40...

710 50 14
                                    

Araf"Gerçekten siyahtan nefret mi ediyorsun?" diyerek kaşlarını çattığında anlamayarak elimdeki domatesi kenara bırakmıştım.

"O nereden çıktı?" dediğimde omuz silkerek yüzümü bir süre incelemiş ardından derin bir iç çekmişti.

Bu durumdan çok hoşnuttum.

Her beni izlediğinde gözlerinde bir naiflik görüyor ardından derin bir iç çekiyordu.

Bana içi gidiyordu...

Araf"O gün, kadına öyle söyledin ya. Mat siyahı sevmiyor musun? Evin eşyalarını değiştirebiliriz." dediğinde dudaklarımda bir tebessüm oluşmuş ardından yıkadığım domatesi soymaya başlamıştım.

"Hayır, tabii ki. Senin yüzünden mat siyahı çok seviyorum. O gün sadece kadından nefret etmiştim." dediğimde doğradığım domatesleri tabağa koymuş salatılıkları doğramaya başlamıştım.

Bana ses çıkarmadığı sırada mutfağa giren Araf'ın Annesi Gül ile omzumun üzerinden ona bakarak "Günaydın." demiş Araf da gergin bir ifadeyle mutfaktan çıkmak istediğinde ses çıkarmamış ardından masanın üzerindeki telefon ile "Şey telefonunu unuttun." demiştim.

Ona Asaf falan demiyordum ki demezdim de.

Omzunun üzerinden bana baktığında masayı göstermiştim. Araf masadan telefonu aldığında kestiğim domates ve salatalığı masanın üzerine koymuş Gül Hanım'a dönerek "Siz başlayın." demiştim.

Kadın giden Araf'ın arkasından bakmaya başladığında derin bir nefes almış ardından bana dönmüştü.

"İki aydır böyle... Neden benimle konuşmuyor?" mavi gözlerinin içine baktığımda aslında o gözlerin Araf'ın gözlerine ne kadar benzediğini fark etmiş ama Araf'ın gözlerini daha güzel bulmuştum.

"O konuşmayı sevmez." diyerek açıklama yaptığımda çayları bardağa doldurmaya başlamış ardından onun sözüyle demliği istemsizce sıkmıştım.

"Ama seninle konuşuyor, hemde o kadar çok konuşuyor ki Asaf'ın konuştuğuna inanamıyorum."

Bir: O Asaf değil.

İki: Ben, senin gibi ondan nefret etmiyorum...

"Fark etmedim, ben çok konuştuğum için genelde o dinler." diyerek bahane uydurmuş çayları masaya koymuştum.

Kısa bir süre sonra yatak odasından gelen sesle gerilmiş kadın da korkarak hole bakmıştı.

Kadına dönerek Araf'ın olası bir kriz anı tutabileceği için "Hemen geliyorum, sen yemeğe devam et." demiş yatak odasına girmek istediğimde kilitli kapıyla endişem katlanmış kapıya birkaç kez vurmuştum.

"Kapıyı açar mısın?" cevap gelmediği sırada birkaç kez daha diretmiş bu sefer kapı açılmıştı.

Odadan içeri girmemle dağılan odayı fark etmiştim.

Araf her yeri dağıtır ama bizim odamıza dokunmazdı, neden bilmiyorum ama inatla odaya hiçbir şey yapmazdı.

Ama şimdi yapmıştı...

"Sorun ne?" diyerek Araf'ın gözlerinin içine baktığımda Araf bana tepki vermemiş elinden süzülen kanı fark etmiştim.

Banyoya giderek malzemeleri almış tekrar odaya girerek yatağın üzerine oturmuş Araf'ın karşısına diz çökmüştüm.

UNUTULAN/Tamamlandı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin