Chasity's Pov :
Gözlerimi açtığımda hastane kanadındaydım. Elimde hissettiğim sıcaklık ile sırıttım. Draco sandalye de uyuyordu. Saçları dağılmış, hafif şişmiş gözaltları burdan hiç gitmediğini gösteriyordu. "Uyanmışsın! İnanamıyorum, ne zaman uyandın? Uyuya kalmışım! Merlin!" "Merlin aşkına, sakin ol Drakey. Şimdi uyandım. Poppy'yi çağırır mısın?" Bir an gözü ellerimize takıldı, hafifçe sırıttı. "Ah evet, elbette."
Madame Pomfrey nir kaç gün daha yatmamı istedi. Hareket edebiliyordum fakat çok yorgundum ayrıca elim ayağım titriyordu. Sakinleştirici ve bayılmanın etkisi ile 1 hafta uyumuşum. 1 HAFTA? Nora yanımdan ayrılmıyordu. Sürekli ziyaret ediyor. Draco ile nöbetleri değiştiriyorlardı. Harry nerdeydi? Bilmiyordum. O gün de yoktu.
Yine hastane kanadında bir güne uyandım. Poppy ye ne kadar yalvarsam da çıkarmadı. Drakey ve Nora'dan öğrendiğim kadarı ile Sirius aklandı, pettigrew Azkaban'a atıldı. Harry'yi sorduğumda konuyu değiştiriyor, konuşmamakta direniyorlardı. Çıkana kadar bir kere bile gelmedi. Ona birşey mi olmuştu?
Draco bir, Nora bir kolumda hastane kanadından çıktık. Poppy sinirlenmememi, uzun süre sakin kalmamı söyledi. Pfft, ben ? Sakin kalmak ? Olaysız ? İmkansız. Koridorda Harry'yi gördüğümde yanına koştum. "Harry! Tanrıya şükür iyisin! Bir şey oldu sandım! Neredeydin?" "Seni ilgilendireceğını düşünmüyorum." "Pardon?" "KARDEŞİM BİLE DEĞİLSİN! DRACO MALFOY GİBİ PİS SLYTERİNLERLE TAKILIYORSUN," arkamda hareketlilik hissettim. Nora Draco'yu tutmuş olmalıydı. "AİLEMİZE İHANET EDEN ADAMI AKLATIP, SİNİR KRİZİ NUMARALARIYLA HASTANE KANADINDA KALIYORSUN! BENİM KARDEŞİM DEĞİLSİN! ÖYLE OLSAYDIN BİLE, ANNEMLE BABAM SENDEN TİKSİNİRDİ!" sözleri hançer gibi kalbime saplanırken gözlerim doldu. Şlak sesi ile kafamı kaldırdım. Harry'nin suratında kırmızı parmak izlerinin, iaşaret parmağını sinirle sallayan Nora'yı görünce kime ait olduğu belli oluyordu. "Bana bak Harry Potter! Bir daha ağzını açarsan acımam lanetlerim! DOĞRU SÖYLÜYORSUN! KARDEŞ DEĞİLSİNİZ! SEN BÖYLE ACIMASIZ BİR PİÇ KURUSU GİBİ DAVRANIRKEN O GÜNLERDİR SENİ DÜŞÜNÜYORDU! KENDİ İSTEĞİYLE GELMEMENİ KABUL ETMEK İSTEMEDİ! Sirius Blavk olayını açıklamayacağım. Yarın sabah Gelecek Postasında olur." Kolumu tutup sürükledi. Draco arkamızdan yürüyordu. "Yanlız kalmaya İHTİYACIM var." Nora anlamıştı. İhtiyaç odasında olacaktım. "Hayır! Saçmalama! Ya geçen seferki gibi olursa? İzin vermiyorum. Gidemezsin." "Drakey izin ver. Dinleneyim, nefes alamıyorum." Draco istemeye istemeye başını salladı. Yönümü ihtiyaç odasına çevirirken düşüncelerimi aklımdan attım. 'Sakinleşe bileceğim bir yere ihtiyacım var, kum torbası fena olmaz' diye geçirdim. Önümde demir kapı belirince derin bir nefes aldım.
Draco's Pov :
Saatlerdir yoktu. Nora'ya sorduğumda kendi gelmeli diyordu. Tek çare bir kaç hafta önce Filch'in odasından çaldığımız Çapulcu Haritaysıydı. Bir tek ihtiyaç odası gözükmüyordu. O da oradaydı. İçeri girdiğimde her yer dağılmıştı ellerinde sargı, kum torbasını tekmeleyip bağırıyordu. Pufların birinde cübbesi vardı. Gömleğinin kollarını sıvamış, kum torbasını yumrukluyordu. Kollarını yakaladım. "Dur, durmalısın. Chas yeter. Şşş. Tamam geçti" "Neden? Neden bana böyle yapıyor Drakey? Ben ona yardım ediyorum. Vaftiz babasını kurtarıyorum. O ne yapıyor? Bana bağırıyor. Yalan söylediğimi düşünüyor. Canım yanıyor Draco. Belki de doğru söylüyordur? Annemle Babam benden tiksinirdi burda olsalardı." "Hayır. Sen çok iyi birisin Chasity, ne zaman kötü bir şey yaptın? Hatırlıyor musun bir birinci sınıf merdivenlerden yuvarlanacak diye koşa koşa yanına gidip birlikte yere yuvarlanmıştınız. Ama sen kendinden önce o Hufflepuff'lı çocuğa baktın ve hemen birine seslenip Hastane Kanadına götürtmüştün. Sen kötü veya iğrenç biri değilsin Chasity Lily Potter. Sen harika bir insansın. Bir gerizekalının sana böyle düşündürmesine izin verme. Sil göz yaşlarını! Nerede benim tanıdığım o güçlü, hiç ağlamayan Chas? Hadi kalk, Nora bize birşeyler almıştır mutfaktan."
Chasity'yi kızlar yatakanesinin girişine bıraktım. Zor bir haftaydı.
Chasity's Pov:
Nora bana kızmış, Harry salağını takmamamı, sabah gazeteyi görünce ayaklarıma kapanıp özür dileyeceğini belirtmişti. Peki ben affedecek miydim?
Ertesi sabah gelecek postasında Sirius'un masum olduğu, asıl suçlunun pis sıçan olduğu söylenmişti. Harry'ye inatla bakmıyordum. Umrumda değildi.
Bir senede bitti. Harryle konuşmadım. Bir kaç defa özür diledi, ama kolay kolay affetmeyeceğim şeyler olduğunu söylerek konuşmadım. Sirius ve Norayla kalacaktık. Ne de olsa vaftiz babamızdı. "SİRİUS!" koşup sarıldım, arkamdan Nora ve Harry sarıldı. "Hadi gidelim gençler." "Nereye gidiyoruz? Grimmauld Meydanı 12 numaraya mı?" "Sen nerden-? Tamam haklısın sorgulamıyorum. Evet oraya gidiyoruz." Grimmalud Meydanı 12 Numara güzeldi. Biraz asetonla tablodan kurtulduk ve tamamdır.
Harry ile konuşmuyor, o yokmuş gibi davranıyordum. Sirius'un dikkatini çekmiş olucam ki sürekli bana nedenini soruyordu. Bir sabah uyandığımda aşağıdan bağrışma sesleri geliyordu. "NASIL YAPARSIN HARRY? NASIL KIRILACAĞINI DÜŞÜNMEZSİN?" "O BENİM KARDEŞİM DEĞİL. MALFOY İLE GEZİYOR KİM BİLİR BAŞKA NELER YAPIYORLARDIR?!" "ne? Sen... sen nasıl böyle düşünürsün Harry? Ben... o benim arkadaşım. İnanamıyorum sana..." Hızlıca yukarı çıktım. Eşyalarımı bir sandığa tıkıp Pur'u aldım. "Üzgünüm Sirius ben... kalamam burda. Nora bebeğim sana mektup yollarım." "Nereye gidiyorsun?!" "Seni ilgilendirdiğini düşünmüyorum." "Sana nereye dedim!" "Gidiyorum, iyi günler Sirius. Görüşürüz Nora." Kapıyı çarpıp çıktım. Şimdi nereye?
Draco's Pov:
Her zamanki gibi boş boş yatıyordum. En azından Quidditch vardı bir kaç haftaya. Kapının çalmasıyla şaşırdım. Biri gelmeyecekti. "Ben bakarım Phia. Sen geç içeri." Karşımda sandığıyla kıpkırmızı olmuş bir Chas vardı. "Chas?" "Şey merhaba, ben ımm... harry ile kavga ettim ve nereye gideceğimi bilmiyorum. Yani eğer sana sorun olmayacaksa. Yani anlarım tamam ben gideyim en iyisi" kolundan tuttum. "Dur. Geç içeri, buz gibisin. Merlin! Nasıl seni bırakırlar böyle. Gel bende annemi çağırayım." İçeri girdi sandığını Phia'ya verip annemi bulmaya gittim.
Chasity's Pov :
"Ah merhaba canım, sen Chasity olmalısın. Draco bana senden-" Draco'nun öksürüğü ile sözü kesildi. "Öhö öhö anne öhö öhö" "Herneyse, üşümüş olmalısın gel sana bir oda ayarlayalım." "Çok teşekkür ederim efendim, ben ne diyeceğimi bilmiyorum. Çok sağolun Bayan Malfoy." "Cissy de lütfen."
Cissy'yi sevmem için nedenler :
1- O bir Black'ti.
2- O bir Malfoy.Şöminenin başında otururken içeri Draco girdi. "Anlatmak ister misin?" Kafa salladım. Herşeyi anlattım. "İşte burdayım." "O Potter'a gününü göstereceğim !" Yumruklarını sıkıyordu. Elimi üstüne koydum. "O artık umrumda değil Draco, ama sen umrumdasın. Bir şey yapmayacaksın. Değil mi?" "Hı-hı" "Draco!" Güldü. "Tamam tamam. Birşey yapmayacağım." "Güzel, hadi şimdi yatmaya. Uykusuz kalamazsın. Bana burayı gezdireceksin." "İyi geceler." "Sanada..."
Kalktığımda saat 10'du. Eh erken sayılır. "Günaydın tatlım." "Günaydın Cissy" "Geç değil mi?" "Anne onu hafta sonları göreceksin. Öğleden sonra uyanıyor." Güldük. "Ne diyebilirim ki? Güzellik uykumu almalıyım." Güldü. Tanrım! Çok güzel gülüyor. Yeriw. "Hadi kahvaltıya, Lucius birazdan gelir."
Birlikte masaya oturduk. "Sen Chasity olmalısın. Hani Draco'nun bahsedip durduğu kız." "Öhö öhö baba ÖHÖ ÖHÖ" "Draco iyi misin? Su iç istersen." "İyiyim Chas, sağol." "Ne diyorduk. Ah evet ben Chasity Lily Potter. Tanıştığıma sevindim efendim. Sizde Lucius Malfoy'sunuz. Draco çok sizden bahsetmese de sizi tanıyorum az çok."
"Tanıyorum derken?" "Ah hiç efendim. Bilindik şeyler." "Evet tamam. Sen neden gelmiştin." "Ben şey... ımm... ikizimle tartıştım. Yüzünü pek görmek istediğim söylenemez. O yüzden evden ayrıldım. Gidecek bir yerim yoktu. Draco'ya burda bir süre kalmanın uygun olup olmayacağını sordum. O da Cissy ile konuşunca. Burdayım." Çok kayde değer birşey olmadı kahvaltıda. Kahvaltıdan sonra gezmeye karar verdik...1057 Kelime.
Kendi rekorumu kırıyorum canlarım.
Seviliyorsunuz xoxox.
Votelayın bare.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkizim | Chasity Lily Potter
FanfictionYa yetimhanenin birindeki Deli Potterhead kız kendini Hogwarts'ta, ikizi Harry Potter' ın zamanına giderken bulursa ne olur? Eh, bir gözat derim.