Hatalı Yargılamalar

1.2K 378 35
                                    

"Anlat baba!"
Beaufort, elindeki kadehi masanın üstüne nazikçe bırakırken kızının ani çıkışına şaşırmıştı. Onun göğsünde yanan ateşi hissedebiliyordu adeta. Arkasını dönerek, deli gözlerle kızına baktı ve sessiz bir şekilde göz teması kurdu.

"Sakin ol, Allison. Nedenini anlamadım. Ne hakkında konuşmak istiyorsun?"

Genç kız gözyaşlarını silecek kadar cesurdu, ancak acı bir ifade yüzünü kaplamıştı. Beaufort, kızının bu hali karşısında ne yapacağını şaşırmıştı. "Annem."

"Annem sıradan bir kadındı. Neyi anlatmamı istiyorsun?" Kaçamak bakışlar arasında sandalyesine oturdu.

"Benden bir şey saklama, lütfen baba. Çocuk değilim. Sadece anlat."

Beaufort, o an için elindeki kadehi sıkıca tutuyordu. Derin bir nefes aldı ve gözlerini kaçırdı. "Benimle düzgün konuş, Allison." Kadehi masaya sertçe vurduğunda, öfkenin etkisiyle tüm bedeninde bir titreme hissetti.

"Benden bir şey saklama, lütfen baba."  Gözleri iyice açılan genç kızın kalbindeki kapılar daralmıştı bir tek.

Beaufort kinle titreyen bir sesle gözlerini kıstı, “Gerçekten bilmek istiyor musun?” Allison için o an, dünyası değişmek üzereydi ve içinde bir korku filizleniyordu; Gerçeklerin bu kadar hızlı açığa çıkacağını hiç sanmazdı.

“Ah, Allison,” dedi Beaufort, sesindeki öfkeyle her kelimeyi zehir gibi damlatarak. “Annen, sadakatsizliğin ve ihanetin bizzat kendisiydi!" Şaraptan hırsla bir yudum alıp devam etti. "Ölen halan Nora’nın eşi Isaac’le yasak bir aşk yaşayarak beni aldattı. Bu iğrenç gerçeği öğrendiklerinde halan ve Kamryn'i kim öldürdü biliyor musun!" Yanaklarında seğiren kaslarla acımasızca kızına haykıran Beaufort bir nefret gibi o cevabı kustu. "Annen olacak fahişeydi!" Odada yankılanan sesle yerinden zıplayan genç kız neye uğradığını şaşırmıştı. Beklenmedik gerçeklerle sarsıldı. Gözlerinden süzülen yaşlar, yılların acısını ve ihaneti yıkayıp götürüyordu. Annesinin anısı, artık sadece karanlık ve hüzünle dolu bir gölgeydi. Allison, titreyen elleriyle masanın kenarına tutunmaya çalıştı. Fakat yıllarca tutunduğu yalanların üstüne bu masa fazla gerçekçi kalmıştı ki ürkerek elini geri çekti.

Babasının devam ettiği sözler, genç kızın zihninde parçalarcasına yankılanıyordu. “Deden,” diye haykırdı o ses, “sen ve abin kırılmasın, ailemizin adı lekelenmesin diye bu gerçekleri bizden saklamamızı emretti.” Ama ardından gelen bu sessizlik, yıllarca taşıdığı yükün daha da ağırlaşmasına neden olmuştu. Peki Anastasia bu ağırlığı nasıl sırtlamıştı? Neden annem suçsuz dememişti? Bu sorular gözyaşlarıyla özdeşleşerek akmaya devam etmişti zihninde.

Kamryn… Yıllarca içinde biriken öfke ve kinin sahibi. Meğerse öldürülen oymuş. Katil kendi annesiymiş. Yengesine kızdığı, suçladığı her an için kalbindeki yakıcı his canını acıttı.

O an, duvara düşen gölgesi bile acısını yansıtıyordu. Allison, içindeki fırtınayı bastırmaya çalışarak, karanlık odada yükselen ses inatla üstüne gidiyordu. "Eğer onun sözünü dinlemeseydim, annenin ne kadar alçak biri olduğunu her gün suratına haykırırdım, Allison!" Gözlerini kapatıp akan şelaleri yanaklarından boynuma doğru süzülüşünü algıladı.
"Onun mezarına gitmedin, çünkü o bir mezarı bile hak etmedi. Cesedini yırtıcı kuşlara bıraktım, kemiklerini ise dalgaların arasına savurdum.”

Bu sözlerle, Allison’ın boğazından bir hıçkırık çıktı. İnanmak istemiyordu. Annesinin anılarına ihanet edemezdi.

"Yalan söylüyorsun. Benim annem bizi çok severdi. O asla böyle yapmaz." İçini kemiren bu bağnazlık bir yerde açık veriyordu. Peki öyleyse adaletinden ve merhametinden sıkça bahsedilen Ana'nın annesi Kamryn neden son nefesinde onu öldürmüştü? Haklı olabilir miydi? Bunlar gerçek olabilir miydi?

Vaveyla +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin