8...

2.1K 111 46
                                    

Sessiz sedasız kanadı kırık bülbülün, tekrar şakıması ve uçabilmesi kadar zordu hayat...

Gözlerimi açtığımda yanağımdaki parmaklar ile yerimde irkilerek yatakta zor da olsa doğrulmuştum. Kadın bana hüsranın yer verdiği gözleriyle bakarken "Acımanıza gerek yok, üzülmeyin" diyerek ondan gözlerimi ayırdım. Lanet olsun tıpatıp aynılardı!

Kadın"Adım Elif" dediğinde pencereye baktım. "Memnun oldum" diyerek düşüncelerimi değiştirmeye çalışırken "Bana bakar mısın?" demişti, sesindeki naifliğin birazının annemde olmasını diledim... Keşke olsaydı... "Hayır" diyerek yutkunduğum da "Annen ikizim" dediğinde gözlerimi kapattım. Bunu zaten düşünmüştüm, bana herhangi bir şok olmamıştı. Özellikle annemden sonra...

"O zaman teyzemsiniz, Nehir de kuzenim?" Egemen de kuzenim kuzeni mi? Nasıl bir denklemin içindeydim? O onun dıdısı, bu bunun dıdısı. Erdinç de bu durumda eniştem oluyordu? Aman ne hoş(!)

"Evet, öyle..." dediğinde sessiz kaldım. Odayı incelediğimde "Egemen nerede? Neden onun evinde değilim?" diyerek korkuyla gerildiğim de "Egemen kapıda bekliyor" "Onu çağırır mısınız?" derken yine ona bakmamıştım. "Tabii" dediğinde ayaklanmış, odadan çıkmıştı.

Kısa süre içinde odaya biri girdiğinde Egemen olduğunu düşünerek "Yalvarırım beni bırak" demiş konuşmaya başlamıştım. "Bırakamam" dediğinde onun olduğu hakkındaki düşüncem kesinleşmişti.

Dizlerimi kendimi çekerken pencereyi izlemeye devam ettim. "Bırak beni, her ne istiyorsanız benden alamayacaksınız. Egemen bırak beni, hayatımı daha da zorlaştırma. Yalvarırım..." zaten yeterince gurursuz olmuştum, yalvarmamayı mı düşünecektim bir de?

Egemen sıkıntıyla soluyarak "Hayır" dediğinde "Ya neden? Söyle Erdinç'e bırakın beni ya da öldürün. Gördün işte ailemden ne istiyorsan eğer olmayacak bu, bırak beni herkes kurtulsun. Söyle onlara da bırak beni!" Egemen"Bırakamam..." dediğinde ağlamaklı bir ses çıkararak başımı dizlerime vurdum.

"Derdin Erdinç mi? Zaten onun evindeyiz, çağır onu. Ben söyleyeyim, öldürür en fazla ki artık canım umurumda değil. Senin yapacağın yok belli ki" diyerek anlamaya çalışırken ona bir kez olsun bakmamıştım. "Sorun Erdinç olmaktan çıktı!" diyerek bana bağırdığında irkilerek ona baktım.

Anlamamıştım, o zaman sorun neydi? "O zaman sorun ne?" dediğimde Egemen gözlerini kapatarak saçlarını karıştırdı. "Afra buradan çıkacağız, tamam mı? Ve eve gideceğiz. Sanki hiçbir şey olmamış gibi, hala herkes seni nişanlım sanıyor" diyerek elini uzattığında eline bir süre baktım. Bu utanç ile Egemen'in yüzüne bakamazdım...

Yutkunarak başımı salladım ve elini es geçerek ayağa kalktım. Başımı eğerken Egemen"Başını dik tut, başını eğecek bir şey yapmadın" dediğinde dudaklarımdan dökülen alaylı bir gülüş esir alırken "Öyle mi dersin?" gözlerinin içine bakarak "Hiç sanmıyorum"

Egemen ses çıkarmayarak odanın kapısını açtı, "Hadi" dediğinde yürümeye başladım. Karşımda Erdinç'i gördüğümde gerilerek korku ile yutkunmuştum. Erdinç'in yüzünde gördüğüm duygu ile anlamayarak ona bakarken yanıma geldi.

Gözlerimin içine bakarak "Özür dilerim... Gerçekten çok özür dilerim, eğer istersen gidebilirsin. Eğer Egemen'i gerçekten sevmiyorsan" dediğinde gözlerinin içine şokla baktım, bana işkence yaptıran o adam ile bu adam aynı kişiler miydi? Bunun da gizli bir ikizi falan mı vardı yoksa?

Kuruyan boğazımı yutkunarak rahatlatmaya çalışarak gözlerinin içindeki pişmanlığı görebiliyordum. "A-anlamadım? Gidebilir miyim? Doğru mu duydum?" umutla sarf ettiğim cümlelerime başını salladı.

UNUTULAN/Tamamlandı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin