49...

650 44 4
                                    

Elimi ayağımı nereye koymam gerektiğini bilemezken testleri çöpe atmış odaya geçerek yatağın üzerine oturmuştum.

Çok sevinmiştim...

Ama korkuyordum...

Korkum asla Araf hakkında değildi, onun böyle bir şeye nasıl tepki vereceğini bilemesem de olumlu yönde olacağına emindim.

Korkum sadece iyi bir anne olamamaktı...

Annem gibi ya da babamın bu saçma yeraltı sebepleri yüzünden benden ayrı kalmasıydı...

Araf da bende normal değildik, sıradan bir insan değildik.

Ben babamın yaptığını yapmazdım ancak bilmiyorum...

Daha ben anne sevgisi nedir onu bilmiyordum, tek bildiğim bir anne nasıl olunmamalıdırdı...

Derin bir nefes almak istediğimde karnıma giden elimi çektim.

Ne yapacaktım?

Telefonumun zil sesini duyduğumda irkilmiş komodinden alarak kimin aradığına bakmıştım.

Araf arıyordu...

Telefonu açmadan burnumu çekmiş gözyaşlarımı silerek boğazımı temizlemiştim.

Telefonu açtığımda Araf'ın direkt konuşması işime gelmişti.

"Eve geldin mi? Yemek yedin mi?"

"Evet." diyerek alt dudağımı dişlerimin arasına aldığımda sesimin titrememesi için büyük bir çaba sarf etmiş ama işe yaramamıştı.

"Sen ağlıyor musun?"

Araf'ın aniden sertleşen sesiyle gülerek başımı eğmiştim. "Afra? Kızım deli gibi ne ağlayıp gülüyorsun?" dediğinde daha çok gülerek sırtımı yatağa yaslamış ve tavanı izlemeye başlamıştım.

"İyiyim ya, arada oluyor." dediğimde Araf sessizleşmişti. Büyük bir ihtimalle benim ima ettiğim özel günü anlamıştı ama yine de güvenememiş olacak ki"Sen ağlamazsın. Bir sorun mu var? Bana yalan söyleme, bahane de bulma. Yanına geliyorum." demesiyle kaşlarımı kaldırmıştım.

"Gerek yok, gerçekten. İyiyim, bir haber aldım."

Araf"Ne haberiymiş bu?" demesiyle kapanan kapı sesiyle Araf'ın yanıma geldiğini fark etmiştim.

"Hiç, kızların arasında. O kadar sorgulama."

Araf"İnanmıyorum çünkü senin kız arkadaşın yok."

"Araf! Komşularımız var, lütfen."

Araf bir şey söylemeden telefonu yüzüme kapattığında gülerek yüzümü yıkamaya gitmiş anne olacağım şokundan çıktığım için içimi istemsiz bir heyecan ve mutluluk sarmıştı.

Odadan çıktığımda burgeri ellerimin arasına alarak büyük bir iştahla yemeye başladığımda bana bakan Gül Hanım'a poşeti işaret etmiştim.

Ağzım o kadar doluydu ki konuşamamıştım. Gül Hanım gülümseyerek "Yemeyeceğim." dediğinde omuz silkmiş o an fark ettiğim açlıkla beraber poşetin içinden patatesleri, tavuk parçaları ve soğan halkalarını çıkartmıştım.

UNUTULAN/Tamamlandı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin