişlerimi sıktım. Konuşarak daha fazla başıma bela almak istemiyordum, dertlerini öğrenerek buradan kurtulmak istiyordum...
Adam"Ayağa kalk!" sesindeki otorite ile tüylerim ürpermişti. Ayağa kalkmaya çalıştığımda başaramayarak dizlerimin üzerine düşmüştüm.
Adam sabırsız bir soluğunu bıraktığında adının az önce Arif olduğunu öğrendiğim koruma beni ayağa kaldırarak sandalyeye oturttu.
Adam" Senin ile derdim yok. Benim tek derdim ailen." diyerek telefonunda bir şeyler yaptığında gerilen vücudumu rahatlatmaya çalışarak beklemeye başladım.
Adam" Annenin senin ile iletişime geçtiği numarayı söyle." dediğinde acıyla yutkundum... Benim annem en son ne zaman benim ile iletişime geçmişti ki? Acıyla süzülen gözyaşlarımın bu sefer ki katili annemdi. Tüm gözyaşlarımın katili annem ve babamdı çünkü en çok yarayı onlar açtığı için başka şeylere ağlayamaz olmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNUTULAN/Tamamlandı
RomanceUnutulan... Hayatında ailesini sayılı gören, ailesine yük olduğunun bilincinde bir kadın... Hayatı tekrar altüst olacak olan bu kadını, gururu ayakta tutacak ardından bir kadının asıl gücünü insanların yüzüne çarpacaktı ancak ondan önce hayatın herk...