Savaş Sonrası Hogwarts

810 73 13
                                    

Tren'in içerisinde ilerliyorduk. Boş bir kompartman bulduğumuzda 6 kişi koltuklara yerleşti. Draco ve ben sandığımı yere koyup üstüne oturduk. "Hadi adımızı kazıyalım!" Fikrim beğenilince işaret parmağımı uzattım.

Chasity Lily Potter
Draco Lucius Malfoy
Harry James Potter
Lillian Carine Bode
Hermione Jean Granger
Ronald Billius Weasley
Nora Alya Black
Anthony Liam Jones

Biraz uzundu ama olsundu. "Vay canına. 2. İsmini bilmediklerimi öğrendim." Lillian'a gülümsedim. Draco konuşmaya başladı. "Yanına yeni soyadlarınızı yazarız. Hermione Jean Granger/Weasley, Nora Alya Black/Jones, Lillian Carine Bode/Potter ve Chasity Lily Potter/Malfoy. Yakıştı ha!" Omzuna vurdum.

Büyük salonda Dumbledore'un konuşmasını dinliyorduk. Herkes öğrenmişti yaşadığını ve Grindelwald için mahkeme falan düzenlendi. Sonuç olarak Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Profesörümüz Marie Redmand adında sarışın, gıcık bir kadındı. Bakın ilk görüş önemlidir. Ben söyliyim baştan. Bu karıyı sevmedim aga. (Yazarın içine kaçan bir adet Seda Sayan'a slmlar) Duyurular yapıldı, yemekler yenildi. Ah canım cübbem çok özledim seni. Gözlerimi kapattığımda Hogwarts'da olmanın mutluluğunu yaşıyordum.

İlk dersimiz iksir. Şu kadın kendini tanıtıyor. "Müfredatınız hayli ilginç. Neden?"    "Her sene farklı öğretmen aldığımızdan olmasın? İlk senede kafasının arkasında Voldemort olan kekeme, ölüm yiyen bir profesör. İkinci senede dişleri geleceğimden parlak ama sahtekar bir profesör. Üçüncü -ki bu en sevdiğim- gelmiş geçmiş en iyi ksks profesörümüz Remus Lupin. Dördüncü senede çok özlü iksir içerek bir seherbaz kılığına girmiş bir ölüm yiyen. Beşinci senede ise... sanırım kusacağım, pembe delisi, Voldemort'un döndüğüne inanmayıp ilkel cezalar veren bir manyak. Altıncı senede en sevdiğim Profesörlerden olan Severus Snape. Şimdi de siz. Söylesenize Profesör. Sizin ne ilginç tarafınız var?" Gözlerimi kısarak en arka sırada olmama rağmen Marie'ye diktim gözlerimi. Gülümsedi. "Hiçbir problemim yok Bayan Potter. Ama sizin var gibi. Elinizi neden kaldırmadınız?"    "Ortaya atıp cevap beklemediğiniz ama sorduğunuz, görünüşe göre de kimsenin cevaplamayacağı bir soru sordunuz. Kimse cevaplamadığından ben cevapladım. Açıkcası, el kaldırma gereği de duymuyorum. Merak etmeyin. Tüm derslerinizde yokmuşum gibi burada uyuyacağım. Sadece ilk dersiniz diye bir göz atayım dedim."        "Dersi dinlemeyerek sınavları nasıl geçmeyi bekliyorsunuz Bayan Potter?"      "Hepsini biliyorum zaten."     "Hepsini bilseniz sınava girer ve sene atlardınız."     "Hogwarts'ta okumak varken, neden sene atlayayım? Ben böyle iyiyim. İsterseniz bana soru sorabilirsiniz." Sırıttı. "Affedilmez lanetleri açıklayın."    "3'ünü de tattım. Çok güzeldiler. Avada Kedavra yeşil bir ışık ile ölümü getiriyor. Vücuduzda herhangi bir yara almadan acısız bir şekilde ölüyorsunuz. Crucio hayatınızda çekmediğiniz derecede büyük bir acı sunuyor. Kemikleriniz tek tek kırılırmış gibi hissediyorsunuz. Sanki siz hala yaşıyorken vücudunuzu dilimliyorlarmış gibi. Aklınızda tek bir şey oluyor. 'Ne olur. Tanrım ne olur öleyim de bitsin.' Üç saniyesi bile yeterliyken dakikalarcası akıl sağlığı için iyi değil. Örnekler var zaten. Herneyse. Son olarak İmperio, kurbanı etkisi altına alır. Karşınızdakinin zihnini, duygularını ve bedenini ele geçirirsiniz. İmperio etkisi altındayken dertsiz, tasasız, rahat, bomboş bir durumda kalırsınız ve istemeseniz de sizi yöneten kişinin etkisi altında kalırsınız. Karşı çıkabilen kişiler iradesi çok güçlü kişilerdir ve çok az kişi yapabilir. Bu üç lanette 1 sene öncesine kadar asasız yapılamıyordu. Ta ki biri gelip yapana kadar." Çantamı sırtlayıp sınıfın kapısına ilerledim. Bir öğrenci merakla sordu. "Kim?" Kapıdan çıkmadan önce sırıttım. "Ben." Arkadan Thug Life müziği alabilir miyiz? Yada biri şu kadının suratının ortasına bir qapaq yapabilir mi? Bu beni kesmez gençler.

Sınıftan çıkışım tüm okulda konuşuluyordu. Athy her yerde benle dalga geçip duruyordu. İksir dersine ilerlerken gözüm Beauxbatons'dan gelen 4 kıza takıldı. 2 sarışın, bir kumral, bir de siyah saçlı bir kız vardı. Güzellerdi fakat çok da değil. Yanlarından ilerlerken sarışınlardan biri yüksek sesle konuşmaya başladı. "Son sınıflardan Draco Malfoy da çok yakışıklı(!)" Kıza dönüp gülümsedim. Arkamı dönecekken seslendi. "Bir şey demeyecek misin?!"    "Daha büyük sorunlarla uğraşırken sevgilime göz dikmiş bir sürtükle uğraşamayacağım." Ellerini saçıma attığında bileğini tuttum. "Bana bak küçük sürtük. Asamı bile çekmeden seni öldürebilirim. Muggle yöntemleriyle mi savaşmak istiyorsun? Ona da tamam. Ama kendine göre birini bul. Sen benim dengim olamazsın." Kalabalığı yararak gelen bir adet Minne ile kızın bileğini bıraktım. "Merhaba Profesör. Biz de hoşgeldin partisi veriyorduk."      "Odama. İkiniz." Omuz silkip peşine takıldım.

"Koridor'un ortasında kavga ne demek!"   "Yanlız ben kavga etmedim. Beni kışkırttı, yanıtlamadım. Bir şey söyleyip söylemeyeceğimi sordu, ben de onunla uğraşmayacağımı söyledim. Saçıma elini uzattı, bileğini tuttum hem de hiç büyü kullanmadan. Bakın altını çiziyorum büyü kullanmadan  yani ben hiçbirşey yapmadım. Kendimi savunmak dışında. Eğer ceza alacaksam söyleyin, almayacaksam yarın saat 7'de bir çay için odanızda olacağım." Minnie'ye bir bakış attım. Dudakları çok azıcık yukarı kıvrıldı. "İyi günler Bayanlar."

Ksks derslerinde uyuyordum. Arada beni kaldırıp sorular soruyor, uzun uzun cevaplar alınca da sinirlenip puan vermiyordu. İksir derslerim harika geçiyordu. Herkesten ayrı bir köşede kendi iksirlerimi üretiyor, 2 saatimi boş boş geçirmiyordum ve Snape'de bundan memnundu. Grindelwald'un dersleri sayesinde tüm okul sihir tarihine bayılıyordu. Asasıyla çıkardığı küçük görseller, dersi ilginçleştiriyor ve sevdiriyordu. Sihir Tarihi notuna ihtiyacım olmasa da dinliyordum. Tarihe ilgim vardı. Bitki bilim her zamanki gibi işkenceydi. Toza alerjisi olan ben, sera da hapşurmaktan yorulmuştum. Elimi değdirmeden işlerimi halletmem Profesör Sprout'un pek hoşuna gitmese de, anlayışla karşılayıp doğru yaptığım için puan alıyordum. Astronomi hep ilgimi çekerdi zaten. Bu sene yıldızları incelediğimizden çok güzel geliyordu bana. Kehanet'im iyiydi. Trelawney için Umbridge'in karşısına dikildiğimden beri beni seviyordu. Biçim değiştirmede hızlıca büyüyü yapıp uyuyordum. Minnie birşey demiyordu çünkü bu konularda sıkıldığımı biliyordu. Bakanlığın Nora ve benim animagus olduğumuzdan haberi vardı fakat kaydedilmemiştik. İşime gelirdi. Bakan ve Yoldaşlık biliyordu. D.O yoldaşlığa katılmış, daha verimli çalışıyorlardı. Muggle Bilimleri işkence gibiydi. Başta almıyordum ama boşum vardı. Bazen giriyordum. Haftada bir falan. Boş derslerimden birinde yine bahçede ilerliyordum. Bizimkiler yani 8'li, beni bahçede bekliyorlardı. Kızları bir ağacın altında gördüm. "Selam kızlar! Herm, Lil, Nor ben erkekleri göremedim."  Lil gözünü bir yere sabitlemişti. Baktığı yere baktığımda bizim sevgililerimize yapışan Beauxbatons sürtüklerini gördü. "Excusez-nouz salopes." (Pardon sürtükler.) Herm söylediğimle kahkaha krizine girerken Lil ve erkekler anlamayarak bakıyordu. Nora sırıttı. "Çevirisi : Pardon Sürtükler." Erkekler dudaklarını ısırırken bir kahkaha da Lillian attı. Kızlar göt olup kalkarken elimi yavaşça açıp kapadım. "À-bientôt." (Bay-bay) Sırıtmayı bırakıp sinirle Draco'ya döndüm. Yutkundu. "Açıklama istemiyorum. Yanınız zorla geldiklerini biliyorum. Asalarınızı çekebilirsiniz. Kıçınızı kurtaracağıma yemin ederim." Draco'nun yanına oturup başımı omzuna koydum. Bir kitap açıp büyüleri incelemeye başladım. Belimden tutup bana sarılırken sordu. "Herşeyi biliyorsun zaten. Neden okuma gereği duyuyorsun ki?"   "Kimse herşeyi bilemez sarışınım. Herşey, sırlarla dolu bir bilinmemezliktir. Bilemezsin, sadece öğrenebilirsin. Bazısını..."    "Bunu kim söylemiş?"    "Ben." Kahkaha attık. Çimlerin üzerinde uzanan 4 çift, dertsiz belki de son günlerimizi geçiriyorduk. Mutluydu ve birbirimizi seviyorduk. En önemlisi buydu zaten. Sevgi herşeyi yenerdi, sevgi herşeyden güçlüydü, sevgi...

1045 Kelime

Buralara ne yazacağımı bilmiyorum hiç. Okuyun, Votelayın, Yorum yapın, geçin. Bu arada yukardaki dil fransızca. Canım öğretmenim madem evdesiniz, bildiğiniz kelimeleri fransızca söyleyin dedi. Anama Mama, babama Papa diyorum. Modern aile biz. Sldksşskdö.

Sefiliyosunuz faqirler.

Vote. By.

İkizim | Chasity Lily PotterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin