Düello? Düello.

737 62 2
                                    

Asasını kaldıran Grindelwald'a şaşırarak baktım. "Saçmalama İhtiyar bahçenin ortasındayız."    "Aa(!) Siyah'ın Prensesi korktu mu?" Derin bir nefes aldım. "Anlıyorum İhtiyar ekşın istiyorsun ama cidden düellonun ortasında belin falan tutulur- HEY!" Kafama atılan bir büyüden ucu ucuna kurtuldum. YİNE. "Tamam. Yarın, 3. Derste Düello Pistinde." Sırıttı. "Orda olacağım." Reverans yapıp arkamı döndüm. "Söz seni iyileştireceğim." Sırıtarak sınıfa ilerledim. Ksks. Ofh. Sınıfa girdiğimde tüm gözler bana döndü. Eh. Zamanının en karanlık büyücüsüne düello teklif etmiştim. Marie yüzünde kocaman bir gülümseme ile bana döndü. "Hoşgeldiniz Bayan Potter. Duyduklarıma göre Profeaör Grindelwald'a düello teklifinde bulunmuşsunuz."     "Ne dememi bekliyorsunuz? Evet. İsterseniz bir tane de size edebilirim. Cidden ben size laf sokmaktan yoruldum siz laf yemekten yorulmadınız." Sinirden kızarıyordu.  "Slytherinden 15 puan!"    "İstediğiniz kadar puan kırabilirsiniz Slytherinden ama bu sizi sevmediğim gerçeğini değiştirmeyecek."    "Merak etmeyin bende sizi sevmiyorum."    "Sanırım bu bana söylediğiniz en iyi şey." Kapıyı kımıldamadan açtığımda arkamdan bağırdı. "Okuldasınız Bayan Potter! Saçlarınıza çeki düzen verin!" Gözlerimi sinirle Marie Cadısına çevirdim. Yeşil olduklarına emindim, bir kaç adım geriledi. Sinirle ordan çıkarken meşalelerin ateşi her adımımda artıyordu. Koridorda ilerlerken bir grup erkek Gryffindoorluyu konuşurken duydum. "Yemin ederim şu kızın sinirli hali dışında hiç bir şeyden korkmuyorum."     "Biliyor musun, sağır değilim. Üstüne gitmeyeceğin tek korkun olan benim sinirli halimi gerçekten görmek istemiyorsan susmanı öneririm." Suratına bile bakmadan söylediklerim karşısında susmuştu.

Kızlar tuvaletinin önünde aynaya bakıyordum. Elimi kafamın üstünden geçirip saçlarımın ve gözlerimin eski, kahverengi hallerine dönmelerini bekledim. Olmadı? Saçlarımdaki yeşiller gitti, simsiyah saçlar ve gözler ile kaldım. Şaşırmıştım. Bir köşeye fırlattığım siyah, üstünde yeşil ile Black yazan, üstünde küçük bir Slytherin rozeti olan çantamı sırtıma taktım. Genelde cübbemi giymez, beyaz gömleğim ve hiç hoşlanmadığım eteğimi giyerdim. Kravatımı yeşil-gümüş bir fulara çevirip bileğime bağlardım. Uzun siyah çoraplarımın altına rahat, siyah spor ayakkabilar giyerdim. Eteğimin altında hep bir şort olurdu. Yani o kadar rahat giyiniyordum ki gören her an bir düello'da olabilir derdi.

Dumbledore'un kapısını çaldım. "Gir."   "Yaşlı Bunak konuşmalıyız, öneml- Tranwell?" Ne arıyor bu burda.  "Bayan Potter?"  Şaşkınca bana bakıyordu. "Neden bu kadar şaşırdın anlamadım Tranwell. Ben bu okulda bir öğrenciyim ve burası da müdürün odası." Öksürdü. "Evet. Ben Bay Dumbledore ile önemli birşey konuşmaya geldim." Çantamı odadaki tek, yoğun ısrarlarım sonucu Dumbledore'u ikna edebildiğim siyah koltuğa fırlatıp oturdum. "Tamam. Konuş bakalım." Bir kaç saniye suratıma baktı ve tekrar öksürdü. "Gölge birşeylerin peşinde."    "Ciddi misin?! Ay çok şaşırdım şuan(!)" Dumbledore gülmemek için dudaklarını sıkıca bastırdığında sırıttım. "Anlamadım?" Şaşırmadım. "Ölüm Yiyenler ilk toplanmaya başladığından beri başlarında kişi veya kişiler olduğunu ve birşeyin peşlerinde olduklarını savunuyorum zaten, şimdi siz tam 5 ay sonra gelmiş bana diyorsunuz ki 'Gölge birşeylerin peşinde.' Yani ne demeliyim bilemiyorum. Ben istersem elimi bile sürmeyip burda, Hogwarts'ta, güvenli bir şekilde 7. Yılımı bitirip acemi bir seherbaz olup büyücülükle alakası olmayan bir yere gidebilirim. Örneğin... Türkiye! Ah evet. Eskiden ordaydım ve ne yalan söyleyeyim özledim oraları. Siz inatla beni dinlemiyorsunuz. Bende burda kendimi paralıyorum. Günde kaç saat uyuyorum haberiniz var mı? 2! Günümün çoğunu bakanlıkta baskınlarla, dosyalar arasında geçiriyorum. Sonra gelip burada derse giriyorum, kendi problemlerimle uğraşıyorum, Gölge ve bilinmemezliklerle dolu süprizli hayatım hakkında saatlerce araştırma yapıyorum! Siz rahatça uyuyabilesiniz diye 17 yaşındaki ben 1 aydır 3 saatten fazla uyumadım. Yani var mı bilemedim ama, gururunuz da mı zedelenmedi anlamadım. Şimdi siz Gölge neyin peşinde onu da bilmiyorsunuzdur zaten. Neyse söyleyecekleriniz bu kadarsa İyi Günler dilerim. Çünkü Profesör Dumbledore ile konuşacak önemli şeylerim var." Adam ağzı hafif aralık bana bakarken yavaşça ayağa kalktı ve gitti. Yüzümü Dumbledore'a çevirdim. Bana kızgın bir şekilde bakıyordu. "Lütfen bana gerçekten bir aydır en fazla 3 saat uyuduğunu söyleme."    "Beni önemsiyormuş gibi davranma Yaşlı Bunak. Saç ve gözlerimdeki büyüyü Marie'nin yoğun istekleri üzerine kaldırdım ama hala siyahlar." Dudakları yukarı kıvrıldı. "Sen siyahsın Chasity, buna bu kadar şaşırmamalıydın." Yaşlı bunak haklı beyler dağılın. Omuz silkip ayağa kalktım. "Senden saçlarımın uçlarının yeşil olması için izin istemeye geldim."  Ellerini sakalından geçirdi. "Sanırım bunu yapabilirim." Eline bir parşömen alıp birşeyler yazdı.

İkizim | Chasity Lily PotterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin