Bölüm şarkısı;
Ken Hirai - Boku Wa Kimi Ni Koi O Suru [I Give My First Love To You Şarkısı] {Güzel bir Japon filmidir.}
"Bediz?" diye koluna uzandı Neco ama bunu öyle kısık bir sesle yaptı ki zar zor duyabildim. Bediz hırsla gözlerini sildi ve koşarak evin bahçesine daldı. Onu görünce iki ağabeyi de durdu ama Bediz hiç onlarla ilgilenmeyerek direkt babasının ve halasının yanına koştu.
"Ne yapıyorsunuz?" diye sordu ama sesi oldukça yüksek çıkmıştı.
"Evin dış cephesini boyuyoruz Bediz, görmüyor musun kızım?" Müzeyyen barizmiş gibi gösterdiğinde Bediz sinirle kolunu kaldırdı ve duvarı işaret etti.
"Bende neden yaptığınızı soruyorum işte."
"Bu evin büyük bir değişikliğe ihtiyacı var." Müzeyyen şöyle bir etrafa bakındı, onlar konuşurken bizde yavaşça bahçe kapısından içeriye girmiştik. "Yeni bir başlangıç yapmak için eski hatıralardan kurtulmak önemli."
"Ben yeni bir başlangıç yapmak istemiyorum, böyle gayet iyiyim." dedi Bediz ama babası başını sallayarak halasına arka çıktı.
"Halan haklı kızım, belki de silkelenip kendimize gelmemiz için yapmamız gereken budur."
"Bu kendimize gelmemiz için yapmamız gereken şey değil. Baba görmüyor musun her şeyi kendi isteği şekilde değiştiriyor ya da değiştirmeye çalışıyor."
"Bediz!" dedi Müzeyyen kızgın bir tonla. "Bir hanımefendi-"
"Senden de, hanımefendi saçmalıklarından bunaldım artık!" diye bağırınca bir anda Bediz neye uğradığımı şaşırdım. Ufuk ile Sadri de o kadar şaşırmıştı ki ellerindeki fırçaları yere düşürdüler. Güneş'ten sonra aynı gün içinde Bediz'in daha önce tanık olmadığım yönlerini görmek bana fazla ağır gelmişti sanırım. "Sadece sana olan saygımdan, babama olan sevgimden sustum. Beni değiştirme çabalarına rağmen sustum, tüm o hanımefendi saçmalıklarına dayandım, Ufuk ağabeyimle oyun oynamama izin vermediğinde, Sadri ağabeyimle top oynamama izin vermediğinde, kâbus gördüğümde Yavuz ağabeyimle uyumama izin vermediğinde, Giray ağabeyimle kaykay yapmaya gitmeme izin vermediğinde bile sustum! Ama bu bardağı taşıran son damla artık. Hayatımı nasıl yaşayacağım yalnızca beni ilgilendirin. Hanımefendiliğin cehenneme dek yolu var!"
Bir anda öyle gaza geldi ki, şeytan boynuzları yaptığı ellerini havaya kaldırdı ve "Fuck this shit, yea!" diye bağırdı Jigglypuff. Herkes ciddi ciddi Bediz'i izlerken Kayınço bir anda kendi tutamayıp güldü ama hemen kendisini toparladı ve Jigglypuff'ın kafasına bir tane geçirdi.
"Terbiyeni takın! Halanla düzgün konuş." dedi babası kaşlarını çatarak ama Bediz susmadı.
Öyle hırsla konuşuyordu ki, tüm bu döktükleri uzun yıllardır içinde biriktiriyor olmalıydı. "Asla senin gibi olmayacağım. Bir hanımefendi olmayacağım. En büyük derdim ne misafirler geldiğince evimin bal dök yala olması, ne altın gününde başkalarının yemeklerim hakkında yaptıkları yorumlar ne de en büyük yüzüğü kim almış dedikodusunun kazananı olmak asla değil! Senin tam aksin olacağım, tıpkı şuan olduğum gibi. Her yanım çamur olana dek futbol oynayacağım, erkeklerle oturup kalkacağım, on kilometre öteden duyulacak şekilde kahkaha atacağım, benden daha cüsseli oğlanlarla kavga edeceğim, dayak yiyeceğim, dayak atacağım, okul eteğimin altına inatla eşofman giyeceğim. Senin gibi olmamak için, kendime söz veriyorum ki elimden gelen her şeyi yapacağım. Ama tüm bunlara rağmen, annem gibi de olmayacağım." Belki de her şeyi dalgaya almasının, asla aklı başında davranmamasının nedeni buydu. Bir çay fincanında boğuluyordu ve kurtulması için yapabileceği tek şey orada değilmiş gibi davranmaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BULUTLAR DA AĞLAR
Teen FictionNamverân Somer adının kısaltılmasından nefret eden, insanlarla kolay kolay anlaşamayan ve de kişisel alanının işgal edilmesinden hoşlanmayan bir genç kızdır. İstemediği hiçbir şeyi yapmayan bu kızın hayattaki tek zayıf noktası, kanser hastası olan b...