Aşkın Bedeli

1.5K 480 142
                                    


Kaleye ulaştıklarında Tina'yı Mac ve eğitmen Leopoldo ile tanıştırmıştı, Ana. İki çocuk da talim arkadaşı bulduğuna sevinmişti. An itibariyle eğitime başlayan ikili fazla eğleniyordu.

Ana onların memnun olduklarını gördüğünde gönül rahatlığıyla kaleye girdi. Oldukça mutsuz ve bitkindi. Fakat her şey Adolf'ı görene kadardı. Sadece kısa bir göz temasının ardından arkasını dönüp odasına kaçtı.

Adolf tuhaf bir şeyler olduğundan tamamen emin olmuştu. Düşünceler arasında yanında Thomas belirdi. "Dostum korktuğumuz başımıza geldi."

Adolf katı yüzünde belirsizleşen ifadesiyle 'ne demek istiyorsun' bakışı attı.

"Seni Lord Rozvelt'in kızı Allison Rozvelt'la evlendirmeyi düşünüyorlar."

Adolf zaten anlamıştı Allison'ın bu tuhaf davranışlarının nedenini. Yüz kasları gerilmiş, gözleri katil benliğine geri dönmüştü. "Dostum hadi ama o kadar kötü değil. Güzel kız."

Anastasia'yı iyileştirdikten sonra 2 gün boyunca kendisinden kaçma sebebi de kuvvetle ihtimal bu yüzdendi. O soğuk tavırlar, bakışlarını kaçırmacalar... Kim bilir ne kurmuştu kafasında.

Thomas'a tepki vermeden büyük bir hızla Ana'nın odasına yöneldi. Kapıyı tıktıklamadan içeri daldı. Koltuğunda oturup derin düşüncelere dalan genç kız, onu gördüğünde bir hışımla kalkıp bağırmaya başladı. "Prens Adolf! Odama böyle giremezsiniz!"

"Aaa öyle mi?" Adolf hiç ara vermeden Ana'nın yanına varıp bir anda belinden tutarak duvara yapıştırdı onu. Genç kız neye uğradığını şaşırmış tepki verecek gücü bir anda kaybetmişti. Boğazından çıkan küçük çığlığı zor bela çıkarmıştı. "Demek duyduklarından dolayıydı her şey. Allison'la Ben." Genç kız Adolf'ın Allison ile evlenme haberini yeni duyduğuna şaşırmıştı. Kesilmiş nefesleri arasında ona içtenliğinin yanında tehditkar bakan Prens'in yakınlığına alışmaya çalıştı.

Elinin birini yine genç kızın kafasının yanına koydu. "Peki benim fikrimi sordun mu? Çünkü inan bana onların benim hakkımdaki planları umrumda bile değil."

"Benim umrumda." Adolf şaşırmıştı. Değersiz bir evlilik planının neresi umrundaydı diye sordu içinden."Allison seninle evlenmeyi istiyor. Senden hoşlanıyor. Ben bunu ona yapamam."

"Ama o sana bunu yapabilir?" diye karşılık verdi Adolf kaşlarını kaldırıp ciddi bir cevap beklediğini ima edercesine.

"Anlamıyorsun, o benden daha iyi kalpli. Benden daha kibar. Benden daha saf..."

Adolf Ana'nın sözünü kesip elini kibarca çenesine yerleştirerek kafasını kaldırdı yüz yüze gelebilmek için. "Benim istediğimin öyle olduğunu kim söyledi?"

"Bunu ona yapamam. Her şey yeni düzelmişken olmaz."

Vücudu Ana'ya daha da yaklaşıyorken genç kız yine yakından duyduğu kokunun onu mayıştırmasına engel olabilmek için kesik kesik nefes alıyordu. "Bak aranızda ne geçtiği beni ilgilendirmez. Ama ben seni istiyorum. Saf olmayan, kibar olmayan... Bugün kasabaya indiğinde şunu gördüm: Sen tam bana göresin."

Bu cevap Anastasia'yı çok şaşırtmıştı. "Sen beni mi takip ettin?" diyerek yükseltti sesini. Gözleri kısık ses tonu gitgelliydi. Çünkü bedeni onun dibinde ayakta duramıyordu.

Adolf gözlerini kıstı ve genç kızın tepkisini inceledi. Kulağına yaklaşıp onu ele verecek sözleri söyledi. "Bildiklerimizi birbirimizden saklamayalım. İkimizde benim seni izlediğimi bildiğinden haberdarız."

Ana bir süre Adolf'tan göz temasını kesmeyerek tepkisini ölçtü. Sonunda pes etti. Adolf kabullendiğini anladığında tekrar dudaklarını araladı. "Konumuz bu değil. Benimle ol ya da olma Allison'la evlenmeyeceğim. Ben kimi istersem onunla evlenirim. Ve ellilerine giren biri olarak evlilik pek bana göre değil. Ama bu fikrim senin için geçerli değil. Ayrıca Allison'ı seven bir dedesi var. Yani her halükarda iyi herifin tekiyle evlenecek. Peki sen?"

Vaveyla +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin