35...

771 53 14
                                    

Gözlerimi yanağımda hissettiğim dudaklar ile araladığımda gülümseyerek harelerimi okyanus mavisi gözlerine kilitlemiştim.

Belime sarılarak beni kendine çektiğinde derin bir nefes almış gözlerimi kapatmıştım.

Uyumak istiyordum.

Boynumda gezinen burnuyla heyecandan gerildiğimi fark ederek "Uyuyacağım." demiş saçlarının arasına parmaklarımı yerleştirmiştim.

Neden her dokunuşuna zaafım vardı ki?

"Uyu." sesindeki alayla karışık eğlenceye kaşlarımı çatarak göğsüne vurdum. Nefesim kesikleştiğinde boynuma dudaklarını bastırmıştı.

Aklıma Egemen'in beni öpmek ile ilgili tehdidi geldiğinde gerilen bedenim gevşemek yerine daha çok gerilmişti.

Bana dokunanın Araf'tan başka biri olmasını istemiyordum.

Araf'a dokunanında benden farklı biri olmasını istemiyordum.

Ben ona nasıl aitsem, o da bana ait olmalıydı.

Mümkünse başkası da bakmamalıydı.

"Bırak da uyuyayım." dediğimde boynumdaki dudaklarının yukarı doğru kıvrıldığını hissetmiştim. "Uyu, uyumanı engelleyecek bir şey yapmıyorum."

Cümlesinin bitimi belimdeki parmaklarının harekete başlamaya neden olmuştu.

Bilerek yapıyordu ve bundan zevk alıyordu.

Göğsüne vurarak onu itmeye çalıştım, benimle uğraşmamalıydı. Ben de insandım.

İtme çabalarım hüsrana uğradığında parmaklarımı tekrar saçlarına yerleştirerek saçlarını çekmiştim.

"Beni rahat bırak, benimle uğraşma." gülüşü kulaklarımı doldurduğunda sertçe yutkunmuş gözlerimi kapatmak zorunda kalmıştım.

"Tamam uyu." diyerek yüzünü boynumdan çektiğinde anlık dumur olsam da bunu umursamak istemedim. Yüzü boynumda, dudakları da benimle uğraşmak isterken parmaklarının belimde keşfe çıkması uyku denen şeyin benden gittikçe uzaklaşması demekti.

Yüzümü sert göğsüne gömdüğümde çenesini saçlarımın arasına yerleştirmişti.

"Beni öptüğünde yaşadığım hissiyatı bilmiyorum."

Anlamayarak kaşlarımı çattığımda ona bakmak istemiş o izin vermemişti. "O gün sen doktoru çağırmak için odadan çıktığında ateşimin yükselme riskini biliyordum, odama tekrar kamera takmıştım. Bu sefer ne yaptığımı görmek için değil de sana zarar verip vermeyeceğimi görmek içindi..."

Derin bir nefes alarak saçlarımın arasına dudaklarımı bastırdığında onu daha sıkı sarmıştım.

O gün babasını görmüştü, hatırlıyordum. Karşımda ağlamıştı...

"Yine her krizde olduğu gibi o işkence gördüğüm ana gittim." diyerek saçlarımı okşamaya başladığında gerilen bedenini hissediyordum.

"Babamı gördüm, bilmiyorum bakışlarımdan bunu anladım. Kamera çekerken ses kaydetmiyordu, sonra beni öptüğünü gördüm. Sana ne dediğimi hala hatırlamıyorum, ne konuştuğumuzu, ne gördüğümü... Beni öptüğünde hissettiğim hisleri bilmiyorum, seni suçladım mı bilmiyorum. Sadece o görüntüleri gördüm. Zihnim boş, sanki kara delik gibi... Artık hissettiğim şeylerin gerçekliğini bilmiyorum, bu anın ne kadar gerçek olduğunu da bilmiyorum. Çoğu zaman rüyalarım ve gerçek hayatı karıştırıp duruyorum, sen gerçek olamayacak kadar güzelsin ama sen her zerremdesin. Ben artık sana karışmışken senin gerçekliğini sorgulamak istemiyorum, zihnimde olan anıların, hissettiğim duyguların da gerçekliğini düşünmek istemiyorum. Seni eskiden korumak için seni yanımda tutardım, yanımda dahi tutmaya gerek kalmazdı. Adım geçtiği anda kimse yanına yaklaşamazdı Afra ama şimdi öyle değil. Farkında mısın? Seni yanımda tuttuğumda zarar görüyorsun, yanımda olmasan da zarar görüyorsun. Seni iki türlü de ölüme sürüklüyor, ne yapacağım? Dün kaç tane evi yaktığımı tahmin edebiliyor musun? Dün kaç kere krizin eşiğinden döndüğümü? Senin için ölürüm ama sen ölümün kıyısındayken ben ölürsem seni kim koruyacak? Sen beni beklerken, ben ya Araf olmazsam? Ya ben seni ellerimle ölüme terk edersem? Ruhunu gözlerinin içine bakarak uçurumdan atarsam? Zihnim boş, bulanık, puslu. Ne yapacağımı bilmiyorum..."

UNUTULAN/Tamamlandı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin