Sabah uyanmıştım. Draco'nun meltubuna cevap veriyordum.
Sevgili Drakey,
Sıkıldım ben burda. Arada Dobby ve Kreacher uğruyor. Nora ve Sirius sürekli geliyorlar. Ama sıkılıyorum. Bu gece Athy ve Nora yatıya kalacaklar. Sende gelmeye ne dersin? Pur seni sorup duruyor. Ne ara bu kadar yakınlaştınız anlamıyorum ki! Ya 2 ya 3 kez gördün hayvanı. Herneyse, seni özledim. Cissy ve Lucius'a selamlarımı ilet.En yakın zamanda görüşmek dileğiyle,
Mükemmel Chasity.
Yazıp gönderdim. Ferrell' ı kullanıyordum, Draco'nun baykuşu.
Pur, istediğin oldu. Sordum, belki gelir.
Chasss, sence çok yakışıklı değil missss?
Pur, senle Draco'nun dedikodusunu yapmayacağım.
Hadi amasss, çok yakışıyorsunuzsss
PUR! Ah, ben gidiyorum.
Tam yılan varya. Gülüyor mu o? Merlin! Hayriye 1, Pur 2 (Y/N : ZehraYurdaer - "Draco 1 sen 2" den esinlenilmiştir.)
Ayıp.
Sus Hayriye. Akşama doğru cevap geldi.
Sevgili Chas,
Bende de durumlar aynı. Biliyorsun, olaysız günler geçiriyorum ki sen Hogwarts'ı birbirine katınca bana fazla gelmesin. Bende gelirim, annemle konuştum. O da çok selam söylüyor. Babam tekrar bekleriz dedi. Pur'a söyle, bende onu özledim. Ona sevdiklerinden getireceğim. Bende seni özledim. Yani sizi özledim. Nora ve Tony'ye selam söyle. Bu mektup sana ulaştıktan bir süre sonra orada olurum.
Bu akşam görüşürüz,
Daha Mükemmel Drakey'in.
Evet be! Çok eğlenecuk. Zabaha gadar eylenecuk, zabaha gadar! 1 saat kadar sonra kapı çaldı. "Drakey!" Sıkıca sarıldım. "Çok özledim seni, daha sık uğramalısın" "Bende seni özledim. Bir kaç güne tatil bitiyor, senin için sorun olmayacaksa Hogwarts'a gidene kadar burdayım." "Tam 1 hafta var Drakeycik. Nora ve Athy bir kaç güne gidecekler. Biz de ortalığı karıştırırız." Muzip bir gülümseme ile söylediklerim karşısında sırıttı. "Rahat durmayacaksın değil mi?" "Cık. Hadi gel odanı göstereyim."
Kısa bir süre sonra Athy gelmişti. "Athy!" "Merhaba güzellik. Çok beklettim mi?" "Yaşlandım ben. Torunlarım oldu." "Kimle evlendin Dra-" "ÖHÖ ÖHÖM evet öhö Draco'da burda. Gel hadi içeri." Sırıtıyordu ve ben sinirleniyordum. Buldum! Yandın Athy. Nora gelsin, göstereceğim sana. Merline şükür ki Nora da çabuk geldi. Sohbet arasında sordum. "Çocuklar benim aklıma birşey takıldı." "Sor güzelim" dedi Athy kaymak birasını yudumlamadan önce. "Şimdi ben Nora'ya mı 'Yenge' diyeceğim. Athy'ye mi 'Enişte' diyeceğim." Sözümün bitmesiyle ağzındaki kaymak birasını Draco'nun üstüne püskürttü. "ÖHÖ ÖHÖ NE ÖHÖM" Nora kıpkırmızı olurken Athy boğulurcasına ses çıkarıyordu. Draco ve ben sırıtmakla meşguldük. Nora birden ayaklandı. Bitmiş kaymak birası şişesini alıp "Doğruluk mu Cesaretlik mi oynayacağız." "Farkında mısın bilmem Nor ama hepimiz Slytheriniz. Gry ler gibi aptal cesaretimiz yok." "Biz de bu yüzden 'Kurallar' koyuyoruz. 2 kez arka arkaya Doğruluk dedikten sonra bir cesaret demek zorundasınız. Hadi başlıyoruz." Çevirdi. Ben ve Athy arasında durdu. "Doğruluk mu Cesaretlik mi İty?" "Doğruluk." "Harry'yi affedecek misin?" "Evet ama çok güzel bir şey yapmalı. En azından söylediklerini unutayım." "Asası ısınmadı. Doğru söylüyor, çevir Chas." Döndü vee Nora ile Athy'nin arasında durdu. "Doğruluk mu Cesaretlik mi Tony?" "Cesaret." "Yürü be Athy!" "Hmm. Buldum! Büyük annemin portresinin önünde bir Muggle doğumlu olduğunu, benimle evleneceğini ve Black soyunun artık Melez olarak devam edeceğini söyleyeceksin." "Büyük cesaret ister. Kulaklarının helvası neli olsun? Antep Fıstıklı yapayım mı? Sen seversin." "Sağol İty. Ben gidiyorum. Hadi bakalım." Athy kalkıp bodruma inerken biz devam ettik. Drakey ve benim aramda durdu. "Doğruluk mu Cesaretlik mi Drakey?" "Doğruluk." "Hmmm. Pansy neden dibinden ayrılmıyor?" "Şey... ımm... bilmem." "Yalan söylüyor." "Tamam. Athy gelsin devam edelim. Ben cevabımı aldım." "Ne anladın?" "Sevgilin olduğunu söyleyebilirdin!" "Chas bak-" "Sana güvendim! Herkes benden birşeyler saklıyor ve hiç hoş değil! Geleceği değiştirmeye çalışıyorum ama herkes üstüme geliyor! Anlamıyor musun??" "Neyi?!" "Ugh, cidden salaksın. İyi geceler." Yukarı çıktım. Düşünmem gerekiyordu. Arkamdan Nora'nın gerizekalı diyişini duydum sadece. Hiçte huzurlu olmayan bir uykudan önce düşüncelerime daldım.
Bir kaç gün geçmişti. Nora ve Athy gidiyordu. "Seni özleyeceğim Athy... Kim bilir bir daha ne zaman görüşeceğiz?" Gözlerim doluyordu. Farketmiş olacak ki sarıldı bana. "Hiç de gözüktüğün gibi sert değilsin biliyor muydun? Tam bir sulu gözsün hatta! Kendine gel. Sen Chasity Lily Potter'sın. Aptallığı Kes." "Tabii siz Albus Dumbledore tarafından size emanet edilen çocukları her bakımdan yetersiz gördüğünüz bir binanın ev sahipliği yapmasına şiddetle karşısınız ama...
-Slytherin at some point" Gülüyorduk. "Hem üzülme, bu yıl sana minik bir süprizim olabilir. Görüşürüz!" "Umarım...."Nora'da gitmişti. Artık Draco ve ben vardık. Bir kaç defa konu ile ilgili konuşmak istedi ve ben reddettim. Bu da o 'defa'lardan biri. "Chas konuşmalıyız." "Evet dinliyorum." "Pansy ve ben-" "Senle Pansy hakkında konuşmayacağım." "Sevgili değiliz." "Ne?" "Pansy ve ben sevgili değiliz." "Ama asan? Isındı." "Arkadaşım da değil." "Ondan hoşlanıyorsun yani!" "Hayır! Saçmalıyorsun!" "Ne o zaman? Neyin?!" "Chasity bak ben-" "Hah! Biliyordum! Draco istediğinle birlikte ol. Banane." "Chasity! Durur musun! Chas! Ughh. Kahretsin!" Sıkılmıştım bu durumdan. Yarın Hogwarts açılıyordu. Azcık rahatlayacaktım. Çok az. Offff. Açım. Aşağı inmeliyim.
Draco's Pov :
Söylemeliydim evet. Ama yapamıyordum. İroniğe bak! Sevdiğim kız, beni başka biriyle sanıyor. "Nasıl söyleyeyim ki? Nasıl diyebilirim 'O benim gelecekteki nişanlım' diye?!" "ne?" "Chas? Sktr." "O senin nişanlın mı?" "Hayır yani şuan değil." "Ne demeye çalışıyorsun?" "Babası bizi nişanlamak istiyor. Ailemi tehtit etti. Yapacak birşeyim yok. 6. Sınıf bitince nişanlanacağız." Söyledim işte. Rahatlamam gerek ama ben rahat değilim....
Chasity's Pov :
Nişanlanacaklar. 6. Sınıfın ortasında. Hayır. İzin veremem. "Ne ile tehtit etti?" "Bazı belgeler ile. Babamın ölüm yiyen olduğunu kanıtlayan belgeler." "Tamam. DOBBY!" "Buyrun efendi Chasity." "Dobby beni parkinson malikanesine buharlaştırabilir misin?" "Ne saçmalıy-" "Seni tehtit eden, beni tehtit etmiştir ve ben tehtit edilmeyi sevmem. Bekle dobby bir şey almalıyım." Televizyonun altındaki gizli bölmeden Parkinson'ların dosyasını aldım. "Gidebiliriz Dobby."
Parkinson Malikanesinin önündeydim. Kapıyı çaldım, bir ev cini açtı. "İyi günler canım. Adın ne?" "Seera efendim." "Tamam Seera. Bay Parkinson evde mi?" "Evet efendim." "Ona kendisini salonda beklediğimi ilet." Bir süre sonra aşağıya indi. "İyi günler. Kimsiniz?" "Kim olduğumun bir önemi yok. Önemli olan sizin sevdiklerimi tehtit etmeniz ve ben tehtit edilmeyi sevmem. Buyrun bu dosya. Bende yedekleri var. Eğer Lucius Malfoy için topladığınız 5 maddelik dosya Sihir Bakanlığının eline geçerse, bir ruh emici öpücüğü alacak kadar maddeye sahip sizin dosyanızı bizzat Alastor Moody'ye iletmekten çekinmem. Sanırım bir düşmanlığınız var. Dosya sizde kalabilir. İyi günler." Hiçbirşey söylemeden Malikane'den çıktım. Dobby ile birlikte Grimmauld Meydan'ına buharlaştık.
"Selam Drakey!" "Chas! Merline şükürler olsun! Ya sana bir şey olsaydı?!" Sıkıca sarıldım. "Artık tamamen bekarsın canım." "Ne? Nasıl?" "Bay Parkinson Lucius için 5 maddelik bir dosya hazırlayıp sizi tehtit etmeye kalkmış. Bende elimdeki bir ruh emici öpücüğüne yetecek kadar maddeli dosyamı önüne attım. Lucius'un dosyası bakanlığa giderse, bu dosya Alastor Moody'ye gider dedim. Aralarında büyük bir düşmalık var. Dosya onda kaldı. Bende yedekleri var zaten." "Harikasın biliyor muydun?" "Tabiki biliyordum. Mükemmelim."
1049 Kelime
Rekor değil :/
Seviliyorsunuz xoxox.
Votelayın bare.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkizim | Chasity Lily Potter
FanfictionYa yetimhanenin birindeki Deli Potterhead kız kendini Hogwarts'ta, ikizi Harry Potter' ın zamanına giderken bulursa ne olur? Eh, bir gözat derim.