İkizim | Chasity Lily Potter

Kehanet ve Rüyalar

Draco'nun elini tutmuş bakanlığın içinde ilerliyordum. Yakalanabiliriz diye ikiye ayrılmıştık. Ve o kapıyı gördüm. "Draco! Bak orası." Kapıdan içeri girdik. Koridor koridor gezdik. 90...91...94..97! İşte! "Alıp kimse görmeden çantama attım ve yanındakini elime aldım. Ne olur ne olmaz değil mi? "Kehaneti aldım. Hadi gidelim." İlerlerken karşımıza kukuletakı biri çıktı. Dolohov. "Selam Dolohov hayat nasıl?" Alayla sırıttı. "Kehaneti ver bücür. Kimsenin canı yanmasın."    "Gelip kendin alsana." Asasını kaldırdı. "Seni küçük-"   "Dolohov! Kehanete dikkat et!"   "Bellatrix Lestrange. Azkaban nasıldı?" Kahkaha attı. "Çok güzeldi. Seni yollayayım mı?"   "Ah bunun için Lordundan izin alman gerekir. Ne de olsa Voldemort'a sormadan kıçınızı bile silemiyorsunuz değil mi Lestrange?" Sinirleniyordu. "Onun adını ağzına alırsın ha!"   "Ah hayır. Voldemort onun adı değil. Onun adı Tom Marvolo Riddle. Melez." Bellatrix çığırdı. "Kes sesini! Bana kehaneti ver." Elimi havaya kaldırdım. "Bunu mu istiyor? Gelsib de alsın o zaman!" Koşuyorduk. Birden bir kapı gözüktü. Açtım. Bakanlığın ortasına gidiyordu. "Mükemmel! Atla Draco!" Atladık. Bir kaç seherbaz Harry, Nora ve Athy yi tutuyordu. "Onları tutacağınıza kehanet bölümüne saldırmış ölüm yiyenleri halledin! Giriş ve çıkışları kapatın!" Aralarından biri konuştu. "Biz bir veletten emir almıyoruz."    "Bu 'velet' bir yaşındayken dünyanın en karanlık büyücüsünü yendi. Eğer o çok değerli kıçını tekmelememi istemiyorsan Azkaban kaçakları Antonin Dolohov, Bellatrix Lestrange ve Rodolphus Lestrange'ı yakalamanı öneririm!" Hızlıca kehanet bölümüne ilerlediler Nora'ya döndüm. "Bak Nora, bu çantayı Dumbledore'a vereceksin ve içinde diyeceksin. Ama Dumbledore olduğundan 100% emin olmalısın anladın mı? Buraya kimse gelmeyecek. Biz halledeceğiz tamam mı? Al bu anahtarı ve git."

"SEHERBAZLARIN BAŞI NERDE?!" Bir adam çıktı. "Burdayım!"  "Şimdi beni iyi dinle. Kehanet bölümünde 3 ölüm yiyenle savaşan 2 kişi var. Giriş ve çıkışlar kapatılıp onlara takviye gönerilecek tamam mı? Güzel. Biz de onların yanına gidiyoruz."

Dolohov etkisiz hale getirilmişti. Her seherbaz biriyle savaşıyordu. Biri ağır yaralıydı. "Burası bizde! Siz Dolohov'u alıp St. Mungos'a gidin." Ben Bellatrix ile, Draco Rodolphus ile düello ediyordu. Seherbazlar gelmişti. Bellatrix birden kafasını çevirince lanet gönderdim. "PETRIFICUS TOTALUS!" Bellatrix'in donması ile Rodolphus'un dikkatı dağılmıştı. Draco da onu yakalayınca ifade verdik. Buraya sirius'u ziyaret'e geldiğimizi ama onları kehanet bürosuna girerken gördüğümüzü, peşlerinden girdiğimizde benim kehanetimi farkettiğimizi ama kırıldığını söyledik.

Dumbledore'u görünce yanına gittim. "Sen bizi nerden aldın?"   "Yetimhane'den."   "Sana ilk ne yapmıştık?"    "Soru sormuştunuz."   "İlk soru neydi?"   "Nora Alya Black gerçekten bir Black mi diye. Sende çığlıklar atıp 'Bir Blacksin İnanamıyorum!' diye bağırmıştın."   "Son soru. Benim asamın özelliği ne?"     "Benim asama çok benziyor ama aynısı değil. 2 özlü. 2 özüde aynı anka kuşuna ait, o anka kuşuda Fawkes. Benim kuşum."    "Tamam inandım sen Dumbledore'sun. Kehaneti aldın mı?"     "Evet. Yok edildi." Plan tamam. Umbridge hariç sakin bir sene olacak çünkü Crouch korktuğu için Sihir Bakanlığından ayrıldı! Fudge'ın ilk işi Hogwarts'a casus sokmak olacaktır.

4. Sene sonunda bitti. Bölüm kupasını biz aldık çünkü ben 3 Büyücü Şampiyonu oldum. Yazı biraz orda biraz burda geçirdim. Athy Grimmauld Meydanında kalıyordu. Cissy ve Lucius ile iyi anlaşmıştım. Voldemort kitaptaki kadar gelmiyordu. Malfoy'lara güvenmediği açıktı. Riddle malikanesinde kalıyordu. Fidelius büyüsü ile saklanmıştı ve sır tutucu kendisiydi. Voldi den şaşırmadığımız hareketler.

Bu aralar iyice çökmüştüm. Rüyalarımda sürekli kabuslar görüyor, çığlık atarak uyanıyordum. Grnel olarak hep Annem ve Babam'ın ölümünü görüyordum. Bağırsam, çağırsam, yeşil ışığın önüne atlasam da bir şey farketmiyordu. Ruh gibi ortalıkta geziniyor, yokluğumu belli ediyordum. Sürekli bana 'Nasılsın?' diye soruyorlardı. Kısa cevaplar verip geçiştiriyordum. Canım yanıyordu.