11...

1.6K 106 20
                                    

İyi okumalarrr,❤️ eğer beğenilirse küçük bir yıldız beğenilmezse de bunun hakkında bir eleştiri alabilir miyimm? Ona göre size daha iyi sunayım ama sessiz kalarak okumaya devam ederseniz de sorun yok. Buyurunuz efendim :)❤️

Boynundan yükselen nefhanı benden başkası duymasın isterdim sevgili...

Üzerimde gezinen kin dolu bakışlara, gözlerimi devirmemek için zor tuttum. Egemen'in öfkeli soluğuna karşılık gerçekten burada oturmaktan sıkıldığımı hissediyordum.

Neler olduğu hakkında gram fikrim yoktu ama üzerimdeki zehir gibi olan bakışı yok sayamıyordum. Egemen beni kendine çektiğinde dişlerimi sıkarak ona baktım. Gerçekten öptüğü kızın yanında bunu yapmalı mıydı?

Egemen yüzüme bile bakmadığında başımı eğmiş, doğal olarak da beni sıkıca sardığı için yanağımı sert göğsüne yaslamışım gibi görünmüştüm ama bu durumda beni rahat bırakarak odama çıkmayı istiyordum.

"Ben gidemiyor muyum?" diyerek başımı kaldırdım, yüzüme düşen saçı es geçerken o bana gülümsemiş, gözümün önündeki saç tellerini çekmişti. Yüzüme eğilerek fısıldadığında nefesi yüzümü yalayıp geçiyordu. "Gidemiyorsun, nişanlım olarak yanımda kalman gerekiyor" göz devirirken Melih'e kısa bir bakış atarak "Şu adam nişanlın olmadığımı biliyor ama" diyerek bende fısıldamış bu sefer Egemen göz devirerek bana daha fazla yaklaşmıştı.

Yakınlığının fazlalığı benim yutkunmama yol açarken konuşmaya başlamış, dikkatimi ona vermeme zorlamıştı. "O zaman gerçek sanmalı" diyerek geri çekilmiş, saçlarımın arasını öpmüştü. Kesik bir nefes alarak kendime gelmek adına, boğazımı temizlediğim de saçlarımın arasında olan dudaklarını hissetmemek için başımı biraz geri atarak gözlerinin içine baktım. Neden öfkelendiğimi bilmeden konuşmaya başlamış, ardından bunu saçma nişan oyununa uygun olsun diye yapmasına rağmen öptüğü kadının yanında yapmasına sinirlendiğime yormuştum. "Kadın seni öptü sen hala ne yapıyorsun? Ayıp ya" dedim sesimin titrememesine özen göstererek, hoş neden titrediğini de anlayamamıştım.

Egemen'in gerilen vücudunu hissederken gözleri soğuk bir ifadeyle kararmış, korkuyla karışık tedirginlik ile ona bakmama neden olmuştu. "Onu öldüreceğim zaten, hem ben değil. O öptü, aptal" diyerek sinirle tıslamış gözlerimin büyümesine yol açmıştı, boğazını temizleyerek gülümsemiş, "Yani mecazi anlamda güzelim" gözlerimi emin olmak adına kıstığımda gülüşü büyümüş kaküllerimin üzerinden alnımı öpmüştü. "Öyle bakma, sana yalan söylemem"

Bu bugün öpmeyi adet edinmişti ama! O öpünce tuhaf hissediyordum, bir elimi beline sararken silahının üzerine elimi kısa süreliğine tutmuş, ardından silah hoşuma gitmediği için bırakmıştım ama kolum belinde sarılı kalmıştı, diğer elimse sert göğsünde duruyordu.

"Güvenemiyorum, elimin altında bir silah olduğunu düşündükçe..." diyerek alayla sorduğumda Egemen'in gülüşü buruklaşmıştı, siyah gözlerine yer edinen hüznü anlayamasam da o konuşmuştu. "Gerçekten... Sana yalan söylemem" sesindeki acıyı yok sayarak alayla konuştum.

Dudaklarımı birbirine bastırarak tek kaşımı kaldırdım. "Hm, o neden?" Egemen afallayarak yüzüme baktığında gülümsemiş, o ise eğlendiğimi fark ederek harelerindeki hüzün dağılarak yerine tehlikeyle karışık haylaz bakışlarıyla ışıldayarak bana bakmaya başlamıştı. Ağzını açacağı sırada Nehir'in sesi dikkatimi ona vermemi sağlamıştı.

"Bu sessizlik ve sizin fısıldaşmalarınız canımı sıkmaya başladı" diyerek homurdandığın da Egemen'in de ona döndüğünü hissetmiştim, konuşmaya başladığında oflayarak başımı Egemen'in göğsüne yasladım. Hoş başka şansım da yoktu ya neyse...

UNUTULAN/Tamamlandı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin