YETMİŞ ALTINCI BÖLÜM: "HER ŞEY YOLUNDA"

3.6K 394 42
                                    

Birkaç bölüm sonra final yapıyoruz.

Bölüm şarkısı;

Katsutoshi Kitagawa - Let Me Be With You [Chobits Açılış Şarkısı]

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Okula döndüğümüzde Bediz'i gördüğü anda Güneş çok endişelendiği için ağlamaya başlamış, Makber ise kucaklarıyla onu boğmaya çalışmıştı. Kayınço'nun anlattığına göre iki gün evden uzakta kaldıktan sonra babaları onları eve çağırmış ve konuşmak istemişti. Konuşma iyi geçmiş olmalıydı çünkü Bediz o günden beri gülümsemediği kadar çok gülümsüyordu. Öyle ki futbol maçı yaptıklarında daha fazla bağırıyor, Bücür'ü oradan oraya fırlatıyordu. Yoyo'nun anlattığına göre babasının aklı başına biraz olsun gelmişti ve Bediz'e biraz ıkınarak da olsa onu annesiyle karşılaştırmadığını söylemişti.

Bediz ile yaşadığımız bu kısa süreli heyecandan sonra Kötü Kadın Müzeyyen'i evine postalamıştık, Bediz de rahat ortamına geri kavuşmuştu. O günden beri Gülseren Teyzelere Mine'ye özel ders vermek için gidiyordum. İlk sınavlarımıza girmiştik ve Ulaş üstün bir başarı göstermişti. Hâlâ Orion'daki işine devam ediyordu, bende Mine'nin derslerinden kazandığımı biriktiriyordum. Elimizden geldiğince Fatih'in seanslarına gitmeye çalışıyorduk. Bazı zamanlar ise birlikte Fatih'in evine gidiyor, birlikte oyunlar oynuyorduk.

Annem yavaş yavaş eski işine dönüşler yapmaya başlamıştı. Şimdilik sadece elinden geldiğince beni yalnız bırakmayacağı şekilde gezip fotoğraflar çekiyordu. Ona evde tek kalabileceğimi söylesem bile bana inanmıyor olsa da üniversiteyi kazandığım zaman Afrika'ya gidebileceğini söylüyordu. Yeniden işini yaparken gülümsüyor olduğunu görmek beni sevindiriyordu.

Bugünkü dersimiz için Mine ile birlikte Eroltu evindeydik. Gülseren Teyze'nin ailesinin evine gitmesi gerektiği için ve Mine de bende kardeşine katlanamadığımız için izin alarak onu buraya getirmiştim. Mine ilk defa Ulaş ile tanışacağı için çok heyecanlıydı. Utangaç bir şekilde el sallamış, sonra ise bir süre Ulaş'a bakmamıştı. Ne zaman oturmuş ve derse başlamıştık, o zaman utangaçlığını biraz olsun atmıştı. Ulaş onun için pişirdiği kurabiyelerden getirince ise utançla yeniden kafasını eğmişti. Ulaş'tan çekindiğini düşünmüyordum, belki de onu yakışıklı bulduğu için utanıyordu, kim bilir. O yaşlardaki kızlar büyük erkeklerden çok çabuk etkilenebiliyordu sonuçta.

"İşte kurabiyeleriniz." dedi Ulaş tabağı önümüze bırakırken. Benim önüme çay dolu fincanı bırakırken Mine'nin önüne süt dolu bir bardak koydu. "Sıcak çikolata yapacaktım ama kurabiyeler zaten tatlı. Güzelce dersinizi yaparsanız gitmeden önce Mine ile birlikte sıcak çikolata içebiliriz, ne dersin Namverân?"

BULUTLAR DA AĞLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin