Müfrat bir ruhu kendine fark etmeden hapsetmeye başlamıştı...
Günün ikinci bölümü karıştırmayın lütfen :)
Gözlerimi başımın keskin ağrısı ile açtığımda yattığım yatakta cenin pozisyonu almıştım çünkü sadece başım değil her yerim ağrıyordu.
"Uyandın mı? Günaydın!" kulaklarıma ulaşan tiz sesiyle şakıyan ve bunun sahibinin bir kız olduğunu anladığımda merak ederek arkama döndüm. Karşımda yeşil gözlü kumral saçlı kıza baktığımda şaşırarak yattığım yatağın başlığına yasladığımda kız gülümseyerek karşıma bağdaş kurdu.
"Benziyoruz ne dersin yenge?" diyen kıza kaşlarımı çattım. Gerçekten çok benziyorduk, benim gibi beyaz tenli, kumral saçlı ve yeşil gözlüydü. Dediği 'yenge' kelimesi boş zihnimde yankılandığında "A-anlamadım?"
Kızın dudakları daha çok kıvrılarak "Ah üzgünüm densizlik ettim. Ben Nehir, sen?" diyerek elini uzattığında durumu pek anlayamasamda iyi birine benzemesi nedeniyle elimi uzatarak "Afra" demiştim.
Kısa bir süre sonra üzerimdeki yarım siyah t-shirtü fark ettiğimde elimi geri çekerek "K-kıyafetlerim?" altımdaki şortu görmemle korkarak Nehir'e bakmaya devam ettim. "Şey, geldiğinde baygındın. Kötü durumda olduğunu görünce duşa girdin" dedikleriyle öfkelenerek "'Duşa girdin' derken?!" Nehir gözlerini kaçırarak "Seni duşa sokmuş olabilirim"
Gözlerimi kapatarak derin nefesler aldım. Nehir"Hey kıyafetlerin üzerindeyken" dediğinde kurduğu cümlenin saçmalığı yüzünden ona karşı içimde hiç iyi hisler beslemezken mahçupluğu yüzünden sakinleşmeye çalıştım. Daha açıklayıcı bir dille "Bu yaptığın şey hiç normal değil! Bu kadar sakin anlatamazsın"
Nehir mahçupca gözlerini parmaklarına indirdi. "Özür dilerim, gerçekten... Yaraların vardı, pansuman yapmamız gerekiyordu" sakinleşmeye çalışarak nerede olduğumu anlamaya çalıştım.
"Ben neredeyim?" Nehir"Kuzenimin evinde" derin bir nefes alarak etrafa göz gezdirdim. Siyah, beyaz uyumu olan odaya bakarken bir soru yöneltmiştim. "Evi nerede işte?" ona döndüğümde Nehir kaşlarını çatmış, şaşırarak "Nişanlının evinin nerede olduğunu bilmiyor musun?" tamam şu konuya açıklık getirmek istiyorum, benim nişanlım mı var!
Sıkıntılı bir nefesimi bırakarak "Bak Nehir, ben... Nişanlımın adını söyleyebilir misin?" Nehir "Yenge sen iyi misin? Tamam biliyorum aniden tanıştık, ben Egemen Ağabeyim'in bir sevgilisi olduğundan bir haberken nişanlısı varmış ama tuhaf davranıyorsun"
Gözlerim şokla büyürken "N-Nehir, senden bir şey isteyebilir miyim?" Nehir başını sallayarak "Tabii ki" "Egemen Ağabeyin şu an nerede?" Nehir elini savurarak "İçeride olması gerekiyor. Çağırmamı ister misin?" gözlerimi korkuyla kapatarak" Gerek yok... Biz neredeydik? Yani her zaman gittiğimiz evde miyiz?" diye bir yalan uydurdum.
Nehir omuzlarını dudağını büzerek indirip kaldırdığında" Bilmem ki, sonuçta Egemen Ağabeyimin birden çok evi olabiliyor" sıçayım Egemen Ağabeyinin evlerine ama
Oflayacakken kendimi durdurdum ve yine yapmacık bir gülümseme ile "Tamam, telefonunu alabilir miyim? Ben telefonumu kaybettim de" eğer telefonunu alırsam kurtulabilirdim sonuçta değil mi? En azından birini arayabilirdim... Nehir"Tabii ama neden? Egemen Ağabeyim biraz uyardı da bu konuda"
Bu kızın çok saf oluşuna sevinsem mi üzülsem mi bilemeyerek aklıma bir yalan getirmeye çalıştım. "Şey... Acıktım, acıktım! Bu yüzden dışarıdan yemek sipariş edeceğim" "Afra yemek istersen eğer mutfak dolu. Eğer yine de bir şey istersen ben sipariş edebilirim" tok erkek sesiyle gözlerimi yumdum. Lanet olsun!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNUTULAN/Tamamlandı
RomanceUnutulan... Hayatında ailesini sayılı gören, ailesine yük olduğunun bilincinde bir kadın... Hayatı tekrar altüst olacak olan bu kadını, gururu ayakta tutacak ardından bir kadının asıl gücünü insanların yüzüne çarpacaktı ancak ondan önce hayatın herk...