Güneşin altın ışıkları, camın ardından süzülerek, beni uykunun sıcak kollarından nazikçe çekip aldı. Göz kapaklarımın üzerinde dans eden parlaklık, rahatsız edici bir neşeyle beni gerçek dünyaya davet ediyordu. Gözlerimi araladığımda, etrafıma zorlukla odaklandım ve kendimi Adolf’ın yatağında buldum. Yataktan gelen maskülen koku ve her köşesi, sabahın ilk ışıklarıyla aydınlanan bu odada günlerce kalabilseydim keşke. Huzurlu sessizliği dinlemek için bir an durdum. Yavaşça doğrulan bedenim, güneşin ışığını selamlar gibi esnedi. Üstümde iç çamaşırlarım hariç hiçbir şey yoktu. Başım da inanılmaz ağrıyordu. Acıyla inleyerek yataktan kalktığımda her şeyi hatırlamamın verdiği utanç dalgalarını hazmettim.. Dün geceki yaşadıklarımız... Hepsi anbean zihnimde bir lahzada beliriyordu. Yerin dibine girmek üzereydim. Sarhoşluğun etkisiyle neler yapmıştım ben öyle?
Etrafıma bakındım fakat Adolf'ı görememiştim. Yalnızca hayasız birlikteliğimizden derbeder olmuş bir yatak ve sarhoşluğuma rağmen geçmeyen anılarımla kalmıştım koskoca odada. Üstümdeki örtüyü çekip yerdeki elbiseme uzandım. Üzerime geçirirken başka şeylere odaklanmayı denedim fakat nafile üzerimden çıkardığı anı bile hatırlıyordum. Tanrı'm cehennemine alma beni(!)
Saçlarımı dün akşamki gibi topladıktan sonra botlarımı ayağıma geçirip odanın kapısını usulca araladım ve koridora adımımı attım. Gözlerim, etrafı dikkatle süzüyor; her adımımı, olası bir yakalanma riskine karşı temkinle atıyordum. Kim bilir neredeydi bu adam diye düşünmekten alıkoyamadım kendimi. Dar giriş koridorunu geçtiğim sırada sağ tarafımda Adolf ve Allison'ı gördüğümde onlar beni fark etmeden iç güdüsel olarak hızla geriye çekildim ve koridorun gölgesindeki duvarın arkasına saklandım. Gözlerim, merakla dolu, saklandığım yerden hafifçe uzanırken, Adolf'ın tüm ciddiyetiyle Allison'a söylediklerini dinledim. "Üzgünüm Prenses Rozvelt, siz çok iyi bir kızsınız. Daha hayatı anlayabilecek çok az şey yaşadınız. Ama kendinize uygun birini elbette bulacaksınız. Çok genç ve güzelsiniz. Ayrıca sizi seven bir dedeniz var." Allison lafını kesmeden onu dinliyordu. Adolf ise gayet rahat bir şekilde ellerini arkasında birleştirmiş göz temasını bir an bile kesmeyerek Allison'ın tepkisini süzüyordu. Tıpkı benim gibi tek istediği onu üzmemekti. Keşke şu an Adolf yerine ben olsaydım karşısında. Ona gerçekleri kendim söyleyebilseydim...
Yüzü benden ters yana dönük olduğu için onu göremiyordum ama hayal kırıklığına uğradığına emindim. Kalbime çöken pişmanlık ciğerlerimi sıkıştırmıştı. Bunları yaşamasını asla istemezdim. Ama onu sevmeyen biriyle de evlenmesini istemezdim.
"Son olarak,” dedi, sesindeki soğukluk kalenin sıcaklığını bir anda dondurur gibi, “Dedeniz ve babanızın şunu bilmesini istiyorum. Eğer meseleden bahis açılırsa, bizzati kendim de söyleyeceğim. Ben, başkalarının benim adıma verdiği kararlara, onlar istedi diye boyun eğmem. Eğer biriyle evlenmek niyetinde olsaydım, bunu çoktan ilan ederdim, Allison. Diğerlerinin çabalamasına gerek kalmazdı.” Sözlerini bitirdiğinde, gözlerindeki kararlılık ve dudaklarının kenarındaki hafif titreme, sözlerinin ağırlığını daha da pekiştirdi.
Adolf’ın son sözleri, beklenmedik bir sevinç dalgası yaratmıştı içimde. Dün gece, bana evlenme teklif ederek niyetini sadece bana ilan etmişti. Belli ki kırk yılı aşan hayatında bu onun için bir ilkti.
Allison’ın yüzü gözümün önüne geldiğinde, duygularım bir limanın dalgakıranları arasında savruluyor; ancak gerçekler, bu karışık duyguların ötesinde bir yerde yatıyordu. Adolf’un sesindeki anlayış, içimdeki fırtınalı denizi biraz olsun yatıştırmış, kalbime bir nebze huzur getirmişti. "Sorun değil Prensim. Sizi rahatsız ettim. İnanın bana bu konu burda kapandı. Benim için sizin düşünceleriniz daha önemli." Tanımayan biri için söyledikleri samimi gelebilirdi ama ben içinde kopardığı isyanları burdan duyabiliyordum. Kırgınlık ve hüzün doluydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vaveyla +18
Fantasy×❌Yetişkin içerik ❌× Rahatsız olanlar okumasın,, Tanrı yine bir gün dünyaya göndermeden önce yarattığı ruha her zamanki sorusunu sorar : Ruhun hangi varlıkta can bulsun, ışığım? Bu seferki ruh ona şöyle karşılık verir: Orada ki en güzel varlıklar h...