"Balkona çıkabilir miyim?(!)" imalı sorumu duymayan ya da duymamazlıktan gelen Araf'a baktığımda yere kilitlenmiş öylece ses çıkarmadan izlediğini görmüştüm.
Tam bir hafta, bir haftadır evden dışarı çıkamıyordum. Bir haftadır balkona dahi çıkamıyordum.
Sanki karantinaya girmiştim!
Araf'ın bu hali içimde bir hüzün oluşturduğunda yüzüm düşmüş ama kendimi toparlayarak gülümsemiş ve neşeli bir sesle konuşmaya başlamıştım.
"Bugün tatlı yapacağım ve hepsini sen yiyeceksin!" haddinden fazla sesimi yükselttiğimde irkilip bana bakacağını düşünsem de yine olmamıştı.
Şok geçirtsem?
"Araf ben hamileyim."
Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdığımda aldığım tepkisizlik beni korkutuyordu.
Yavaş adımlar ile yanına yaklaşarak karşısına geçmiş yanaklarını tutarak başını hafifçe kaldırmıştım.
O an irkilen Araf'a dolu gözlerle bakmamak için büyük çaba sarf etmiştim çünkü dağılmış hali kalbime bir hançer gibi saplanıyor hastalığının ona zorluk çıkartmasını istemiyordum.
"Efendim." diyerek yüzüme bakan ve bir haftadır doğru düzgün uyumayarak bir şeyler düşünen Araf'ın kızarmış gözlerine bakarak alnımı alnına yaslamıştım.
"Bugün diyorum, ben tatlı yapsam? Sen de yemek yapsan olur mu? Kafan dağılsın biraz." diyerek sakallarını sevmeye başladığımda alnımı öperek beni başıyla onaylamıştı.
Ayağa kalktığımda ellerinden tutarak ayağa kaldırmış mutfağa ilerlemiştik.
Ben yapacağım tatlı için dolaptan malzemeler çıkardığım sırada kabartma tozunun bittiğini ve krema olmamasını görmem dudaklarımı büzmeme neden olmuş Araf'a dönmüştüm.
Zaten bana bakan Araf"Efendim." demesiyle "Malzeme yok, gidip alsam?" Araf"Gerek yok, korumalara söyle. Alsınlar." demişti.
Derin bir nefes aldığımda üzerine gitmeyerek başımı sallamış bir kağıda istediklerimi yazarak kapıya gitmiş Halim'e kağıdı vererek"Bunları alır mısın?" demiştim.
Halim başıyla onaylayarak kağıdı elimden almış bende kapıyı kapatarak mutfağa geçmiştim.
Aklıma takılan detay içimi kemirip dururken konuşup konuşmamak arasındaydım.
Çünkü Gül Hanım bugün hiç odasından çıkmamıştı...
Araf'ın yanına ilerleyerek onu daha fazla germemek için beline sarılmış gülüşünü duymuştum.
Anlamayarak ona baktığım sırada konuşmaya başlamıştı.
"Benden yemek istiyorsun ama beni rahat bırakmıyorsun." dediğinde gülerek parmak uçlarımda yükselmiş ve boynunu öpmüştüm.
"Sen yemeğini yap, Allah Allah. Ben böyle iyiyim." diyerek parmaklarımı sırtında gezdirmeye başladığımda önündeki soğanları alarak doğramaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNUTULAN/Tamamlandı
RomanceUnutulan... Hayatında ailesini sayılı gören, ailesine yük olduğunun bilincinde bir kadın... Hayatı tekrar altüst olacak olan bu kadını, gururu ayakta tutacak ardından bir kadının asıl gücünü insanların yüzüne çarpacaktı ancak ondan önce hayatın herk...