44...

676 52 10
                                    

Gözlerimi araladığımda Araf'ın boynundaki yüzüm gülümsememe neden olurken ona daha fazla sarılmıştım.

Bu kokuyu deli gibi arıyordum...

Gözlerimi tekrar kapattığım sırada saçlarımın arasındaki dudakları gülerek başımı kaldırmama neden olmuş "Uyu bebeğim." diyerek bir elini gözlerimin üzerine örtmüştü.

"Sana aşığım." diyerek gözlerimdeki elini alarak dudaklarıma bastırmıştım. Araf gülümsediğinde yarasının gerildiğini fark ederek dudağının kenarındaki yarayı öpmüştüm.

Ardından kaşındaki, ardından yanağındaki...

"Dün nasıl o kadar iyiydin? Yani kıyafetlerin, hatta nemli saçlarından duş aldığın bile belliydi Araf."

Araf alayla yüzümü incelemeye başladığında konuşmuştu. "Beni kim durdurabilir? Oradaki adamları tek tek öldürdüm, hem de elimi bile sürmeden. Birbirilerini öldürmelerini sağladım."

Kaşlarımı kaldırdığımda alnımı öperek "Boş ver bebeğim. Hadi uyuyalım." dediğinde zorlamadım.

"Araf... Asaf sen gibi davrandı." dememle vücudu gerilmişti. Bunu bildiğine emindim ama yine de söylemek istiyordum.

"İlk gün anlamıştım, sen olmadığını..." diyerek saçma bir cümle kurduğumda bacaklarının arasındaki bacaklarımı sıkarak "Biliyorum, sorun yok." demiş saçlarımın arasını öpmeye başlamıştı.

"Var... On dört gün seni bulamadım Araf. On dört gün..."

Araf çenemi okşamaya başladığında "Bulamaman senin suçun değildi. Bunlar konuşmaya bile değmez." demiş ve çenemdeki elleri artık kısa olan saçlarıma gitmişti.

"Neden kestin?" dediğinde omuz silkerek "Değişiklik iyidir." demiştim. Gülümsediğinde gülümseyişinin buruk oluşu kaşlarımı çatmama neden olmuştu.

"Sorun ne?" dediğimde omuz silkerek "Kız kardeşim... Haftalardır başıma neler geldiğinden habersiz yurt dışında." dediğinde nefesim düğümlendi.

Araf ile yıllardır tanımama rağmen kız kardeşini yalnızca bir kere görmüştüm. Araları bozuk değil gibiydi ama yakın da değillerdi.

"Neden konuşmuyorsunuz?" dediğimde omuz silkerek saçlarım ile oynamaya devam etmişti.

"Benim ortamımdan uzak durmak istiyor, karşı çıkmadım." dediğinde onu daha fazla üzmemek için gülümsemiş ve hiçbir şey olmamış gibi "Ben açım." demiştim.

Araf da bana ayak uydurarak "Aslında bende seni özledim, bırak uyuyalım biraz. Uyandığımda yemeği ben hazırlarım." diyerek yüzünü boynuma gömdüğünde gülerek onu onaylamış gözlerimi kapatmıştım.

Bir süre sonra uykuya teslim olmuş ardından gözlerimi araladığımda saatin gecenin dokuzu olduğunu görerek şok olmuştum.

Ben nasıl bu saate kadar uyumuştum?

Banyoya girdiğimde birbirine girmiş saçlarımı taramış odada Araf'ın olmayışından ve burnuma gelen yemek korkularından Araf'ın mutfakta olduğunu anlamıştım.

UNUTULAN/Tamamlandı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin