Güç ve Cesaretin Yanındaki Hayal Kırıklığı

1.5K 481 106
                                    

Benito'nun evinin önündeki kalabalık iyice birikmişti. Neredeyse hepsi erkekti. Anastasia uzakta Ash ve Nancy'i fark ettiğinde attan hızla inip çember oluşturmuş kalabalığın arasına daldı. Halkın çoğu Anastasia'yı fark eder etmez ona yol açmıştı. Meraklı gözler onu takip ediyordu.

Genç kız sonunda iki kardeşe ulaştığında nefes alışverişlerini düzene sokmaya çalıştı. Zavallı Nancy üzerine gelen halkın ağza alınmayacak kadar kötü hitaplarından yüzünü kapatmış ağlıyordu. Ash ise ablasını sarılmış onu korumaya çalışıyor, küfürleri içi kan ağlaya ağlaya dinliyordu.

Anastasia epeyce üzülmüştü. Kalbinin altındaki çökme akciğerlerine ağırlık yapmıştı. Karnındaki heyelan çocukluk arkadaşını bu durumda görmesineydi.

"Ne oluyor burada!"

Kalabalık bir süre sonra suspus olmuştu öfkeyle haykıran Leydi'yi görünce. Gözleri şefkate sarılmış öfkeyle parlayan genç kız ağzından küfür duyduğu adamlardan birini tüm gücüyle itti. "Ne dedin sen ha!"

"O bir fahişe!"

Anastasia ince ve uzun boylardaki genç çocuğun kasıklarına sert bir tekme fırlattı. Acıyla dizüstü çöken adamın saçlarından çekip yüzüne bir yumruk daha atmıştı.

"Tek kelime daha edecek olursanız bu adama yaptığımdan beterini yaparım!"

Herkes susmaya devam ederken birikmiş kalabalığa bağırmaya devam etti. "Bir daha birinizin onu rahatsız ettiğini görürsem size bir Kraliçe sözü veriyorum erkek ya da kadın olun bu şehrin en büyük fahişesi siz olursunuz!"

Herkesi süzdükten sonra bir tepki görmemişti. "DUYDUNUZ MU BENİ!"Sinirden yanakları kızarmıştı.

Başını sallayan kalabalığa son kez bağırdı. "Şimdi kaybolun! Tek birini dahi burada görürsem infazını veririm."

Korku saçan Kraliçe karşısında yavaş yavaş dağılmaya başlamıştı halk. Ana hırsla Nancy'e dönüp işaret parmağını ona dikti. "Seninle sonra görüşeceğim!"

Espen'ın evine yol almıştı durmadan. Adolf genç kızı izlemeye devam ediyordu. İçinden adeta bir canavar çıkmıştı. Bundan ne kadar hoşlandığının bir seviyesi bile yoktu. Her şeyi ile kendini görüyordu onda.

Espen'ın evinin kapısına hırsla vuruyor, aynı zamanda da bağırıyordu. "Espen seni sikik kafalı kapıyı aç!"

Kapı biraz sonra sarsılarak açıldığında kaygıyla harmanlanan Espen ile karşılaşmıştı. Ellerini önünde bağlamış, benzinin rengi solmuştu. Ani bir hareketle onu yakasından tutup evin dışına fırlattı. Genç adam dengesini kurabildiğinde neye uğradığını şaşırmıştı.

"Leydi'm affedin.."

"Affetmek mi! Ölmeden önceki son dileğin bu mu!" Adolf bu sözler karşısında şaşkınlığını gizlememişti. Genç kız çok öfkeli olduğuna göre ağır bir suç işlenmişti diye düşündü.

"Lütfen her şeyi düzeltebilirim bana şans verin." Espen olaya Anastasia'nın karışabileceğini hiç tahmin etmemişti. Hiçbir Kraliçe köylü bir kızın namusu için uğraşmazdı.

Genç kız karşısında yalvaran adamı gördükçe daha da sinirleniyordu. "Sen hangi cesaretle benim çocukluk arkadaşıma zarar verdin ha!" Espen'ın çelimsiz bedeninden kavrayıp bir çelme ile yere yatırdı. "Leydi'm kendime engel olamadım."

Bu sözlere daha da çıldırmıştı. Yüzünü yumruklamaya başladı. Her vuruşunda çocuğun yüzü dağılıyor, kan sıçrıyordu dudaklarından. Olanları gizlice pencerelerden izleyen halk arasından bir kadının sesi feryat etti. "Oğlum!"

Vaveyla +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin